Yurt zamları: Devlet ‘Paran yoksa evine dön’ diyor

  • 09:06 18 Eylül 2019
  • Güncel
Melike Aydın
 
İZMİR - Devlet yurtlarına yerleşmek için aylarca bekletildiklerini, bunun üzerine yapılan zam ve ekonomik krizin de yaşam koşullarını iyice zorlaştırdığını belirten öğrenciler, “Sürekli nasıl yaşayacağımızı, nerede kalacağımızı düşünüyoruz. Aslında devlet, ‘Paran yoksa geri dön’ diyor” dedi. 
 
Üniversite sınavını kazanan öğrenciler için yurt başvuru süreciyle birlikte Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarına da yüzde 20 oranında zam yapıldı.Geçtiğimiz 21 Ağustos'ta açıklanan zam kararına göre, geçen yıl 180 lira olan yurtların ücreti 215 lira, 213 lira olanlar 250 lira, 237 lira olanlar 280 lira, 258 lira olanlar ise 310 lira olarak belirlendi. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencilerinden Pınar Usta ve Uluslararası İlişkiler Bölümü ikinci öğretim öğrencilerinden Zelal Baydemir, Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarına yapılan yüzde 20’lik zammın ardından maruz bırakıldıkları şartları anlattı. 
 
‘9 ay yerleştirilmeyi bekledim’ 
 
“KYK yurtlarına binlerce öğrencinin arasından asil olarak yerleşmek oldukça zor” diyen Pınar, yedek sıralamasında olan ve 9 ay boyunca yerleşmeyi beklediğini söyledi. Pınar, bu yüzden ilk yıl okuluna 1 saat uzaklıktaki bir özel yurtta kalmak zorunda kaldığını belirtti. Pınar, “9 Eylül Üniversitesi’nde olanlar Bornova’da biz Buca’dayız. Bizden aldıkları para az geldi ulaşımdan çıkarmak istiyorlar sanırım” dedi.
 
‘Zam öğrencilerin alanını daralttı’
 
Yurtta bulunduğu iki yılda 168 TL öderken yüzde 20’lik zamla beraber 200 TL’den fazla ödediğini ifade eden Pınar, “500 TL civarında geri ödemeli devlet bursu alıyorum. 200 yurda verince geriye kalan 300’ün yol, yemek ve sosyalleşmeye yetmesi gerekiyor. ‘Nasıl olsa aileniz veriyor’ gibi davranılıyor. Üstelik kredilerin geri ödemesi var. Sigortalı bir işe başlar başlamaz geri ödüyoruz. Herkese bedava olması gerekirken yurtlarda sadece engelli, gazi-şehit çocuğu, gelir düzeyi asgari ücretten az olduğunu kanıtlayan aile çocuklarına veriliyor. Kantin hem zamlandı hem de tabak sayısı azaldı. Ekmeğe ve suya para veriyoruz ve kantinden alışveriş yapmaya mecbur kalıyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
Yurda 2 bin yatak daha eklenerek 10 bin yataklı yarı özle yurda çevrileceğini ifade eden Pınar, “Daha fazla kar edecekler. Yarı özel yurtlar 300 TL’ydi ve girerken de 400 TL’den fazla depozito alıyorlar. Bunu ekonomik gelirine bakarak yapılan bir işlem değil, şansına bağlı artık” diye aktardı. 
 
‘Yurt değil cezaevi’
 
Yurda giriş çıkışların turnike ve parmak izi ile yapıldığını, odaların en az 4 kişilik olduğunu, 24 kişiye 4 tuvalet ve 4 banyo düştüğünü dile getiren Pınar, “Her hafta tamir gören tesisattan paslı sular akıyor ve tuvaletlerde asla sabun ve tuvalet kâğıdı olmuyor. Gecenin bir vakti müdüriyet odalara baskın yaparcasına girebiliyor, idari işlemler için çağırabiliyor veya arama yapabiliyor. Yılda hafta sonları hariç 75 gün izin alınabiliyor. Konferans, toplantı teknik gezi, kamp gibi zorunlu etkinlikleri de bu 75 gün içine sığdırmak zorundayız. 3 uyarı hakkınız var. Bir kere de oda araması yapıldı dergi vs. bakılıyor. Muhalif bir yayın ise bunlarla ilgili hakkında tutanak tutuluyor. Üniversiteler için komik bir durum. Oysa bilim üretilen yerde fikirlerin her türlüsü değerlendirilebilir tez, antitez üretilir” dedi.
 
