Musa Anter Gazetecilik ödülleri sahiplerine verildi

  • 08:45 22 Eylül 2019
  • Güncel
İSTANBUL - Bu yıl 27’ncisi düzenlenen ve 5 ayrı dalda verilen Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri, düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Tutuklu bulundukları cezaevlerinden mesaj gönderen gazeteciler Kibriye Evren ve Hüseyin Aykol, Apê Musa’nn kaleminin yerde kalmadığını belirtti.
 
Musa Anter’in 20 Eylül 1992’de Diyarbakır’da katledilmesinin ardından verilmeye başlanan Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri, Şişli Belediyesi Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde yapılan törende sahiplerine verildi. Törene Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu, Özgür Gazeteciler İnisiyatifi, Musa Anter’in oğlu Dicle Anter ile özgür basın emekçilerinin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri, katledilen gazetecilerin aileleri, Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik İslam Kongresi (DİK), Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAY-DER), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Emek Partisi (EMEP), HDP İstanbul il ve ilçe yöneticileri ve çok sayıda kişi katıldı.
 
27’ncisi düzenlenen ve son iki yıldır Yeni Yaşam gazetesinin organize ettiği yarışmada 5 ayrı dalda ödül verildi. Tören, katledilen özgür basın çalışanları anısına saygı duruşu ile başladı. Gecede ilk olarak söz alan Yeni Yaşam Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve HDP Milletvekili Rıdvan Turan, özgür basın geleneğini bugün devam ettiren bu sürecin hem tanığı hem sanığı hem de mağduru olan özgür basın çalışanlarının önünde saygı ile eğildiğini söyledi. Özgür basın üzerinde saldırıların devam ettiğine dikkat çeken Rıdvan, “Bugüne kadar gelen iktidarların tümü gerçeklerden hep korktu ve bunun açıklanmaması için kendince anti tezler üretti. Türkiye’de gazetecilere yapılan zulüm dünyanın hiçbir yerinde yapılmadı. Her şeye rağmen gerçeği söyleyenler olduktan sonra zalimler kaybedecektir” dedi.
 
‘Tüm belaları göğüslemeye hazırız’
 
Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ise,  özgür basın geleneğinin tarih sahnesine çıktığı yıllarda Musa Anter’in özgür basının kaderini tarif ettiğini belirterek, 30 yıllık basın geleneğinde birçok hakların yok sayıldığını ifade etti. 30 yıllık süreçte birçok çalışanının, gazete dağıtımcılarının katledildiğini ve gazeteyi satan bayilerin yakıldığını hatırlatan Ferhat, “Sayamayacağımız kadar başımıza iş açıldı. Ama başımıza ne belalar gelirse gelsin tüm belaları göğüslemeye hazırız” diye belirtti.
 
’40 yıldır tarihe tanıklık etmekteyim’
 
Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri’nde yarışma jürisi Onur Ödülü’nü gazeteci Hüseyin Aykol, şair Hicri İzgören ve Avukat Özcan Kılıç’a verirken Sincan T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunduğu için geceye katılamayan Hüseyin Aykol mesaj gönderdi. Hüseyin’in mesajı şöyle: “45 yıllık basın hayatımın son 30 yılında özgür basın geleneğinin öncülerinden, kurucularından, yöneticilerinden biri olarak beni ve birkaç kişiyi görseniz de özgür basın geleneğimizin asıl sahibi şehit gazetecilerimiz ve dağıtımcılarımızdır. O nedenle bu yarışma bunca yıldır Musa Amca başta olmak üzere şehitlerimiz adına düzenleniyor. Ne mutlu bu yarışmada bir ödül kazanana. Ben size şu anda Sincan 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nden sesleniyorum. Epeyce bir süre hapiste kalacağa benziyorum. Üzülüyor muyum, hayır. Neden derseniz son 40 yıldır tarihe tanıklık etmekteyim. Başta Sayın Abdullah Öcalan, Celal Talabani, Mahmut Abbas ve Şimon Peres olmak üzere Ortadoğu’nun tarihini yeniden yazmakta olan belli başlı liderlerle röportaj yapma şansına erişmiş onurlu bir gazetecilik tarihimi, hangi hapis cezası ortadan kaldırabilir ya da unutturabilir ki? Ödül kazanan arkadaşlarımı kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum.”
 
