TJA aktivisti Derya: Kampanya ile örgütlülüğümüzü güçlendirerek büyüttük

  • 09:12 19 Eylül 2019
  • Güncel
Rengin Azizoğlu
 
DİYARBAKIR - TJA öncülüğünde Batman’ın Hüskut Köyü’nde geçtiğimiz haftasonu gerçekleştirilen Danûk Festivali’ne katılan TJA aktivisti Derya Aslan, kampanyanın başlıca ayaklarından bir tanesinin kültüre sahip çıkmak olduğunu söyleyerek, “Örgütlülüğümüzü güçlendirerek büyüttük” dedi.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) Temmuz ayında “Değişim ve özgürlük için sen de ayağa kalk” şiarıyla 5 aylık kampanya startını verdi. Kampanya kapsamında eylem ve etkinlikler devam ederken, birçok bölgede erkeklerin de dahil olduğu seminerler düzenlendi. Geçtiğimiz haftasonu TJA aktivistleri Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Parmakkapı (Hüskut) Köyü’nde Danûk Festivali gerçekleştirdi. Çok sayıda kadının katıldığı festivalde kadınlar el birliğiyle danûk kaynatarak kazanlar başında stranlar söyledi. Kürt kültünü yaşatmaya yönelik gerçekleşen festivali ve kampanyayı değerlendiren kadınlar, Ekim ayında da eylem ve etkinliklerini “Dilimize, kültürümüze sahip çıkıyoruz” şiarıyla düzenleyeceklerini ifade etti.
 
‘Kültür üzerinden ciddi bir asimilasyon politikası yürütülüyor’
 
Türkiye ve bölgede sadece bir kadın gündemi olduğunu ifade eden TJA aktivisti Derya Aslan, kampanya kapsamında devamlı olarak planlama ve etkinlik düzenlediklerini söyledi. Derya, kampanyanın başlıca ayaklarından bir tanesinin kültür olduğunun altını çizerek, kampanya kapsamında kültürel etkinliklerle kadınlarla buluşmaya devam edeceklerini söyledi. Derya, “Biliyorsunuz bulgur kaynatma Mezopotamya’nın en eski kültürlerinden ve geleneklerinden bir tanesidir. Bu gelenekler kadının emeği ve üretimiyle açığa çıkmıştır. Annelerimiz eskiden bulgurları kurutup değirmene götürür ardından da kışa hazırladı. Şu an kültür üzerinden ciddi bir asimilasyon politikası yürütülüyor. Gençler eski geleneklerinin farkında değil. Bizim Danûk Festivali’ni düzenlememizin asıl nedeni kültürümüzü açığa çıkarmak, sürdürmek ve ileriye taşımaktı. Başarıya ulaştığını da düşünüyoruz. Aynı zamanda festival havası köy ve ilçe halkına, kadınlara büyük bir moral verdi. Dengbej dinletileri, erbane gösterimi yapıldı. Bizler TJA olarak kültürümüzü, dilimizi, geleneklerimizi yaşatmak için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.
 
‘Kültürel soykırıma dikkat çekmek için yürüyüş hedefliyoruz’
 
Ekim ayı kampanya planlamalarının şiarının “Dilimize, kültürümüze sahip çıkıyoruz” olduğuna dikkat çeken Derya, her ay Batman olarak önlerine bir takvim koyduklarını belirtti. Derya, “Kürdistan’da birçok çocuk ve genç kendi anadilleri olan Kürtçe’yi konuşmuyor. Biz bu sebeple Kürtçe kurslarına ağırlık verdik. Şu an üç kurumumuzda Kürtçe kurs başlattık. Eğitimlere ilk olarak kendimizden başlamayı daha doğru buluyoruz. Bunun yanında mahallelerde toplumsal cinsiyet eğitimlerine başladık. Yine bu ay içerisinde kültürel soykırıma dikkat çekmek için kitlesel bir yürüyüş hedefliyoruz. Hasankeyf gündemimizde var. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Hasankeyf’e sahip çıkmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Etkinlik ve panellerimiz farklı başlıklarda devam edecek. Bu ay gerçekleştireceğimiz panellerde mülteciler ve insan haklarını konu alacağız. Bu ayımızı da dolu dolu geçireceğimizi umuyoruz” dedi.
 
‘Birçok kadına ulaşma imkanı bulduk’
 
Derya kampanyanın Batman halkına etkilerini şu şekilde anlattı: “Batman’da TJA olarak aslında biz kampanyadan önce çalışmalara başlamıştık. Broşür ve farkındalık çalışmaları üzerinden eğitim düzeyinde yoğunlaşmalar gerçekleştirmiştik. Bu çalışmalar süresince ciddi bir şekilde moral ve motivasyon hissettik ve gördük. HDP’ye, belediyelerimize, kurumlarımıza kadınların gelişleri büyük oranda arttı. Kurumsal düzeyde de çoğaldık. Kadınlar gelip bizimle görüşüp tartışmak istedi. Şiddete maruz kalan kadınlar adres olarak bizi görmeye başladı. Birçok kadına ulaşma imkanı bulduk. Kadınlarla ortaklaşarak çözümü birlikte aradık. Örgütlülüğümüzü güçlendirerek büyüttük.”
 
‘Bizim açımızdan asıl önemli olan geleneklerimizi yaşatmak’
 
Batman Belediye Eşbaşkanı Songül Korkmaz da Danûk Festivali ile kültürü yaşatmayı hedeflediklerini dile getirdi. Songül, “Kültürümüzü yaşatmak ve hissetmek için festival gerçekleştirdik. Halkımızın, yapılarımızın sahiplenişi karşısında çok heyecanlandık. Kürt coğrafyasında her bölgenin kendine özgü bir üretimi var. Bizim de Mezopotamya coğrafyasında ilk buğday ekilen yer olması sebebiyle ve tatil olarak zengin bir toprağa sahip olmasından kaynaklı bu kültürü burada yaşatmak istedik. Bundan sonraki süreçlerde de bu festivalin süreklilik kazanması için üzerimize düşen neyse yapacağız. Bizim açımızdan asıl önemli olan kültürel soykırıma karşı mücadele ederek geleneklerimizi yaşatmak. Kampanya kapsamında yürüttüğümüz çalışmalarda bizi yalnız bırakmayan destek olan başta kadınlar olmak üzere tüm halkımıza teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Kültürümüze dönersek bu tüm toplumumuz için iyi olacak’
 
Festivale katılan kadınlardan biri olan Zeliha Bozyiğit ise eskiden tüm köy kadınları olarak danûk kaynattıklarını belirtti. Zeliha o günleri şu şekilde anlattı: “Kadınlar olarak her sene toplanıp sitillerimizi bırakıyorduk, ateşimizi yakıyorduk. Hep birlikte ateşin başında danûk kaynatıyorduk. Suyu bittikten sonra danûkları dama götürüp seriyorduk. İri ve ufak bulguru birbirinden ayırıyorduk. Yaklaşık 20 yıldır kimse artık bulgur yapmıyor. Artık herkes hazırını alıp pişirip yiyor. Kimse uğraşmak istemiyor. Bu festival bizim için çok önemli. Belki bundan sonra herkes yine bulgurunu kendi yapmaya başlar. Kültürünü yaşatmaya çalışır. Bu festival belki halkımıza örnek olur. Kültürümüze dönersek bu tüm toplumumuz için iyi olacak.”