BM: Efrîn’de savaş suçu işleniyor

  • 13:14 12 Eylül 2019
  • Güncel
HABER MERKEZİ - BM Suriye Soruşturma Komisyonu yayınladığı raporla, TSK ve ona bağlı grupların denetiminde olan Êfrîn’de savaş suçunun işlenmeye devam edildiğini belirtti. 
 
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, 9 Eylül’de başlayan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi 42. İnsan Hakları Oturumlarına sunmak üzere bir rapor hazırladı. Yapılan görüşmeler, uydu görüntüleri, fotoğraf ve video analizlerine dayanılarak hazırlanan 21 sayfalık raporda Suriye’nin birçok merkezinde yaşanmaya devam eden insan hakları ihlallerine ve Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi denetimindeki DAİŞ çetelerinin ailelerinin kaldığı kampların koşullarına yer verildi. Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) yer alan haberde raporda Türkiye ve ona bağlı grupların denetiminde olan Efrîn’de yaşananlara da ayrıntılı bir şekilde yer verildiği kaydedildi. Raporda, Efrîn’deki insan hakları ihlallerinin gün geçtikte daha da ağırlaştığına vurgu yapıldı.
 
‘Efrîn’de güvenlik sorunları devam ediyor’
 
Êfrîn’in Türkiye ve ona bağlı grupların denetimine girmesinden itibaren başlayan güvenlik sorununun devam ettiğine dikkat çekilen raporda, “Silahlı gruplar veya çeteler tarafından Kürtlere yönelik yapılan işkence, gasp, yerinden edilme gibi hak ihlalleri devam ediyor. Kontrol noktalarından veya gece evlerden alınan birçok insanın akıbeti halen bilinmiyor. Kaçırılan bazı insanların akıbeti halen bilinmezken, çeteler kaçırdıkları bazı insanları serbest bırakmak için ailelerinden yüklü miktarda para talep ediyor. Silahlı grupları eleştirenler veya eski yönetimin destekçisi olarak algılananlar sistematik olarak tutuklanıyor ve işkenceye uğruyor. Aynı zamanda gasp ve yerinden edilmeler devam ediyor” denildi.
 
‘Êfrînlilerden zorla vergi alınıyor’
 
Silahlı grupların ve onların ailelerinin Efrîn’e geri dönen yerinden edilmiş sivillere kendi evlerini ve topraklarının iade etmediğinin kaydedildiği raporda, devamla “Birçok insan kendi evini tekrardan almak için yüklü miktarlarda silahlı gruplara para ödemek zorunda kalıyor. Yine zeytinlik sahibi insanların ya mallarına el konuluyor ya da bu insanlardan zorla vergiler alınıyor” denildi.
 
‘Kadın ve çocuklara baskı arttı’
 
Tarihi ve kültürel birçok mirasın silahlı gruplar tarafından yağmalandığına ve buna yönelik yeni raporların komisyona geldiğinin altı çizildiği raporda, devamla şunlar ifade edildi: “Aşırılık yanlısı silahlı grupların daha yoğun olduğu noktalarda kadın hakları noktasında ciddi kısıtlamalar getirildi. Zor kullanılarak kadın ve kız çocuklarının kapanması isteniyor. Yine kontrol noktalarından geçen kadın ve kız çocukları tacize uğruyor.”
 
‘Kürtler işten çıkarılıyor yerlerine Araplar alınıyor’
 
Devlet yetkililerinin bölgede kendi kontrolünde tuttuğu silahlı grupların işlediği suçlarına sessiz kaldığı ve şikayette bulunan mağdurların taleplerinin dikkate almadığının kaydedildiği raporda, “Komisyon, Türk makamlarının silahlı grupları denetimde tutmada veya işlenen suçların veya hak ihlallerinin önüne geçmede istekli olduğuna dair hiçbir olumlu izlenim edinmedi. Türk makamları idari, yargı ve yürütme yapılarını kontrol, koordine ve finanse ediyor. Bölgedeki hakim ve savcılar Türk devleti tarafından seçiliyor ve atanıyor. Kürt kökenli memurların işten çıkarılarak bunların yerine Arap kökenli insanlar getiriliyor” ifadelerine yer verildi. 
 
‘Efrîn’de yaşananlar savaş suçları kapsamında’
 
Efrîn’de yaşananların savaş suçları kapsamında olduğuna vurgu yapılan raporda, “Silahlı grupların, rehin alma, işkence, gasp gibi uygulamaları başta olmak üzere sivil halka dönük uygulamaları, işlenen savaş suçlarının devam edeceğinin göstergesidir” denildi.
 
Kamplarda yaşayan insanlar hastalıklar ile yüz yüze
 
Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi denetimindeki DAİŞ ailelerinin de kaldığı Hol, Roj ve Ayn İsa kampında yaşananlara da yer verilen raporda, Hol kampında yaşayan 70 bin insanın beslenme, enfeksiyon, cilt hastalıkları gibi birçok sorunla karşı karşıya olduğu dile getirildi.
 
‘Êzidî kadınlar kimliğini gizliyor’
 
Birçok ülkenin DAİŞ üyesi veya onların ailesi olan vatandaşlarını geri almayı reddettiği için bu insanların QSD denetiminde tutulduğunun ifade edildiği raporda, şunlar kaydedildi: “Kamplardaki bazı radikalleşmiş kadınlar, ‘kafir’ olarak nitelendirdikleri çok sayıda kadına saldırdığı ve bunların çadırların ateşe verildiği rapor edildi. Bu kamplarda tecavüz sonucu da dahil olmak üzere 502 sahipsiz olmak üzere toplamda 3 bin 500 çocuk yaşıyor. DAİŞ üyeleri ile birlikte çok sayıda Êzidî kadın ve onların çocukları DAİŞ’in son kalesi olan Bahoz’da ortaya çıktı. QSD tarafından Hol Kampına götürülen bu kadınlar, DAİŞ’in geri gelme korkusunu yaşadığı veya kamptaki diğer DAİŞ üyelerinden gelecek tepkiler korktuğu için kimliğini gizledi.”
 
21 sayfalık raporun son kısmında Suriye topraklarında yaşanmaya devam eden insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması için Uluslararası Koalisyon, işgalci konumda olan güçlere, Suriye Rejimine ve Suriye Demokratik Güçlerine bir dizi öneriler yapıldı.