
Enes ve Mahsun’u katleden polisler hakkında savcı yine beraat istedi
- 11:53 26 Eylül 2019
- Hukuk
DİYARBAKIR - 8 yaşındaki Enes Ata ile 14 yaşındaki Mahsum Mızrak’ın ölümüyle ilgili açılan ve polislerin beraatıyla sonuçlanan dava, istinaf Mahkemesi tarafından bozulmuştu. Bozulan davanın 3’üncü duruşması Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülürken savcı sanıklar hakkında yine beraat ettirilmesini istedi.
Diyarbakır’da28 Mart 2006’da PKK’lilerin cenaze töreni ardından başlayan olaylarda polisin attığı gaz fişeklerinin vücutlarına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden 8 yaşındaki Enes Ata ve 14 yaşındaki Mahsum Mızrak’ın ölümüyle ilgili dava, sanık üç polisin beraat etmesiyle sonuçlanmıştı. Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin “olası kast sonucu ölüme neden olmak” suçundan yargılanan H. A., N. Ö., ve B. Ö. adlı polisler hakkında verdiği beraat kararına karşı İstinaf Mahkemesi’ne itirazda bulunan Mahsun ve Enes’in avukatlarının talebi kabul edilmişti.
İstinaf Mahkemesi, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın suçun zarar gören tarafı olduğu, duruşmalardan haberdar edilmediği, katılanlar için CMK’nin öngördüğü haklardan yararlanmadan hükmün kurulmasını ve suçtan zarar gören konumunda bulunan Mahsun Mızrak’ın kardeşleri Ciğerhun, Derya ve Deniz Mızrak’ın dava ve duruşmalardan haberdar edilmedikleri gerekçeli kararının, kendilerine usulüne uygun tebliğ edilmemesini hukuka aykırı görerek hükmün bozulmasına karar vermişti.
İddia makamı beraat talebinde ısrarcı oldu!
Bozulan kararın ardından Enes ve Mahsun’un 3’üncü duruşması Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Görülen duruşmaya sanık N.Ö., müdafii avukat Hasan Kanatlı, Sanık H.A., müdafii avukat Halis Çıtır, sanık B.Ö. ve müdafii avukat Ayşe Duman Çelik, Mahsun’un yakınları Hasan Mızrak, Besire Mızrak, Enes’in babası Selamettin Ata ve avukatları Barış Yavuz katıldı. Duruşma kimlik tespiti ile başlarken, iddia makamı okunan belge ve beyanlara bir diyeceklerinin olmadığını, tevsii hakikat taleplerinin olmadığını ve esas hakkındaki mütalaalarının hazır olduğunu söyledi.
İddia makamının esas hakkında mütalaa verdiği ve verdiği mütalaanın dava bozulmadan önce ki mütalaa ile aynı olması dikkat çekti. Savcılığın sunduğu mütalaa ise şu şekilde:
“31 Ekim 2011 tarihli Adli Tıp Kurumu’nun düzenlenmiş olduğu raporda, maktul Enes Ata’nın vücudundan çıkarılan iki adet delil parçasına ilişkin yapılan incelemede atıldığı silahın namlusunu karakterize eden tanı unsuru bulunmadığı ve hangi bomba atarlar tarafından atılıp atılmadığı hususunda mütalaa verilmediğinin belirtildiği,
Maktul Enes Ata’nın ve diğer maktul Mahsun Mızrak’ın vücudundan çıkartılan gaz fişekleri üzerinde yazan harf ve rakam gruplarının fişeğe ait bir seri numarasına değil; Fişeğin çap, ebat ve kafile numarasını işaret ettiği, sanık B.Ö’nün beyanında olayların bastırılması için güvenlik güçleri tarafından çok miktarda gaz fişeği kullanıldığını kendisinin ve diğer sanıklar olan N.Ö ve H.A’nın olayların gerçekleştiği tarihte çevik kuvvet lojman sitesi civarında görev yaptıklarının Sento Caddesi’nde olay tarihinde görevli olmadığını belirtti. Diğer sanıklarında sanık B’nin ifadelerini doğrular niteliğinde beyanda bulundukları, dosya kapsamında bulunan bütün delillerin incelenmesi sonucunda maktullerin ölümlerine sebebiyet veren eylemlerinin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğine dair her türlü şüpheden uzak ve cezalandırılmalarına yetecek derecede delil elde edilmediği anlaşılmakla sanıkların CMK’nın 223. Maddesi gereğince beraatlarına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur.”
Enes ile Mahsun’un yakınları mütalaada aleyhe olan hususları kabul etmediklerini ve sanıkların cezalandırılmasını talep ederken, avukatları da esas hakkında savunma yapmak için süre talep etti.
Sanıklar ve avukatları da mütalaaya bir diyeceklerinin olmadığını ve beraatlarını talep ettiklerini kaydetti.
Mahkeme heyeti avuklatların esas hakkında savunma yapması için bir sonraki celseye kadar süre verilmesine karar vererek duruşmayı ekim ayına ertelendi.
Davalarda neler olmuştu?
Enes Ata ve Mahsun Mızrak’ın yaşamını yitirmesine ilişkin dava, çocukların hayatını kaybetmesinden 4 yıl sonra başlamıştı. 39 duruşmanın görüldüğü yargılama sürecinde yaklaşık 8 kez mahkeme heyeti değişmişti. 14 yaşındaki Mahsun Mızrak’ın ölümüne neden olan ve kafatasından çıkarılan gaz fişeğinin adli emanette değiştirilerek, yerine av tüfeği fişeği konulduğu yargılama sırasında ortaya çıkmıştı.
Dava sırasında 8 yaşındaki Enes Ata’nın ölümüne yol açan ve adli emanette zarf içinde muhafaza edilen gaz fişeğinin kaybolduğu anlaşılmıştı.
Enes Ata katledildiği sırada üzerinde bulunan ve Enes Ata’nın elbiseleri mahkeme kararı olmadan imha edilmişti.
Sanık polislerin telsiz görüşmelerine ilişkin kayıtları da imha edilen deliller arasında yerini almıştı.