Müzeyyen Boylu davasında senaryo değişmedi: Savunmalar kopyala yapıştır

  • 16:49 9 Eylül 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - Boşanma aşamasında olduğu Müzeyyen Boylu’yu katleden Mesut Issı’nın yargılanmasına Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesinde başlandı. Görülen duruşmada sanık Mesut Issı, "psikolojik sorunları olduğunu" ileri sürerek savunma yapmadı. Müzeyyen’in ailesinin avukatları ise, Müzeyyen’e dönük sistematik şiddete, verilen koruma kararının kısıtlılığına dikkat çekti. Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
 
Boşanmak üzere olduğu Müzeyyen Boylu’yu katleden erkek Mesut Issı’nın yargılanmasına Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesinde başlandı. Duruşmaya Diyarbakır Barosu, Tevgera Jinên Azad (TJA), Rosa Kadın Derneği, Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP), Kadınlarla Dayanışma Vakfı, KADEM, Ankara, Sinop, Kırklareli, Adana, Konya, Şırnak, Bursa, Mersin, Afyon, Adıyaman, Kocaeli, Erzurum, İzmir, Siirt, Trabzon, Gaziantep, İstanbul, Bingöl, Urfa, Batman, Van, Kars, Edirne, Mardin, Aydın, Antalya, Ardahan Baroları, Türkiye Barolar Birliği, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili Turhan Bağrıyanık, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Müzeyyen’in ailesi ve yakınları, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve yüzü aşkın avukat katıldı.
 
Duruşma başlamadan önce, içeri girmek isteyen basına ise polis, “Sıkıntılı bir davadır. İçeriye alınmayabilirsiniz” cevabını verdi. Davanın basın mensupları tarafından takip edilmesine, mahkeme heyeti tarafından karar verilince, gazeteciler duruşma salonuna alındı.
 
‘Psikolojik sorunlarım var’
 
Heyetin gelmesi ile birlikte başlanan duruşmada sanık Mesut Issı, psikolojik sorunlarının olduğunu gerekçe göstererek, sonraki duruşmalarda SEGBİS ile katılabileceğini, psikolojik sıkıntılarını atlattıktan sonra kendini daha iyi savunacağını iddia etti.   
 
Sanık Mesut Issı'nın avukatı Kutbettin Odabaşı ise savunmasında, savcılık aşamasında sunmuş oldukları hiçbir delilin toplanmadığını basın dahil kadın derneklerinin olaya taraflı yaklaştığını, cezasızlık hakkının da ihlal edildiğini söyledi. 
 
‘Şikayetçiyim’
 
Ardından söz verilen Müzeyyen Boylu'nun annesi Türkan Boylu, şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirtti. Müzeyyen Boylu'nun aile avukatları, duruşmaya katılan 30 baro ve derneğin davaya katılması talebinde bulundu. Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, “kadın örgütlerinin kadın cinayetlerine eylemlerle dikkat çektiğini ancak cinayetlerin önlenemediğini” belirtti.
 
Baroların katılma talebine ret
 
Davaya müdahil olma taleplerini değerlendiren mahkeme heyeti, Müzeyyen Boylu'nun annesi Türkan Boylu'nun suçtan zarar gördüğüne ilişkin davaya ve duruşmalara katılma talebi kabul edilirken katılmak isteyen baro ve kadın derneklerinin “suçtan doğrudan zarar görmedikleri" gerekçesi ile katılma talebi reddedildi. 
 
‘Olay sonrası çok sakindi’
 
Mahkemede dinlenen tanıklardan Ayten Aslan Efe, önce Mesut Issı'nın ardından Müzeyyen Boylu'nun geldiğini ve herhangi bir tartışma yaşanmadığını, birlikte okuldan çıktıklarını ve olay anını görmediğini kaydetti. Bir diğer tanık Barış Koyun da, "İş yerimdeydim. İki üç el silah sesi duydum. İçerden çocukların, ‘anne anne’ diye seslendiklerini duydum.  Dışarı çıktım. Mesut Issı silahı bana doğrulttu ve ‘Yaklaşma sıkarım’ dedi. Arabaya bindi gitti. Sakin ve soğukkanlıydı" dedi. 
 
Mahkemenin, Barış Koyun'un "Yaklaşma silahı sıkarım" sözünün tutanağa geçilmemesi üzerine avukatlar itiraz ederek bu ibareyi tutanağa ekledi. Son olarak tanık olarak dinlenen ticari taksi şoförü Bülent Eşkin, "Taksiye binerek hızlı bir şekilde karakola gitmemi istedi. Karakola giderken başka karakola gidelim diyerek fikir değiştirdi. Arabamdan inerken silahını gördüm polis sandım" diyerek gördüklerini anlattı.
 
