Leyla Güven: Kürt sorununun çözümü demokrasidir, aksi kaostur

  • 13:20 19 Eylül 2019
  • Güncel
MARDİN - Mardin'de kayyıma karşı 32'nci güne giren Demokrasi Nöbeti’ne katılan DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekilli Leyla Güven, son dönemde hedef alınmasına ilişkin kararlılık mesajı vererek, “Biz özgürlük yolunda adım adım ilerliyoruz. Kimse bu yolun önünde duramaz. Kürt sorununun çözümü demokrasidir, aksi ise kaostur" dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 3 büyükşehir belediyesine kayyım ataması sonrası başlatılan Demokrasi Nöbetleri 32’nci gününe girdi. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekilli Leyla Güven bugün Mardin'de yapılan nöbete katılmak üzere kente geldi. Mazıdağı Üçyol’da HDP'li heyet tarafından karşılanan Leyla, buradan 32 gündür devam eden kayyım eylemine geçti. Leyla Güven'e HDP Diyarbakır Milletvekilli Saliha Aydeniz, HDP Mardin Milletvekilli Ebru Günay da eşlik etti. Onlarca zırhlı araç ve TOMA'lar ile ablukaya alınan HDP Mardin İl Binası’nın önünde toplanan heyet burada açıklama yaptı. Açıklamaya HDP'li vekiller Leyla Güven, Ebru Günay, Saliha Aydeniz, Remziye Tosun, Ömer Öcalan'ın yanı sıra Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Figen Altındağ ile ilçeden gelen partililer de katıldı.
 
'Kürt halkı ve HDP'den korkmanızın nedeni nedir?'
 
Polis ablukası altında "Halkın iradesi gasp edilemez" pankartı önünde yapılan açıklama da Leyla Güven konuştu. Konuşmasına parti binası önünde var olan polis ablukasına değinerek başlayan Leyla, "Nedir sizi korkutan? HDP konuştuğunda, Kürtler konuştuğunda neden korkuyorsunuz? Neden etrafımızı sarıyorsunuz? Bunu sormak bizim en doğal hakkımızdır. Siz istediğinizi yapın biz istediğimizi yapmaya devam edeceğiz. Bu durumun güvenlikçi politikalar ile gitmeyeceğini göstermeye devam edeceğiz. Kürt halkını direnişini zalim Dehak’a karşı mücadele eden devrimci Kawa misali Kürt halkı her gün bu direniş çıtasını biraz daha yükselterek devam edecektir. Saddam’a karşı baş kaldıran Başur ve her tarafta asla bu dayatmaya boyun eğmeyen halkımız gibi burada da sizin bu zulmünüze boyun eğmeyecektir. Bunu böyle bilmeniz gerekiyor" dedi.
 
'Gerçekleri dilimiz döndüğünce söylemeye devam edeceğiz'
 
Leyla, Kürt halkının siyasi partileriyle birlikte sürekli linç edildiğini ve bunun da gerçeği haykırdıkları için olduğunu söyledi. İtaat etmedikleri için söyledikleri her sözün tehdit olarak algılandığını belirten Leyla, "Evet ben Diyarbakır'da söyledim ve tekrar ediyorum. Kürt sorunu demokratik çözüme kavuşmadığı müddetçe acılar yaşanmaya devam edecektir. Buna izin vermeyelim. Hep birlikte buna karşı duralım. Dünyanın her yerinde sorunlar olmuştur ama bu sorunlar demokratik yöntemlerle çözülmüştür. Bu sorunlar güvenlikçi politikaların dışında konuşarak ve tartışarak çözülmüştür. Bunu yapmadığımız zaman işte kocaman bir kaosla karşı karşıya kalıyoruz. Biz bunu söylediğimiz için linç ediliyoruz. Deniliyor ki bizi tehdit ediyorlar. Bu bir tehdit değil bu bir realitedir. Bu bir gerçekliktir. Bunu haykırmaya dilimiz döndüğünce devam edeceğiz” diye vurguladı. 
 
