‘Onurlu bir yaşam için direnişi büyüteceğiz’

  • 15:23 9 Eylül 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - Demokrasi Nöbeti’nin 22’nci gününde konuşanlardan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen, “Haksızlıklarına, hukuksuzluklarına karşı günlerdir direniyoruz. Sadece kayyımlara karşı değil, onurlu bir yaşam için bu direnişi büyüteceğiz” vurgusunu yaptı.
 
İçişleri Bakanlığı kararıyla Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 31 Mart seçimlerinde kazandığı 3 büyükşehir belediyesine kayyım atanmasına karşı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) karşısında bulunan Lise Caddesi’ndeki Demokrasi Nöbeti, 22’nci gününde devam etti. Nöbete Diyarbakır Milletvekilleri Musa Farisoğulları, Saliha Aydeniz, Semra Güzel, Remziye Tosun, HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Iğdır Milletvekili Habip Eksik, İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Muş Milletvekili Mansur Işık, Şırnak Milletvekili Nuran İmir, Sur Belediye Eşbaşkanları, Silvan Belediye Eşbaşkanları, il ve ilçe yöneticileri, TJA aktivistleri, Barış Anneleri ile çok sayıda yurttaş katıldı. Eylemde “İrademe dokunma” pankartının yanı sıra, “HDP halktır halk burada”, “Eşbaşkanlık mor çizgimizdir” ve “Siyasi darbeye hayır” dövizleri açıldı.
 
Eylem boyunca sloganlar atılırken, dengbêj kadınlar ise ezgileri ile destek verdi. 
 
‘Mücadeleye devam edeceğiz’ 
 
Demokrasi Nöbeti’nde gerçekleştirilen basın açıklamasında ilk olarak konuşan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen, 22 gündür gösterdikleri mücadelenin sadece kayyım atanan 3 kent için olmadığını kaydederken, aynı zamanda “Kürtlerin onur mücadelesi” anlamı taşıdığını belirtti. Hülya, “Haksızlıklarına, hukuksuzluklarına karşı günlerdir direniyoruz. Sadece kayyımlara karşı değil, onurlu bir yaşam için bu direnişi büyüteceğiz. Bugün okullar açıldı. Hala çocuklarımız kendi dillerinde eğitim göremiyor. Bu alanda yıllarca mücadele ettik, bedel ödedik. Tüm bu sorunlar birbiriyle bağlantılıdır. Anadil hakkımız için de alanlarda mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. 
 
Azadî Hareketi’nden Abdullah Bozkuş da, kayyım atamalarının Kürtlerin dil, kültür çalışmalarına yönelik birer saldırı olduğunu ve en önemlisi de Kürtlerin kendilerini yönetmelerinde iktidarın duyduğu rahatsızlıktan kaynaklı olduğunu ifade etti. Kayyımları kabul etmeyeceklerini dile getiren Abdullah, Kürtlerin birliğe ve beraberliğe ihtiyaç duyduğunu söyledi.
 
‘Mutlaka kazanacağız’
 
Daha sonra kısa bir konuşma yapan DBB Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı, 22 gün sonra yine aynı yerde olduklarını, aradan geçen 520 saate rağmen yine “Biz kazanacağız” dediklerini ifade etti. 520 saatin kendilerine 500 gün gibi geldiğini dile getiren Selçuk, “Bu karar sadece siyasi bir darbe değil, onun ötesinde bir şey, onurumuza dokundu. Süleyman Soylu kayyım atamalarına ilişkin, ‘kayyım değil başkanvekili’ diyor. Başkanvekili ise, ben bir yere giderken başkan vekili tayin etmedim. Belediye meclisi de onu seçmedi. Bunun adı kayyımdır” dedi. Selçuk, vefatının 35’inci yılında Yılmaz Güney’i anarak, “Kazanacağız, mutlaka kazanacağız” sözleriyle açıklamasını sonlandırdı.
 
‘Annelerin duygularını sömürüyorlar’
 
Basın açıklamasında son olarak konuşan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, demokratik siyaset içinde kayyımların hiçbir meşruiyetinin olmadığını hatırlatarak, “O kadar zora düştüler ki yaptıklarını kimseye anlatamıyorlar. Adını söylemek istemediğim o zat gittiği her yerde anlatmaya çalışıyor, ama kayyım lafını bile kullanamıyor” dedi. “Yeni bir algı operasyonları var” diyen Saruhan, HDP Diyarbakır İl Binası önünde bekleyen ailelere değindi. Saruhan, çağrıda bulunarak, “Ağır suç işliyorlar, annelerin acılarını ve duygularını sömürüyorlar. HDP binası önünde bekleyen annelerin acılarını en iyi bizler anlıyoruz. Çünkü biz yıllardır nasıl beyaz tülbentli annelerin, Cumartesi Anneleri’nin acısını anlıyorsak, onların acılarını da anlıyoruz. Ancak barış için adım atmayanlar, Dolmabahçe’yi yok sayanlar, iki buçuk yıl İmralı görüşmelerini silip atanlar, ‘Kürt sorunu yok’ diyenler o annelerin acılarını anlayamaz. Ancak annelerin acılarını sömürür” diye konuştu.
 
‘Barış için el ele verelim’
 
HDP olarak Cumartesi Anneleri’ne yaklaştıkları gibi HDP binası önünde bekleyen annelere de aynı duygu ve aynı hassasiyetle yaklaştıklarını vurgulayan Saruhan, şunları kaydetti: “Biz barışın sağlanması için mücadele ediyoruz. Kayyımlara karşı mücadelemiz de budur. Meclis’teki tüm partilere sesleniyoruz; gelin Kürt sorununun demokratik çözümü için bir komisyon kuralım. Barış ve çözüm için adım atalım. Hangi parti bu komisyona katılmıyorsa, bilin ki o parti barış istemiyor. Bir kez daha sesleniyoruz; gelin barış için, çözüm için el ele verelim. Bir tek annenin gözyaşı dökülmesin. İster oğlu dağda, ister asker, ister polis olsun, anneler gözyaşı dökmesin diye mücadele edelim” sözlerine işaret etti.
 
Demokrasi Nöbeti, basın açıklamasının ardından yapılan 5 dakikalık oturma eylemi ile son buldu.