‘En ağır şekilde cezalandırılsın’
 
Savcının mütalaasının ardından söz alan Türkan Boylu, sanığın tutukluluk halinin devamını, ağır ceza ile cezalandırılmasını istedi. Aile avukatları Aslı Pasinli savunmasına başlamadan önce Müzeyyen Boylu'nun katledilmesine giden aşamaların kronolojisi oluşturup salona getirdi. Aslı Müzeyyen’in katledilmesine giden süreci şöyle anlattı: "Cinayet tasarlanarak işlendiği açıktır. Dosyada deliller mevcuttur. İlk ölüm tehdidi boşanma davası açılmadan yaşanmıştır. Tehditlerinden biri ise, ‘Daha çocuklarla senin mezarını sulamaya geleceğiz’ diyerek tehdit ediyor. Sanığın kendisine tehdit ve hakarette bulunduğu dava dilekçesini çekmezse, 'Olacaklardan ben sorumlu değilim' şeklinde tehdit ettiği ve dosya yine uzlaşma sağlandığı için takipsizlik kararı veriliyor. Alternatif çözüm yollarına gidilemeyeceğini İstanbul Sözleşmesi açıkça belirtmiştir. Müzeyyen bu şikayetinden 2 gün sonra 15 gün uzaklaştırma tedbiri kararı aldırmıştır. Müzeyyen sanığın silahlı olduğunu bilmiş olsa silaha ilişkin tedbir talebinde bulunacaktı. Sanık Müzeyyen'i daha önce bıçaklamıştır ve son 6 ayda şiddete maruz kaldığına ilişkin, ölüm ile tehdit edildiğine beyan etmiştir. Adli makamlara başvuran kadın yüksek risk grubunda değerlendirilmesine rağmen mahkeme 15 gün tedbir kararı vermiştir. Bu olaydan dört ay sonra boşanma davasının ilk duruşması yapılmış ve sanık maktülü sevdiğini, boşanmak istemediğini ifade ediyor. Müzeyyen ikinci duruşmaya gidememiş ve dosya işlemden kaldırılmıştır. Yine süren tehditlere ilişkin suç duyurusunda sonra 30 günlük tedbir kararı almış ve düşen boşanma davasına yenilenme dilekçesi gönderiyor. Müzeyyen'in ilk darp raporu ile Diyarbakır Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan dava ile 15 günlük bir tedbir kararı daha verilir. Koruma süresi daha uzun olsaydı ve koruma mekanizmaları etkili olsaydı aldığı koruma kararının bitiminden 18 gün sonra öldürülmeyecekti."
 
Boşanma davası ve soruşturma sayılarını mahkemeye sunan Aslı Pasinli, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep ederek, “Tüm kadın cinayetlerinde aynı senaryo, aynı hikaye, aynı argümanlar bu dosyalarda dile getirilmektedir. Erkelerin savunmalarını da birbirlerinden kopyaladıkları görülüyor” dedi. 
 
‘Tutanaklarda eksik deliller var’
 
Yine aile avukatlarından Hatice Demir de iddianame içerisinde eksik kalan delillere dikkat çekerek telefon ile yapılan görüşmelere dair değerlendirmenin ise eklenmediğini söyleyerek sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti. Hatice Demir şunlara dikkat çekti: "Silahın temini, olayın yeri ve zamanı, olaydan sonraki davranışlarının eklenmesi gerekir. Tasarlama yönünden hiç değinilmemiş iddianamede. Silahın temini ve bakımının yapılması cinayetin çok önceden planladığını gösteriyor. Sanık maktulün en rahat olduğu ve savunmasız bir anda çocuklarının okul gösterisinden çıkarken cinayeti işlemiştir. Kameralara sanığın soğukkanlı olduğu yansımış.  Cinayetten sonra babasının evine gidip üstü değiştirmeyi düşünmüş. Karakola giderken taksi şoförü ile normal sohbet ederken gittiğini biliyoruz. Cinayeti ne kadar sakin ve dingin işlediğini nasıl tasarladığını gösteriyor. Yanına ayrıca iki şarjör bulundurmuş. Tanık Abdullah Koyun'un dinlenmesini talep ediyoruz."
 
Yine psikoloji bahanesi öne sürüldü
 
Sanık Mesut Issı mütalaaya ilişkin yine psikolojisinin kötü olduğunu iddia ederek, tedavi sonrası vereceği  beyan ile gerçeğin basının ve aile avukatlarının anlatımı gibi olmadığını ortaya çıkaracağını ileri sürdü. Avukat Kutbettin Odabaşı Müzeyyen Boylu’nun boşanma süresince ikamet ettiği evin güvenlik görevlilerinin dinlenmesini ve müvekkilinin tıbbi tedavi gördüğüne ilişkin cezaevi kayıtlarının dosya içeriğine alınmasını talep etti.
 
Mahkeme sanık Mesut Issı'nın üzerine atılı suçun vasfı, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesi, suça ilişkin ön görülen ceza ve CMK 100 maddesi gereğince tutukluluk halinin devamına karar verdi. Ayrıca hazırlık aşamasında beyanı bulunan Abdullah Koyun'un tanık olarak dinlenmesine karar verildi. Duruşma Kasım ayına ertelendi.
 
Mahkeme bitiminin ardından Müzeyyen Boylu'nun ailesi sanık Mesut Issı'ya tepki gösterirken sanığın gülerek aileye, "Göreceksiniz siz" diyerek tehdit ettiği görüldü.