‘Size asla boyun eğmeyeceğiz’
 
Kürt halkına “Siz zaten yoksunuz biz sizin yerinize konuşuruz” denildiğini ifade eden Leyla, bu durumu kabul etmedikleri için siyasetçi ve eşbaşkanlar başta olmak üzere binlerce kişinin tutsak edildiğini belirtti. Leyla, “Biz tekrar söylüyoruz zindandaki arkadaşlarımızın ödediği bedel her ne ise bu bedeli ödemeye devam edeceğiz. Ama asla size boyun eğmeyeceğiz. Gençleri dağa gönderen biz değiliz. Savaş ve kaosu şahlandıran konuşmalar yapan Süleyman Soylu'nun kendisidir" dedi. 
 
'Aklı selim yapılmayan siyasetin sonucu kaos olur'
 
Kullanılan dil ve yöntemle gençlerin dağa gittiğini ve bunun da en büyük sorumlusunun Süleyman Soylu olduğunu söyleyen Leyla, "Evet ötekileştirilen TV'lerde akşama kadar kullanılan dil gençleri canından bezdiriyor. Dolayısıyla Bülent Arınç bu gerçekliğe işaret etti diye ona ‘hadi oradan’ dediler. Bunlar gerçeğin üstünü sürekli kapatmaya, Kürtleri ötekileştirmeye çalışıyorlar. Kürt kimliği ile siyaset edeni kabul etmiyorlar. ‘Sen itaat edeceksin, her söylenene kafanı eğeceksin’ diyorlar. Ama biz de diyoruz ki aklı selim siyaset yapabilen insanlar varken bu sorunu çözmek gerekiyor. Aksi kaostur. Aksi gerçekten kimseye kazandırmaz. Bu ülke hepimizindir. Türkiye'de gerçekten demokratik bir işleyiş olursa Kürt sorunu zaten onun içinde çözülecektir” ifadelerini kullandı. 
 
Belediyelere atanan kayyımlara da dikkat çeken Leyla, “Kayyım kadın düşmanıdır, zulümdür ve darbedir. Şimdi bunun karşısında sadece Kürtler değil bütün Türkiye'de yurtsever ve demokrasiye inanan herkesin ses yükseltmesi gerekiyor" diye ekledi. 
 
'Kimse bizim özgürlük mücadelemiz önünde duramaz'
 
Leyla, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugünlerde görüyoruz ki TV'lerde CHP'yi HDP'nin yerine koymuşlar. Karşılarında HDP'li olmadığı için o partiye yüklenerek sonuç almaya çalışıyorlar. Yardımcı konuma düşmemek ve bu faşist iktidarın daha kolay gitmesini sağlamak için herkesin daha düzeyli bir siyaset yürütmesi gerekiyor. Aksi gerçekten herkes açısından sıkıntıdır. CHP bu konuda sözünü cesurca ve özgürce söyleyemediği sürece iktidara gelme şansına sahip değildir. Herkes bunu böyle bilmelidir. Kürt sorunu bu ülkede çözülmeden hiç kimse bu ülkede siyaset yapamaz. Herkes siyasetin etrafında dönüyor. Bütün siyasetçilere düşen öncelikli görev bu kanın akmasını durdurmak ve Kürt sorununu demokratik çözüme kavuşturmaktır. O zaman anneler evlatlarını yitirmek zorunda kalmaz.
 
‘Sizin tehditlerinizden korkmuyorum’
 
Biz özgürlük yolunda adım adım ilerliyoruz. Hiç bir güç önümüzde duramaz. Ne diyorlar yargılayacaklarmış. Geçen günkü konuşmadan sonra tehditler savuran siyasetçi ve troller var. Ben bu ülkede barış olsun Sayın Öcalan sesi bize ulaşsın diye ölüme yatmış insanım sizin tehditlerinizden korkmuyorum. Eğer yargılama olacaksa Roboski'de, Cizre'de onlarca insani katledenler yargılanmalı. Biz bu ülkenin asli kurucularıyız. Biz öteki değiliz. Yargılanmaktan ve tutuklanmaktan korkmuyorum. Biz Kürt kadınları Kürt halkı ne pahasına olursa olsun mücadelemize devam edeceğiz. Ve bu politikalara karşı sonuna kadar direneceğiz."
 
Açıklama sloganlar eşliğinde sona ererken, Leyla ve beraberindekiler programları kapsamında Kızıltepe'ye doğru hareket etti.