Eğitim Sen’den MEB’e uyarı
- 13:20 6 Eylül 2019
- Güncel
ANKARA - Eğitim Sen yeni eğitim ve öğretim yılına ilişkin açıkladığı raporla, eğitim durumunun düzelmesi için MEB’e 10 maddelik uyarıda bulundu.
2019-2020 eğitim öğretim yılı başında eğitim durumu raporunu açıklayan Eğitim Sen eğitim yılının içler açısını bir hal olduğunu belirterek, eğitimi durumunun düzelmesi ne ilişkin MEB için 10 temel uyarı hakkında bulundu.
Eğitim ve Bilim Emekçiler Sendikası (Eğitim Sen) 2019-2020 eğitim öğretim yılı başında eğitim durumu raporunu Genel Merkez binalarında basın toplantısı düzenleyerek kamuoyuna duyurdu. Toplantının olacağı salona “Mücadelemiz eğitim ve bilim emekçilerine ve öğrencilerimize güzel bir gelecek bırakma mücadelesidir” pankartı asıldı. Toplantıya, Eğitim Sen üyeleri katılırken, raporu Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan paylaştı.
‘Eğitim harcamaları velilerin bütçesini zorlar hale gelmiştir’
İlk olarak eğitim öğretim yılının 9 Eylül Pazartesi günü başlayacağını belirten Feray, devamında eğitim sisteminde yıllar içinde yaşanan gerilemeye dikkat çekti. Feray, “Türkiye’de son bir yıl içinde belirginleşen ekonomik kriz ve yüksek enflasyon nedeniyle halkın satın alım gücünün düşmesi nedeniyle 2019-2020 eğitim öğretim yılında öğrenci velilerinin yapacakları eğitim harcamaları belirgin bir şekilde artmıştır. Eğitime ilk kez adım atacak olan pek çok öğrenci hangi şartlarda eğitime başlayacağının farkında olmasa da, okulların açılmasına sayılı günler kala öğrenci velilerini şimdiden çok sıkıntılı bir telaşın sardığını söylemek mümkündür. Her geçen yıl istikrarlı bir şekilde artan eğitim harcamaları, giderek bozulan gelir dağılımıyla birlikte öğrenci velilerinin bütçesini ciddi anlamda zorlar hale gelmiştir” dedi.
‘Çocuklar eşit koşullardan yararlanmamaktadır’
Eşit ve parasız eğitim ilkesinin kamusal eğitim anlayışının terk edildiğini ve piyasacı eğitim politikalarının benimsendiğinin öğrenci ve velilerin ‘müşteri’ haline getirilme hedefinde olduğunu kaydeden Feray, toplumda sınıf farklılıklarının daha da belirgin hale geldiğini söyleyen söyledi. Feray, “Eğitimde yaşanan ve yapısal hale gelen sorunlar yıllardır görmezden gelinmeye çalışılsa da, eğitim sorunu halkın en temel gündemini oluşturmayı sürdürmektedir. Çocuklarımız eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamakta, çocuk yaşta evlilikleri önlemeye yönelik adımlar atılmamaktadır. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere, kız çocukları, kırsal kesimde yaşayan çocuklar; eğitim hakkından eşit koşullarda ve parasız olarak yararlanamamaktadır. Bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunlar, yeni eğitim öğretim yılına girilirken iktidarın ve MEB'in çözmek için hiçbir somut adım atmadığı temel sorun alanlarıdır” diye konuştu.
‘Dini vakıfların ve derneklerin MEB ile iş birliği sürmektedir’
MEB’in uzun süredir eğitimin dinselleştirilmesi hedefiyle Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, çeşitli dini vakıf ve derneklerle ortak protokoller imzaladığını belirten Feray, “Bugüne kadar MEB ile dini vakıf ve dernekler arasında imzalanan protokoller aracılığıyla çok sayıda okul, dini vakıf ve derneklerin temel faaliyet alanları haline gelmiş ya da getirilmiştir. MEB’in asli görevleri, tıpkı bir hizmetin taşerona devredilmesi gibi, aksi yöndeki yargı kararlarına rağmen, çeşitli cemaatlere bağlı vakıf ve derneklere devredilmektedir. Bu tür ‘işbirliği protokolleri’ ile eğitim alanında ve tüm kamu kurumları üzerinde çeşitli dini vakıf ve cemaatlerin vesayet oluşturduğu, bu durumun da devredilemez bir kamusal bir hizmet olan eğitimin doğasına aykırıdır. MEB ile Ensar vakfı arasında 2017 yılında imzalanan protokolün kanuna aykırı olduğunu açık bir şekilde karara bağlamıştır. Yargı kararı açık olmasına rağmen çok sayıda dini vakıf ve derneğin MEB ile işbirliği sürmektedir” ifadelerinde bulundu.
Feray son olarak, Eğitim Sen’in MEB’e 10 temel uyarılarını şöyle sıraladı:
“*Tüm öğrencilerimizin eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ücretsiz eğitimden yararlanmasını sağlayacak bütçe planlaması yapmak MEB ve siyasi iktidarın sorumluluğudur. Sorumluluğun gereği yerine getirilmelidir.
*Tüm öğrencilerimizin eğitim hakkı uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Öğrencilerimizin eğitim hakkını tam ve baskı altında kalmadan kullanması gerekir. Öğrencilerimizi çırak olmaya özendiren politikalardan vazgeçilmelidir.
*Yargı kararları uygulanmalı; Diyanet, dini vakıf ve dernekler ile yapılan protokoller sonlandırılmalıdır.
*Din Öğretimi Genel Müdürlüğü' nün 'özerk' yapısına son verilmelidir.
*Anadolu liselerinde ikili eğitimden kaynaklı oluşabilecek güvenlik, sağlık, beslenme gibi sorunlara yönelik MEB önlem ve çözümler üretmelidir. Güvenlik sorununun çözümü için ücretsiz servis başta olmak üzere acil adımlar atılmalıdır.
*2019-2020 eğitim öğretim yılında LGS sınavına girecek 1 milyon 800 bin öğrencinin mağduriyet yaşamaması için gereken önlemler alınmalıdır. MEB öğrencilerin taleplerini toplamalı, okul gereksinimini belirlemeli ve bu gereksinimi karşılayacak önlemleri ‘Her öğrencinin istediği okulda eğitim alma hakkı vardır’ ilkesini gözeterek yaşama geçirmelidir.
*Proje okulları uygulaması sonlandırılmalıdır.
*Sözleşmeli, ücretli, güvencesiz çalışma biçimlerine; mülakat uygulamalarına son verilmelidir.
*Öğretmen açığı kadar atama acilen yapılmalıdır.
*Öğretmenlerin statüsü, çalışma koşulları, hakları, işe alım ve istihdam biçimine kadar her konuda öğretmenlerin söz ve karar hakkı gözetilmelidir.
*Hukuksuzca ihraç edilen arkadaşlarımız hala MEB çalışanıdır. MEB eğitim emekçilerine sahip çıkmalı, yaşanılan mağduriyetlere ilişkin sorumluluğunun gereğini yerine getirmelidir.
*Öğretmenleri başarılı, başarısız olarak ayrıştıran, okul müdürlerini performans denetimine tabi bırakan '2019 Yılı Öğretmenler Günü Genelgesi' geri çekilmelidir.”