Diyarbakır'daki oturma eylemi 19'uncu gününde
- 15:27 6 Eylül 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - Kayyım atamalarına karşı Diyarbakır'da HDP'li vekillerin de aralarında olduğu yüzlerce kişinin katılımıyla 19'uncu gününde devam etti.
İçişleri Bakanlığı tarafından Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı yerine atanan kayyıma karşı başlatılan oturma eylemi 19’uncu gününde devam etti. Lise Caddesi üzerindeki oturma eylemine HDP milletvekilleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, Doğu ve Güneydoğu Dernekler Platformu ve bileşenlerinin temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, MEBYA-DER, TUAY-DER, Barış Anneleri Meclisi, İstanbul Din Alimleri Derneği yöneticileri, Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyeleri, Tevgera Jinên Azad (TJA) üyeleri, HDP'li belediye eşbaşkanları ve yüzlerce yurttaş katıldı. Eylemde düdük, alkış ve zılgıtlar eşliğinde kayyım politikaları protesto edildi. Polisin alanı ablukaya alarak yolu da tek taraflı olarak trafiğe kapattığı eylemde, cübbeleriyle nöbete destek veren ÖHD üyeleri, "Halkın iradesi gasp edilemez" pankartıyla nöbetteki yerlerini aldı.
TUAY-DER üyelerinin "Zindanlarda yükselen güneşin sıcaklığıyla irademizi sahipleniyoruz" yazılı pankart ile nöbet yerine gelmesine izin vermeyen polislerin pankarta el koymasını HDP’li vekiller engelledi. Kürtçe direniş şarkılarıyla süren eylemde kurulan serbest kürsüde düşüncelerini dile getiren yurttaşlar, kayyım politikalarına dikkat çekerek, "Birlik olursak kazanırız. Bu faşizanlığa ve zulme karşı sessiz kalmayalım" diyerek, kayyım politikalarına tepki gösterdi.
'Kayyımları göndereceğiz'
Yapılan eylemin ardından açıklama yapan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan, kayyım politikalarına karşı yükselttikleri sesin tüm dünyaya ulaştığını söyledi. Zeyyat, "Direnişimizi nasıl kıracağını bilemeyen AKP, ailelerimizi HDP'nin önüne göndererek meşruiyetimizi kırmaya çalışıyor. O aileler de bunu çok iyi bilsinler ki güvenebilecekleri biziz. Ancak beraber barışı getirebiliriz, ancak beraber dağları ve zindanları boşaltabiliriz. HDP'siz bunların hiçbirini yapamazlar. Kalıcı bir barış için direnmeye devam edeceğiz. Kayyımları belediyelerimizden göndereceğiz" diye ifade etti.
'Hukuk güvenliğinden söz etmek mümkün değil'
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Başkanı Ayşe Acinikli de, ülkede hukuk güvenliğinden bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi. Muhaliflere düşman hukukunun uygulandığının altını çizen Ayşe, "Sandık sonucu dikkate alınmazsa demokrasi de olmaz. Bürokratların atanması, seçme ve seçilme hakkına açıkça saldırıdır. AB ve kurumları, Türkiye'ye yaptırım uygulamadır. Faşizm ve hukuksuzluğun sonu başladı ve durdurulmayacak. Bu yapılanlar yargılanacak ve hesabını da soracağız" diyerek, kayyımlara ilişkin yapılacak tüm hukuki girişimlere destek olacaklarını vurguladı.
Güneydoğu ve Doğu Dernekleri Platformu Başkanı Abdulhakim Daş, gasp edilen halkın iradesinin teslim edilmesi gerektiğini vurguladı. "Bugün demokrasiden söz edenler Kürdistan söz konusu olunca her şeyi unutuyorlar ve en faşist saldırılarda bulunuyorlar" diyen Abdulhakim kayyımların "sivil darbe" olduğunu vurguladı.
'Susan dilsiz şeytandır'
Diyarbakır’da, Van'da, Mardin'de halkın iradesine el koyanların tarihin çöplüğüne gideceklerinin altını çizen Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi Ekrem Baran ise, "İslam’dan bahsedenler hırsızlık yapmanın günah olduğunu bilmiyorlar. Bu hırsızlıktır, hak yemektir. Seçilenlerin iradesi gasp edilmiştir. Dini, dili, kültürü ne olursa olsun herkes bu dünyada yaşama hakkına sahiptir. Kimse kimseyi dilinden dininden ötürü yok sayamaz. Dinde var olan gerçek budur. Haklı direniş ve mücadelelerini kutluyoruz. Haksızlık ve zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır. Bunu kimse unutmamalıdır. Herkesin Kürtlerin yanında durması gerekmektedir" diye konuştu.
İstanbul Din Alimleri Derneği'nden Mehmet Emin Aslan da, "Egemen ve baskıcı zihniyeti kınıyoruz. Batıda nasıl belediyeler özgür çalışıyorsa bölgedekiler de özgür çalışmalıdır. Bu halkın sesini herkes duymalıdır. Seçimle gelen seçimle gitsin. Kayyumlar, hukuki değildir. Bu tehlikeli bir şeydir" dedi.
'Planlarını boşa çıkaracağız'
HDP'li TBMM Meclis Başkanvekili Mithat Sancar ise, kayyım politikalarının yeni bir şey olmadığına dikkat çekerek, HDP ve Kürt siyasetine dönük 4 yıldır yapılan tutuklama, sindirme ve baskı politikalarına dikkat çekti. "Çöktürme Planı"na işaret eden Mithat, 31 Mart seçimlerinde AKP ve MHP ittifakına kaybettirdiklerini belirterek, şöyle konuştu: "Halkın birlikteliğini bozamayan ve iradesini yenemeyenler, şimdi de 'çürütme planı'nı devreye koydu. Bu planla, toplumu demokratik siyasetini ve halklar arasındaki birliği çürütmek istiyorlar. Bu planı da boşa çıkaracağız. Halklar da bu 'çürütme planının’ farkındadır. Bütün annelerin evlat hasreti ve acısı da bizim acımızdır. Bu acı ve hasretin tek sebebi savaştır. Bitirmenin tek yolu da barıştır. Barıştan bir milim geri adım atmayacağız. Oynanan oyunun farkında olalım. Acılarımızı yarıştırarak bizi çürütmeye çalışıyorlar. Bu da 'Çürütme Planı'nın bir ayağıdır. Demokratik siyaset zemininde kalmaya devam edeceğiz. Umutsuzluk, karamsarlık yok, bu ülkeyi demokrasi güçleri ile birlikte yöneteceğiz. Amed'i, Van'ı ve Mardin'i alacağız, bu iktidarı da göndereceğiz" ifadelerini kullandı.
Etkinlik, yapılan 5 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi.