
‘Diba Keskin şahsında Erciş halkı yargılandı’
- 09:56 11 Eylül 2019
- Güncel
VAN - Erciş Belediyesi’nde yerine kayyım atandıktan sonra tutuklanan önceki dönem Erciş Belediye Eşbaşkanı Diba Keskin'in yargılandığı davadan tahliye edilmesini değerlendiren HDP’li kadınlar, Diba’nın tutuklanmasının hukuksuz olduğunu hatırlatarak, “Önceki dönem atanan kayyım gaspıyla, aslında Diba Keskin şahsında Erciş halkı yargılandı” dedi.
Van'da yerine kayyım atanan önceki dönem Erciş Belediye Eşbaşkanı Diba Keskin'e yargılandığı "özyönetim ilanı” davasında 13 yıl 9 ay hapis cezası verilmişti. 38 kişinin yargılandığı dosyada 3 yıl 11 ay Ankara Sincan Kapalı Kadın Cezaevi’nde tutulan Diba’nın 2018 yılının ağustos ayında “örgüt üyeliği” iddiasından aldığı ceza bozuldu. Bozulan karar sonrası duruşması görülen Diba, önceki gün tahliye edildi.
İçişleri Bakanlığının kararıyla 19 Ağustos’ta yerine kayyım atanan Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bedia Özgökçe, 31 Mart seçimlerinde halkın büyük oranda oyunu alarak kayyımdan geri aldığı Erciş Belediye Eşbaşkanı Yıldız Çetin ve HDP Van milletvekili Muazzez Orhan, Diba hakkında verilen tahliye kararını değerlendirdi.
‘Kadınlar hedef alındı’
Davanın ardından Türkiye’de hukukun işlemediğini söyleyen Erçiş Belediye Eşbaşkanı Yıldız, 2016 yılında atanan kayyımları hatırlattı. Yıldız, “2016 tarihinde kayyım gaspına karşı nasıl direndiysek, bugün de direnişimiz sürmektedir” dedi. İktidarın önceki dönem kayyım atamalarında özyönetim ilanının gerekçe gösterildiğini hatırlatan Yıldız, “Bugün ise keyfi bir uygulamayla ‘tedbir alıyorum’ gerekçesini öne sürüyor. Her iki kayyım atamasında da kadınlar hedef alındı. Arkadaşlarımıza dönük bu hukuksuz alınmalarına ve mahkumiyetlerine son verilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye’nin ilk başörtülü kadın eşbaşkanlarındandır’
Yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bedia Özgökçe, “Diba; özellikle kadına dayalı sistemimizi hayata geçirme konusunda canla başla çalışmış, seçilmiş bir eşbaşkanımızdır. Burada önceki dönem AKP iktidarı ve kayyımlar tarafından milyonlarca hırsızlık, görevi kötüye kullanmak iddialarıyla suçlanmış büyük bir enkazla belediyeyi devraldık. Gece gündüz halkın içinde bir yandan borçları ödemeye çalışırken, bir yandan da hızlıca hizmet üreten oldukça başarılı belediye eşbaşkanımız Diba Keskin aynı zamanda Türkiye’nin ilk başörtülü belediye başkanıdır” diye belirtti.
‘Diba açıklamaya katılan bin 500 kişiden biriydi’
Diba’nın hakkında açılan davanın dosyasına bakıldığında istinat edilen suçlardan yola çıkıldığında sürecin siyasi bir operasyon olduğunu söylemenin mümkün olduğunu dile getiren Bedia, “Diba Keskin’in tutuklu olmasına gerekçe olan dosyanın içeriği bir basın açıklamasında sadece bulunduğu için. Basın açıklamasını okumamış, basın metnini hazırlamamış, sadece yaklaşık bin 500 kişi ile birlikte bir basın açıklamasında bulunmuş. Bir düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek bir basın açıklamasında yer aldığı için hemen akabinde gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Propaganda, üyelik ve birçok gerekçeden dolayı hakkında yerel mahkeme tarafından ceza verildi” dedi.
‘Dosyalarda FETÖ’den yargılananların imzası var’
Bedia, tutuklu eşbaşkanlar için hakkında ise şöyle konuştu: “Sürekli belirli bir kesimin yargıya talimat verdiği, yargının gereğini yaptığı bir süreçle karşı karşıya kaldık. Sadece Diba Keskin değil, birçok belediye eşbaşkanımız, partimizin merkez yürütme üyeleri, eş genel başkanlarımız şu an tutuklu durumda. Diba’nın dosyasında savcılık ve hakimler tarafından gerekli incelemelerin yapılmadığını, suçlamalara dair delillerin olmadığına şahit olduk hep birlikte. 3 yıldır dosyayı takip ediyoruz. Sadece Diba Keskin değil diğer belediye başkanlarımızın da benzer oluşturulmuş, belki de FETÖ’den yargılananların bugün imzasını taşıyan fezlekeleriyle, soruşturma dosyalarıyla arkadaşlarımız yargılanıyor. Sayın Bekir Kaya’nın dosyası da böyle bir usul ile hazırlanmış dosyalardır. Kendisine iki tane 8 yılı aşan hapis cezası verilerek hala tutukludur.”
