MERSİN - Mersin Kadın Platformu, “Toplumsal cinsiyet eşitliği ekseninde kent politikaları” kapsamında hazırladıkları çalışmalarını yerel yönetimlere iletirken, ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Daire Başkanlığı’ ve alt birimlerinin kurulmasının kadınların en öncelikli talepleri olduğunu vurgulandı.

 

Mersin Kadın Platformu “Toplumsal cinsiyet eşitliği ekseninde kent politikaları” kapsamında hazırladıkları çalışmalarını yerel yönetimlere iletirken, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Daire Başkanlığı” ve alt birimlerinin kurulmasının kadınların en öncelikli talepleri olduğunu vurguladı. Mersin Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelere iletilmek üzere hazırlanan çalışmalarda yer alan kimi talep ve öneriler şöyle:

 

Belediye’nin tartışma ve karar sürecinde aktif katılım talebi

 

“Erkek egemen sistemden kaynaklı kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik, kadınlara ve LGBTİ+’lara karşı her türlü ayrımcılık kaçınılmaz olarak kent hayatına da yansır. Bu nedenle toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini gören ve bunlarla mücadele etmeyi, eşitliği sağlamayı güvence altına almayı hedefleyen bir yerel yönetimler politikası geliştirilmelidir. Bu bağlamda özel ve kamusal alanda erkek şiddeti ile mücadelede kadını güçlendirecek biçimde bir yerel yönetim anlayışının geliştirilmesi, somut programların üretilmesi ve stratejilerin geliştirilmesi noktasında Mersin Büyükşehir Belediyesi ile iş birliği halinde olacağımızı taahhüt ederiz. Özel ve kamusal alanlardaki her türlü erkek şiddeti, kadın cinayetleri, taciz, tecavüz, toplu taşıma araçlarının güvensizliği, sığınma evlerinin yetersizliği, LGBTİ+lara yönelik nefret ve şiddet olayları, çocuk istismarı, ayrımcılık en can alıcı sorunlar arasındadır. Yerel yönetim politikaları ve uygulamaları hayatlarımızı doğrudan etkilemektedir. Bu noktada belediyedeki stratejik planlama, bütçeleme, tartışma ve karar süreçlerinde kadın platformu olarak aktif katılımımızın sağlanmasını talep ediyoruz.

 

‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Daire Başkanlığı öncelikli talebimiz’

 

Tüm bu bağlamda şu anda çalışmaları devam eden stratejik plana, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve cinsel kimlikleri gözeten bir bakış açısı ile bir kent yaşamını hayata geçirmek için ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Daire Başkanlığı’ kurulması ve alt birimleri olarak asgari aşağıdaki birimlerin kurulmaları en öncelikli talebimizdir. Bu birimler çoğaltılabilir ve geliştirilebilir. Ancak Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Daire Başkanlığı içerisinde bulunan birimlerle, kadınlara ve LGBTİ+’lara karşı her türlü ayrımcılığa ve erkek şiddetine karşı aşağıdaki taleplerimiz hayata geçirilebilir ve yeni stratejiler üretilebilir. İlgili daire başkanlığında, psikoloji, hukuk, sosyoloji vb. alanlarda uzmanlar ve kadın çalışmaları yapan kişiler mutlaka olmalıdır. Oluşturulacak bu birimin kadın örgütleri ve kadın platformu ile aylık koordinasyon toplantı düzeneği oluşturulmalıdır. Stratejik planda toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçe oluşturulmalıdır. Yerel yönetim hizmetlerinde ve kent düzenlenmesinde göçmen kadınların ihtiyaçlarının dikkate alınmalı, bu konuda özel birimler oluşturulmalıdır. Kamusal hizmet üretimi ve sunumunda kadınlar anadilinde bu hizmetlerden yararlanabilmelidir.

 

‘LGBTİ+ farkındalık eğitimleri düzenlenmelidir’

 

Liselerde ve mahallelerde genç kadınlarla flört şiddeti atölyesi yapılmalıdır. İç göçle gelen kadınların sorunları ile ilgili araştırma komisyonu kurulmalı, sorunlarına dair politikalar üretilmelidir. Yaşlıların, çocuklu kadınların sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştıracak özel ulaşım hizmeti sağlanmalıdır. Kadın sağlığını, cinsel sağlığı temel alan ve ücretsiz nitelikli hizmet veren merkezler belediye bünyesinde açılmalıdır. Çocuk istismarını önlemeye yönelik çocuklarla ve yetişkinlerle çalışmalar yapılmalı, eğitimler düzenlenmelidir. Kadınların kent içi hareketliliklerini artırmak üzere toplu taşıma araçlarında özel indirimler yapılmalıdır. Kadın-doğum, çocuk ve diğer hastanelere giden toplu taşıma araçlarının bilet ücretlerinin düşürülmelidir.

 

 ‘Toplumsal cinsiyet bakış açısı dikkate alınmalı’

 

Yerel nüfusun yaşamını etkileyen politikaların, yöntemlerin ve araçların geliştirilmesi aşamalarında toplumsal cinsiyet bakış açısı dikkate alınmalıdır. Kadınlara dayatılan çocuk-yaşlı bakımı gibi cinsiyetçi iş bölümünden doğan işlerinin toplumsallaştırılması amacıyla yeterli sayıda ve nitelikli ücretsiz kreş, gündüz bakım evi, etüt merkezleri ve çocuk merkezi, yaşlı bakım evleri açılmalıdır. Kadınların sosyalleşebilecekleri, kendi potansiyellerini gerçekleştirebilecekleri, kültürel ve sanatsal olanaklardan yararlanabilecekleri mekân ve hizmetlerin üretilmesi sağlanmalıdır. Sosyal konut planlamasının yapılmalı ve yalnız çocuklu kadınlara, boşanma sürecindeki kadınlara öncelik tanınmalıdır. Yalnız yaşayan kadınlara, öğrenci kadınlara barınma desteği sağlanması kent politikaları üretirken mutlaka planlanmalıdır. LGBTİ+ farkındalık çalışmaları yapılmalıdır ve bu konuda LGBTİ+ örgütleri ve kadın örgütleri ile işbirliği sağlanmalıdır. Bu birim tarafından kadın örgütleri ve LGBTİ+ örgütleri desteklenmelidir. Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemenin hazırlanması, izleme-değerlendirme yapılmalı, raporla tutanak altına alınmalıdır. Cinsel şiddet ve tacizi önleme komisyonu kurulmalı, koordinasyonu eş güdümlü yürütülmelidir. Üniversitelerin, meslek örgütlerinin ilgili birimleri ve kişileri ile birlikte Çocuk Danışma Kurulu oluşturulmalıdır. Cinsiyet eşitliği değerlendirme raporu aylık yapılmalı, kadın ve LGBTİ+ örgütleri ile paylaşılmalıdır. Toplumsal eşitlik birimi ve belediyenin diğer müdürlük ve birimlerinin koordinasyonlu çalışmasına ilişkin toplantılar organize edilmelidir. İnsan hakları ve eşitlik politikaları ile ilgili soft-hard copy (kitap, broşür, afiş, sticker) oluşturmalıdır.”