Kibriye: Bedel ödeyen onurlu duruşa borçluyuz
 
Gurbetelli Ersöz Kadın Haberciliği dalında ödülün sahibi cezaevlerinde bulunan gazeteciler adına tutuklu Jinnews Editörü Kibriye Evren oldu. Bulunduğu cezaevinden ödül gecesi için mesaj gönderen Kibriye, “Bu yıl 27'ncisi düzenlenen Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödül Töreni’nde sizlerle beraber olamasam da yüreğim ve kalbimle aranızda olduğumu bilmenizi istiyorum. Her ne kadar 27 yıl geçse de Musa Anter'in kalemi yerde kalmamıştır. Özgür basın geleneğinden gelen gazeteciler buna asla izin vermemiş ve vermeyecektir. Türkiye'de yaşanan kaos nedeniyle muhalif olan, gerçeği yansıtan yüzlerce arkadaşımız ya katledildi ya gözaltına alınarak baskıya maruz bırakıldı ya da tutuklanarak dört duvar arasına hapsedilmek istendi. Tüm baskı ve yıldırma politikalarına rağmen bizler sesimizi dışarıya ulaştırmaya devam ettik. Apê Musa'nın bıraktığı miras Kürt basıncılığının uğradığı tüm baskı, sansür, tutuklama, infaz ve daha pek çok riske rağmen Kürtlerin, Türklerin, kadınların, emekçilerin ve tüm ötekileştirilenlerin sesi olma yolunu aydınlatmıştır. Gurbetelli Ersöz'den aldığımız cesaret, azim biz kadın gazetecilerin bu yoldaki kararlığını güçlendiren çok değerli bir kaynaktır. Eğer bugün kadın basınından ve geleneğinden bahsediyorsak, Gurbetelli'nin toplumsal cinsiyet rollerini alt-üst eden bir kadın olarak mücadeleci ruhuyla bu meslekte büyük bedeller ödeyen onurlu duruşuna borçlu olduğumuzu asla unutmamalıyız” diye ifade etti.
 
Ödüller sahiplerine verildi
 
Konuşmaların ardından ödül törenine geçildi. İlk olarak Türkçe haber dalında En İyi Haber Ödülü “Kayyum danışmanının 246 bin TL’lik rüşvet çarkı hesap dökümlerine yansıdı” haberi ile Mezopotamya Ajansı Muhabiri Ahmet Kanbal’a ve “274 çocuk doğum yaptı” haberi ile Birgün gazetesinden Hüseyin Şişek’e verildi.
 
Ayrıca Jüri Özel Ödülü Euronews’ten Rabia Çetin’in “Kimliği olduğu halde sınır dışı edilen Suriyeli sığınmacı El Nusra bölgesine gönderildi” haberine gitti. Rabia’ya ödülünü veren katledilen özgür basın emekçisi Nesrin Teke’nin annesi Nezahat Teke verdi. Apê Musa’nın katledilişinin üzerinden 27 yıl geçtiğini ve bu zaman diliminde birçok gazetecinin katledildiğini belirten Nezahat, “Bu uğurda biz çocuklarımızı kaybettik. Bir daha dünyaya gelsem yine Nesrin’in annesi olarak dünyaya gelirdim. Hepiniz benim çocuklarımsınız. Hepimizi selamlıyorum. Cezaevindeki gazetecilere de selam yolluyorum” diye konuştu.
 
Kürtçe haber dalındaki ödülü, Mezopotamya Ajansı’ndan Gökhan Altay “Qeyûmên Sîlopiyê erdên aîdî şaredariyê bi erzanî firot rêveberên AKP’ê” haberiyle kazandı.
 
En İyi Fotoğraf Ödülü ise iki eser arasında paylaştırıldı. European Pressphoto Agency (EPA) foto muhabiri Sedat Suna kadın polis ile kadın eylemcinin barikatta karşı karşıya geldiği “Kadın Eli” fotoğrafı ile ödülü aldı. Jinnews Muhabiri Rojda Aydın da, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla açlık grevi yapan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in eyleminin 100’üncü gününde eyleme destek vermek amacıyla yapılan protestolar sırasında HDP Milletvekili Ebru Günay’ın polis çemberinde tek başına durduğu anı karelediği “Abluka ve Kadın Direnişi” fotoğrafıyla ödüle layık görüldü.
 
Karikatür dalında jürinin eserler arasında yaptığı değerlendirmede karikatürist Aşkın Ayrancıoğlu’nun “Yok Edici” adlı çizimi birincilik ödülünün sahibi oldu.
 
Ödül töreninin ardından Cumartesi Anneleri özgür basın şehitlerinin resimlerinin olduğu pankartın önüne karanfil bıraktı. Gece toplu fotoğraf çekimin ardından son buldu.