AKP’li sanık avukatı katliamı meşru müdafaa olarak gördü!

  • 18:16 27 Eylül 2019
  • Hukuk
ANKARA - Ceren Şenel Damar davasında konuşan AKP’li sanık avukatı sanığın katliamı kanunda yer alan meşru müdafaa hakkını kullanarak gerçekleştirdiğini ve kendini savunduğunu söyledi. Sanık avukatın sözlerine mahkeme salonundan tepkiler gelirken, yuhalandı.  
 
Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görevli akademisyen Ceren Şenel Damar’ı katleden sanık Hasan İsmail Hikmet hakkında “Tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile açılan davanın ilk duruşması Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Verilen aranın ardından mahkeme tanıkların ve müşteki avukatların savunmalarıyla devam etti.
 
’30 yıllık meslek hayatım boyunca böyle çelişkili ifade görmedim’
 
İlk alarak söz alan müşteki avukatı Çetin Aslan, sanığın baştan beri çelişkili ifadelerde bulunduğunu belirtti. Bu davanın toplumsal durumunu göz önünde bulundurmak açısından önemli olduğunu vurgulayan Çetin, “30 yıllık meslek hayatım boyunca bu kadar çelişkili ve vicdan dışı hiçbir dava görmedim. Bu sorun hepimizin sessiz kaldıkça daha da büyüyecek. Bizim burada özellikle hukukçulardan beklediğimiz yargılamanın sonunda hukuka adalete duyulan güveni tekrar temsil edecek ve bu tür cinayetlerde emsal teşkil edecek bir kararın çıkması hepimiz açısından önemli” dedi.
 
‘Ceren’i fotoshop kullanarak okula ihbar ediyor’
 
İfadelerin akıl ve mantık dışı olduğunu söyleyen Çetin, bütün beyanların bu yönde olduğunu söyledi. İlk olarak 2016 yılında sanığın açıkça kopya çektiğini belirten Çetin, sözlerine şöyle devam etti: “Pişmanlık duyacağına özür dileyeceğine, Ceren’e ‘senle görüşeceğiz’ diye tehdit ediyor. Ceren’e zarar vermek için sahte bir isimle okula ihbarda bulunuyor. Ceren’in sosyal medya hesabından aldığı görüntünün altına fotoshop yaparak okula darbeyi desteklediği şeklinde ihbarda bulunuyor. Ceren’in hiç kimseyle düşmanlığın olması ve sevilen sayılan bir kişi olduğunu biliyoruz. Sanığın yine eski sevgilisi hakkında yine fotoshop yöntemiyle ahlak dışı bir iftira attığı ortaya çıktı.”
 
‘İki el ateş ettikten sonra 17 kez bıçaklıyor’
 
Çetin savunmasının devamında şunları kaydetti: “Önceden hazırladığı silahını yatak odasında saklıyor. Sonra okula tekrar gidiyor. Bütün gün okulda planlanan eylemin keşfini yapıyor. Ceren’in son sınavdan sonra odasına gitmesiyle hemen ardından odanın kapısını kapatıyor otopsi raporunda da bile belli ateş ediyor. Bırakın tartışma anını Ceren’in kimin vurduğundan bile haber yok. İki el ateş ettikten sonra 17 kez bıçaklıyor. Sanığın istediği tek şey indirimden yararlanmaktır. Söylediği her sözle giderek olumsuz kişiliğini daha zor durumda bırakmıştır.”
 
‘En yüksek ceza ile cezalandırılmasını talep ediyoruz’
 
Müşteki avukat Eylül Erdem de olayın hâlâ etkisinden çıkamadığını belirterek, bu olayın hiç kimse tarafından unutulamayacağını ve sanığın en yüksek ceza ile cezalandırılmasını talep etti. Eylül, Ceren’in sanığı daha önce profesyonelce hazırladığı kopyaları çektiği sırada yakaladığını belirtti. Bu sırada söz alan sanık Ceren’le daha önce husumetli olduğunu iddia etti. Eylül, “Daha önce ne husumetin vardı?” diye sordu. Sanık, duygusal ilişkisinin olduğu iddiasını yineleyerek kendisinden ayrıldığını öne sürdü. Müşteki avukatlar devamında sanığı çapraz sorguya aldı. 
 
