Mor Masa Buluşmasında ‘şiddet’ ele alındı
- 08:35 26 Eylül 2019
- Güncel
İZMİR - Mor Masa Buluşmaları’nda “şiddet” ana başlığı ile toplanan kadınlar, şiddetin güdüsel değil bir tercih olduğunu belirterek çözüm yollarını tartıştı.
Mor Dayanışmanın düzenlediği “Mor Masa Buluşmaları”nın altıncısı İzmir Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. “şiddet” ana başlığı ile gerçekleştirilen forumda “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı yasa, psikolojik şiddet ve şiddeti önleme yöntemleri” konuşuldu. Üç ayrı konu başlıkları ile oluşturulan ekipler çalışmalarının sonunda kısa sunumlar gerçekleştirdi. Sunumlarda kadına yönelik şiddetin geleneksel erkeklik kalıplarının kırılmamasından kaynaklandığının altı çizilirken, şiddetin doğuştan değil bir tercih olduğu, hem erkeklerin hem de kadınların toplumsal cinsiyet eşitliğine dair bilincinin yükseltilmesi gerektiği savunuldu.
‘Şiddet iktidarı korumak veya kurmak üzere kullanılıyor’
Şiddetin fiziksel, ekonomik cinsel, psikolojik yönlerine dikkat çekilen etkinlikte şiddetin tanımı, kaynağı ve nasıl şekillendiği ürerinden serbest konuşmalar gerçekleşti. Etkinlikte söz alan Avukat Fatmanur Toramış, şiddetin mülkiyet kavramı ile ortaya çıktığını belirterek, şiddeti kimin tanımladığının önemli olduğu kadar hangi süreçlerde tanımlandığının da önemine dikkat çekti. Etkinlikte söz alanlardan psikolog Nezahat Bingöl ise şiddetin öğrenilen bir model olduğunu kaydederek, tercih edilen bir durum olduğunu belirtti ve şunu dedi: “Şiddet iktidar üzerinden iktidarı sağlamak adına kullanılan yöntemlerdir. Ama aslında doğuştan getirilen hayatta kalabilme becerisi tehdit altına girdiğinde var olan sistemi korumak için ortaya çıkar. Bazen hayatta kalabilme güdüsü saldırganlığı içerebilir ama bu yöntemi belirlemek öğrenilmiş bir davranıştır. Şiddet iktidarı korumak için kullanılan bir stratejidir. Her türlü iktidar anne, çocuk, hayvan ve insan, birey ve devlet arasında... Ebedi değil biz geliştirdik.”
‘Size yardım etmeyen görevliden şikayetçi olun’
Şiddete maruz kalan kadının 6284 sayılı kanun gereği karakol gibi başvuru noktalarında kadına sığınacak yer, maddi olanaklar ve sığınacağı yere kadar refakat sağlanması gerektiğini söyleyen Tuğçe Ulakçı da bunların sağlamaması halinde görevli hakkında şikayette bulunma hakkının olduğunu söyledi. Bu nedenle görevlinin üst amirlere sorması gerektiği gibi bahanelerin geçerli olmadığını ifade eden Tuğçe, “Görevlinin adını sorma hakkınız var. Söylemiyorsa yerinizi, saati ve eşkali mutlaka bilin ve şikayet vakit kaybetmeden 155 arayarak veya başka bir yola şikayet edin. Kiminle başvuru yapıyorsanız belge almanız gerekiyor. Yapmazsa bir üst kuruma şikayet edebilirsiniz” şeklinde konuştu.
‘Koruma kararı hızlıca verilmesi zorunluluğu var’
İstanbul Sözleşmesinin de kadını koruyan bir sözleşme olduğunu, şiddete maruz kalanın bir darp varsa rapor alması gerektiğini, karakola, kadın sığınma merkezleri, Mor Çatı gibi kurumlara başvurabileceğini söyleyen Peyman Öte ise cinsel istismara maruz kalanların ise sağlık ocağına başvurabileceklerini belirtti. Tecavüz durumunda kıyafetlerin yıkanmaması gerektiğini söyleyen Peyman, “Polis anında tedbiren uzaklaştırma kararı verebilir, hakimin ise en geç bir gün içinde imzalama yetkisi vardır. Karar hakim onaylamadan yürürlüğe giremez. Kişinin evden uzaklaşmasını adres gizlenmesi gibi talepleriniz var. Hatta kimliğin değiştirilmesi talebi de olabilir. Taciz, tecavüz sadece dışarıdan değil eş sevgili ile istemediğimiz ilişki de tecavüze girer” dedi.
‘Şiddet ilk olarak ailede normalleştiriliyor’
Kontrol mekanizmasının ilk başladığı yer olan ailede şiddetin normalleştirildiğini ifade eden Peyman, “Şiddet tercihtir ve değiştirilebilir. Şiddetli sevme eğilimleri gördüğümüz için biz de şiddetle seviyoruz. Ama bu da öğrenilmiş bir şey. Çoğu kadın güvenceli alan denen alan olan eve bu şekilde geri dönüyorlar. Sınırlarımızı korumalıyız. Benlik duygularının da sınırlarının aşılması psikolojik şiddettir” diye ekledi.
‘Şiddet uygulamak tercihtir’
Şiddet faillerinin kendini daha güçlü göstermek için daha güçsüz canlılara karşı gösterdikleri şiddetin iktidar mekanizmaları tarafından da uygulandığını söyleyen Mor Dayanışma'dan Yuğçe Ulakçı da bencil, narsist, kıskanç veya kibirli kişilik özellikteki insanların şiddet eğilimi gösterdiğini dile getirdi. Herhangi bir meslekten veya çevreden insanların şiddet uygulayabileceğini söyleyen Yuğçe, “Erkeklerdeki öfke erkeğe yöneltilen kişilik kalıplarıyla ilgilidir. Erkek gider çalışır gelir, kadın ona hizmet etmekle görevlidir. Erkekler kadınlar adına karar vermek, onların hayatlarına hükmetmek için şiddeti uygularlar ve doğal olduğunu düşünüyorlar. Yaptırımının olmaması da etkilidir. Kendini erkek gibi görmek için kadınlar da şiddet uygulamak isteyebilirler. Toplumsal cinsiyet eğitimi, ebeveyn eğitimi, erkeklere şiddete haklarının olmadığını öğretmek, mahallelerde kadınları ve erkekleri bilinçlendirmek, empatiyi öğretmek gereklidir” dedi.
Buluşma tartışmaların ardından son buldu