‘Yurtlarda cinsiyetçi yaklaşımlar hakim’
 
KYK’lerde ‘Genç Ofis’ adıyla kurulan ve Diyanet İşleri Müdürlüğünün manevi danışmanlarının kadınlara bir nevi vaaz verdiğini, dini bayramlarda AKP’li belediyelerin sofralarına davet edildiklerini söyleyen Pınar, her blokta Mekke-Medine gezileri, Osmanlıca yarışmaları gibi afişlerin olduğunu ifade etti. Muhalif görüşler engellenirken iktidarın siyasal İslam’ı Türkiye Gençlik Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) ve Anadolu Vakfı gibi kurumlarla örgütlediğini söyleyen, “Sen kız öğrencisin biz sizi düşünüyoruz deyip nasıl davranacağımızı anlatıyor idare. 18 yaşına gelmiş kadınlara bunu söyleme cüretinde nasıl bulunuyorsun? Giriş çıkış saatlerine karşı ‘siz bize ailenizin emanetisiniz’ deniyor ama emanet de kadın üzerinden söyleniyor. ‘Ben seni sokaktaki tacizciden koruyamam sen kendini o duruma getirmeden o saatte yurdunda olacaksın’ diyorlar ama yurt yollarını ışıklandırmıyorlar” diyerek yurtlardaki giriş-çıkış saatlerini eleştirdi. 
 
‘Öğrenciler her şeye rağmen cüretkâr’
 
Pınar konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Üniversitelerde sürekli sivil polis ve özel güvenlik görevlilerinin dolaşıyor. Ama her şeye rağmen özgür düşünce, feminizm gelişebiliyor. Paylaşım platformları oluşturulmalı ve her düşüncenin tartışılabileceği alanlar oluşturulmalı. Oysa tam tersi. Yine de öğrenciler cüretkâr. Ev arkadaşlığı kuruluyor. Aile baskısından da kurtulunuyor. Ev fiyatlarının yüksekliğine karşın birlikte davranılıyor. Yurtlarda da ortak yaşam bir şekilde kuruluyor dayanışma üzerine.” 
 
‘Paran yoksa ya geri git ya da iradeni teslim et’
 
Yurtlar gece 23.00 ile sabah 06.00 arası tamamen kapalı, erkek yurtlarında ise saat daha esnek. İkinci öğretim öğrencisi Zelal Bilgin, dersten 22.00 gibi çıkıyor ve 1 saatlik yolda yurda geç kalması çok olası. Yurt yönetiminin çözümü ise son derslere girmemesi yönünde. Bir öğrencinin sürekli nerede kalacağını, ne yiyeceğini, nasıl geçineceğini düşünmek zorunda kaldığını söyleyen Zelal, ekonomik kriz sonrası daha çok öğrencinin ucuz işgücü haline geldiğini ifade etti. Zelal, “Üniversitelerin özgürleşmesi demek sistemin kendi ayağına sıkmaları demek. Bu cemaatlerin kaybolması demek. Yurtlar aşırı pahalı, öğrenciler gelir gelmez yurda yerleşemiyor. Arkadaşı yok eve çıkamıyor. Aslında devlet ‘paran yoksa geri dön’ diyor. Yurtlarda 10 aylık sözleşme imzalıyorsun. Eğer kabul ediyorsan Türgev ve Anadolu Gençlik Vakfı yurtlarında ders programının elinden alınıp namaz saatlerine ne okuyacağına karar verenler tarafında programlanıyorsun. FETÖ yurtları kapandı başka cemaatlere devredildi” dedi.