Ardından daha önce AKP Ankara 1. Bölge Milletvekili aday adayı olan ve Polis Akademisi Adli Bilimler Müdürlüğü’nde öğretim üyeliği yapan sanık avukatı Vahit Bıçak söz aldı. Vahit, “Ceren nasıl kamu görevi yapıyorsa ben de yapıyorum” dedi. Ara verilmeden önce duruşma salonunda Ceren’in eşinin ve yakınlarının yönlendirilmesi ile özgürlüğünün tehdit edildiğini iddia eden Vahit, 15 dakika dışarı çıkamadığını ve yemek yiyemediğini öne sürdü.
 
Sanık avukatı katliamı meşru müdafaa olarak gördü!
 
Cinayetin sanık tarafından işlediğine ilişkin hiçbir görgü tanığının olmadığını ileri süren Vahit, sanığın savunmalarının samimi olduğunu iddia etti. Vahit, konuşmasının devamında daha da ileriye giderek, “Üniversite’de bir hoca kız öğrencisiyle ilişkisi yaşarsa öğrenci de bu ilişkisi bitmesin yaşamaya devam etsin diye sürekli onu kopya çekti diye yakalarsa cinsel saldırıya karşı kanun meşru müdafaayı kabul eder. Müvekkilimiz meşru müdafaada bulunmuştur” dedi.  Bunun üzerine Vahit salonda bulunan izleyiciler tarafından yuhalandı.
 
‘Emniyette baskı vardı’
 
Daha sonra tanık Dr. Öğretim üyesi Hatice Tolunay Ozanemre Yayla konuştu. Olayın yaşandığı sırada odadayken bir takım sesler duyduğunu ifade eden Hatice, “Koridorda seslerin Ceren hocanın odasından geldiğini tespit ettik. Odaya girdiğimizde sanık elinde deri bir kılıf ile hızlıca odadan çıktı. Ceren’i kontrol ettiğimizde arkası bize dönüktü. Ben tam eğilmek üzere bakarken başka bir hoca ‘bakma’ dedi. Dekan’a haber vermek için odadan ayrıldım Nesibe Hoca 112’yi aradı. İki ayrı polis memuru beni okulda sorguladı. Daha sonra emniyete gittik. Olayın tatsız yönü orada da devam etti. Ben gittiğimde ‘her ikisine de yazık olmadı mı?’ dediler. Ben de hayır bir tek Ceren’e yazık oldu dedim. Bir baskı vardı. Memurlar ‘saygılı biri olduğu söylenebilir mi’ diye sordular. Emniyet’e doğru giderken ‘pişman olmuş mu dedim’ bizi karşılayan polislere. ‘Hayır asla pişman değil’ dediler. Ama pişman olduğunu söyler’ dediler” diye konuştu.
 
Mahkeme başkanı “Ceren nasıl biriydi. Birine takar mıydı, öğrencilere hakaret eder miydi?” diye sordu. Tanık Hatice, “Ceren son derece karakterli, saygılı, düzgün, mesafeli ve sevecen biriydi” diye cevapladı.
 
‘Ceren bana kopya kalemlerini gösterdi’
 
Çankaya Üniversitesi’nde öğretim görevlisi bir diğer tanık Nesibe Kurt Konca da sınav sonrasında kopya çekildiğini duydum. Ceren’in kopya kalemlerini toplayıp kendisine gösterdiğini dile getiren Nesibe, “Daha sonra ben odama geçtim. Bir süre sonra herhangi bir bağırma sesi değil sadece 4 kere silah sesi duydum. Ama 4 ses birbiri ile aynı değildi. Ardı ardına atılan bir silah sesi değildi. Hemen Ceren’in odasına gittim. Ceren’in odasına gittiğimde Ceren yerde yatıyordu hala nefes alıyordu. Sanık o sıra bıçağı kınına koyuyordu. Benim odam Ceren’in odasının karşısında, hemen odama girip 112’yi aradım. Emniyetteki ifademde de beni ilk duvarda kanların olduğu bir odaya aldılar” dedi.
 
Sanık avukat hakkında suç duyurusu talebi
 
Bu sırada söz alan Vahit’in tanığa olayla ilgisi olmayan soruları sorması üzerine tepki gösteren müşteki avukatlar, sanık avukatın avukatlık onuruna yakışmayan bir durum sergilediğini belirterek, hakkında Ankara Barosu’na suç duyusunda bulunulmasını talep etti.
 
Savunmaların ve tanıkların dinlenilmesinin ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 29 Kasım’a erteledi.