
'Kürtaj bir sağlık hizmetidir, kadınların fişlenmesi kabul edilemez!'
- 13:40 11 Eylül 2019
- Güncel
İSTANBUL - İTO Kadın Komisyonu, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünün kürtaj yaptıran kadınların listesini istemesi hakkında, “Ücretsiz ve güvenli kürtaja erişim hakkının ortadan kaldırılması gibi, bir sağlık hizmeti olan kürtaja ait verilerin izinsiz kullanılması, kadınların ‘fişlenme’si kabul edilemez” açıklamasında bulundu.
İstanbul Tabip Odası Kadın Komisyonu, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünün İstanbul Sağlık Müdürlüğü’nden 1 Ocak 2017 ile 31 Mayıs 2019’da “polikistik over sendromu” olan ve kürtaj yaptıran, 30-40 yaş aralığında kadınların listesini istemesi hakkında açıklama yaptı. Açıklamada "FETÖ ile PDY silahlı terör örgütüne üye olma, rüşvet ve cumhurbaşkanı ile devlet büyüklerine hakaret konuları ile polikistik over sendromu ve kürtaj arasındaki irrasyonel bağlantı üzerinden, kadınların kişisel verilerine ulaşma talebi hem etik dışıdır hem de suçtur" denildi.
Yapılan açıklamada, 2007 yılından itibaren doğum yanlısı (pronatalist) politikalara geçildiği, koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında yer alan gebelikten korunma yöntemlerinin sunumunun her geçen yıl sınırlandırıldığının hatırlatıldığı açıklamada "Kürtaja erişim halka 'yasaklandı' denilerek kamu kurumlarında göstermelik düzeye indirilmiştir. Erkeklerin uyguladığı bir doğum kontrol yöntemi olan vazektomi'yi yapan kamu kurumları neredeyse kalmamıştır" denildi.
"Hem etik dışı hem de suçtur’
Cinsel sağlık hakkının doğrudan hükümetin sağlık politikaları ile sınırlandırıldığı belirtilen açıklamada, “Kadınların sağlık hakkını doğrudan engelleyen uygulamalardan olan gebelikten korunma yöntemlerine erişememe, ayrıca kürtajın gayri yasal yollarla engellenmesine bir yenisi daha eklenmiş, kürtajı kriminalize etme, fişleme boyutuna getirilmiştir" değerlendirmesi yer aldı. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü tarafından 29 Ağustos'ta İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'ne gönderilen yazı ile kürtajın bir fişleme girişimi ile tekrar gündeme geldiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "FETÖ ile PDY silahlı terör örgütüne üye olma, rüşvet ve cumhurbaşkanı ile devlet büyüklerine hakaret konuları ile polikistik over sendromu ve kürtaj arasındaki irrasyonel bağlantı üzerinden, kadınların kişisel verilerine ulaşma talebi hem etik dışıdır hem de suçtur.
6688 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na göre, kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir. Özel nitelikli kişisel verilerin, ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır (Madde 6). Türk Ceza Kanunu'na göre de hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir (TCK Madde 135). Sağlık Bakanlığı kişilerin izni olmaksızın İçişleri Bakanlığı için verileri isterken; hekimleri meslek etiği kurallarını çiğnemeye zorlamakta, hasta hakları, cinsel haklar ve kadınların sağlık hakkını ihlal etmektedir.
‘Kadınların fişlenmesi kabul edilemez’
AİHM de 'sağlık verilerinin gizliliğine saygı' konusunu, sözleşmeye taraf devletlerin yasal sistemlerinde temel bir ilke olarak kabul etmektedir. Devletin hukuk devleti olabilmesinin yolu, bireyin güvenliğini sağlamaktan geçer. Hukuka aykırı bu talebe, kadın bedenini denetleyen tüm mekanizmalara olduğu gibi karşıyız! Ücretsiz ve güvenli kürtaja erişim hakkının ortadan kaldırılması gibi, bir sağlık hizmeti olan kürtaja ait verilerin izinsiz kullanılması, kadınların ‘fişlenme’si kabul edilemez."