'Yurttaş olduğumuz halde belediyeye giremedik'

  • 09:10 23 Eylül 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - Belediyeye girmek istediklerinde Meclis üyeliği kartı bulunmadığı için polisler tarafından engellen Belediye Meclis üyelerinden Avukat Gülistan Ataş, “Meclis kartlarımıza ya da bizi tanımalarına gerek yok. Biz yurttaş olduğumuz halde belediyeye giremedik” dedi. Gülistan, engellemeye ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
 
İçişleri Bakanlığı talimatıyla 19 Ağustos’ta Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atanarak eşbaşkanlar görevden alındı. Kayyımların ardından birçok ilde protesto eylemleri gerçekleştirilirken kayyım atanan üç ilde “Demokrasi Nöbetleri” başlatıldı. Kayyım politikalarına karşı eylemler sürerken, bir yandan da belediye “çalışmaları” devam ediyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediye (DBB) Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı'nın yerine kayyım olarak atanan Hasan Basri Güzeloğlu ilk meclis toplantısını meclis üyeleri yerine 5 atanmış memurla gerçekleştirerek toplantıda Kayapınar’da bulunan yeşil alanın “dini tesis alanı” olarak kullanılmasına karar verdi.
 
Öte yandan Belediye Meclis üyelerinin belediyeye girmesi de engelleniyor. Geçtiğimiz günlerde belediyeye giriş yapmak ve çalışmalarına devam etmek isteyen DBB Meclis üyelerinin önü polis tarafından tutularak “Meclis üyesi” kimlik kartları olmadığı gerekçesiyle belediyeye alınmadı.
 
‘Meclisin askıya alındığına dair tebligat gelmedi’
 
Konuya dair değerlendirmelerde bulunan Belediye Meclis Vekili Gülseren Akkum, şunları kaydetti: “Meclis üyeleri olarak içeri girmeye çalıştık, ancak bizi içeri almadılar. İki temsilci olarak içeri girdik. Daha önce alamadığımız Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi kimlik kartlarımızı almak için belediyeye gittik. Yazı işlerindeki memur kartların yazı daire başkanlığında olduğunu söyledi. En son oraya gittiğimizde kartların daire başkanlığında da olmadığını belirttiler. Bizim zorlamalarımız sonucu Yazı ve Kararlar Daire Başkanı Hasan Yıldırım Meclis’in askıya alındığını, muhatap alınmadığımızı söyledi. Bekleme kararımızı ilettiğimizde ise ‘Burada beklemenize gerek yok’ dedi. Orada tavırları net olarak belli oldu. Bize Meclis’in askıya alındığına dair bir tebligat yapılmadı ve feshedilmedi. Bizler bu şekilde Hasan Yıldırım’a da ifade etmemiz, çalışmak istediğimizi söylememiz sonucu bize Meclis’in askıda olduğunu açıklamak zorunda kaldı. Bizler bu konuya ilişkin tüm Meclis üyeleri olarak suç duyurunda bulunduk. Süreç bu şekilde yasal olarak sürecek. Aynı zamanda eylemlerimiz de devam edecek. Bizler yine her gün sokaklarda olmaya devam edeceğiz.”
 
‘Mücadele etmeye devam edeceğiz’
 
Gülseren seçilmiş Belediye Meclis üyelerinin belediye binalarına girememesini ise şu şekilde değerlendirdi: “George Orwell’ın 1984 kitabı bugünü çok iyi anlatır. Bir paragrafında şöyle diyor; ‘Aslında hiçbir şey yasadışı değildi çünkü yasa diye bir şey yoktu’. Post modern darbeler, post modern savaşlar, çağımızın ötesinde uygulamalar yaşatılıyor. Bir adam bir ülkenin üç bölgesine darbe yapıyor. Bu dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Askeri ya da siyasi darbe tüm coğrafyada yapılır ve sistem değişir. Adam üç bölgeye darbe yapıyor, ele geçiriyor. Bu bizim tanımlayabileceğimiz bir durum değil. Belki 20 yıl sonra siyaset bilimcilerce bu dönem için bir terim üretilebilir. Böylesi bir kaotik dönemdeyiz. Hükümet kendi varlığını devam ettirebilmek için etrafına kara delikler açıyor. Bu kara delikler öncelikle onu yutacaktır. Buna karşın bizler mücadele etmeye devam edeceğiz.”
 
‘Meclis üyeliklerimizin askıya alındığı söylendi’
 
Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Avukat Gülistan Ataş da, belediyeye girmelerinin emniyet tarafından engellendiğini dile getirerek, kendilerine “meclis üye listesi olmadığı için belediyeye alamadıklarının söylendiğini” kaydetti. Kendi aralarında gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından Belediye Meclis üyelerinden sadece ikisinin belediyeye girişine izin verildiğini söyleyen Gülistan, “Büyükşehir Meclis kartlarımız yanımızda değildi ancak ilçe meclis üyesi kartlarımız yanımızdaydı. Buna rağmen içeriye girişimize izin verilmedi. Meclis Başkanvekilimiz ve Meclis Sözcümüz içeride Hasan Yıldırım ile görüşme aldılar. Aldıkları görüşmede kendilerine meclis üyeliklerimizin askıya alındığı ifade edilmiş. Kibarca gitmeleri söylenmiş. Yurttaş olarak bile belediyeye girişimiz engellendi. Meclis kartlarımıza ya da bizi tanımalarına gerek yok. Biz yurttaş olduğumuz halde belediyeye giremedik” diye konuştu.
 
‘Kayyım bizlere de mi atandı?’
 
Belediyeye alınmamaları ve görevlerini yerine getirmelerinin engellenmesine dönük suç duyurusunda bulunduklarını ifade eden Gülistan, şu bilgileri verdi: “Bizler  ‘görevi kötüye kullanmak’, ‘görevi ihmal’, ‘kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek’ten suç duyurusunda bulunduk. Biz hala kanunen kamu görevlisiyiz, ancak belediyeye giremiyoruz. Komisyonlarımız var. Şimdi şöyle bir sonuç mu çıkıyor; kayyım onlara da mı atandı? Bizlere de mi atandı? Meclis’in askıya alındığı söylemini kabul etmiyoruz. Çünkü bize gelen yazılı bir tebligat yok. Resmi bir tebligat olmadığı sürece biz görevimize devam edeceğiz. Kanunen görevimiz hala devam ediyor. Biz meclis üyeleri olarak müşteki sıfatıyla suç duyurusunda bulunduk, savcılığa da verdik. Emniyetin bizi engellediğine dair kamera kayıtlarını da istedik. Hasan Yıldırım kime danışarak bizim kartlarımızı vermiyor? Biz buna dair yazışmaları da istedik. Savcılıktan tüm delillerin toplanmasını talep ettik. Hukuki ve siyasi mücadelemize devam edeceğiz. Biz hala Meclis üyeleriyiz. Kayyım hiçbir hukuki gerekçe olmaksızın siyasi bir kararla belediyemize atandı.”