‘Halk her şeye rağmen ‘kayyım istemiyoruz’ demişti…’
Önceki dönem partinin kazandığı 102 belediyeyenin 96’sına kayyım atandığını, dönem sürekli algı operasyonları ile kamuoyunun manipüle edildiğini kaydeden Bedia, “Sürekli kamuoyuna sundukları gerekçe ‘terörle iltisaklı, terörle bağlantılı’. İktidar, siyasi atmosferin toplum üzerindeki baskısıyla birlikte kendilerine bir gerekçe oluşturmuşlardı. Bu dönemde aynı gerekçeyi oluşturma gayretindeler. Bugün yine her şeye rağmen kayyım atama sürecine, kayyımların yarattığı tahribat, OHAL döneminin yarattığı tahribatı bir bütün olarak düşünürsek; halk her şeye rağmen 31 Mart yerel seçimlerinde sandığa giderek ‘biz kayyımları istemiyoruz’ demişlerdi” ifadelerini kullandı.
‘Bu oyuna artık kimse gelmiyor’
Bugün eş zamanlı olarak Van, Diyarbakır, Mardin büyükşehir belediyelerine yine kayyımların atandığını dile getiren Bedia, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Kayyım atamalarında yine gerekçe aynıdır. Bu oyuna artık kimse gelmiyor. Kimse bu gerekçelere inanmıyor. Ben buradan bütün Türkiye halklarına seslenmek istiyorum. Süleyman Soylu gazete gazete, televizyon televizyon gezerek bizim haklarımızda belge ve resim çıkarmaya çalıştı. Ve bunu anlatmaya çalışıyor. Gazetecilere de şunu sormak istiyorum. Hukukla bağlantılı, delilli, bir gerekçeye rastlayabilmişler mi? Gerçekten bugün sorularına yanıt alabilmişler mi? Bugün Türkiye toplumu zihinlerindeki şüpheye dair en ufak bir delil görebildiler mi? Eğer belediye başkanlarının hakkında bir şüphe varsa bunun muhatabı tam olarak bağımsız yargıdır.
‘Her alanda mücadelemizi sürdüreceğiz’
Bizler hakkında verilmiş herhangi bir kesin hüküm yok. Sadece soruşturmalar var. Bu soruşturmalara gerekçe olarak birçok eften püften yeni soruşturmalar açarak bizleri görevden aldılar. Bu apaçık bir siyasi darbedir. Geçmiş dönemde her ne yapmış iseler bu günde aynı muradın peşindeler. Kürt seçmeni bizden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin demokrasi geleceğinden bizleri uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Bin bir bahaneyle bizleri toplumdan uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Ama hiçbirisini başaramayacaklar. Kürt halkı, HDP seçmeni 31 Mart’ta nasıl sandığa giderek bir demokrasi dersi verdiyse, metropollerde nasıl bir demokrasi dersi verdiyse, bölgede nasıl ki kayyımlara ‘hayır’ demiş ise kuracakları her sandıkta da aynı iradeyle karşılaşacaklar. Asla geri adım atmayacaklar. Asla boyun eğmeyeceğiz. Her alanda mücadelemizi sürdüreceğiz. Bugün Türkiye'de bizlerle yürekleri aynı çarpan herkes bizlere yönelik bu haksızlığı görüyor. Biliyorlar, 25 yıldır bizler bu topraklarda iktidarda olan partiyiz. Parti isimlerimiz değişir. Partilerimiz kapatılır. Ama halk yine Kürt sorununu çözme iradesinde olan, Kürtlerin dertlerini dinleyen partisinin arkasında durmuştur.”
‘Diba şahsında Erciş halkı cezalandırılmak istendi’
Son olarak konuşan HDP Van Milletvekili Muazzez ise, tahliye kararının 10 yıl ceza verilmesinin ardından çıktığını söyleyerek, tutuklanmanın hukuksuz olduğuna dikkat çekti. Önceki dönem atanan kayımla aslında Diba şahsında Erciş halkının cezalandırdığını vurgulayan, Muazzez, “Seçilmişlerin o gün nasıl ki halkla bir araya gelmeleri, hizmet etmeleri engellendiyse bu günde yine kayyım darbesiyle karşı karşıyayız. Bu cezalandırmalar tamamıyla Kürt halkının iradesine, kendisini yönetmesine izin vermeyen zihniyetin siyasi yaklaşımıdır. Tahliye kararı bizi sevindirdi. Ama Kürt halkının iradesinin cezalandırılması sonucunda bir tahliye söz konusudur. Bu uygulamalar, bu cezalar Kürt halkına asla geri adım attırmayacaktır. Kürt halkı yine demokrasiye, özgürlüğe olan inancıyla mücadelesini sürdürecektir” diye konuştu.