Canan Kaftancıoğlu: Hakikatleri söylemeye devam edeceğim

  • 12:43 6 Eylül 2019
  • Hukuk
İSTANBUL - Sosyal medyada yaptığı paylaşımlar gerekçe gösterilerek hakkında açılan davada son savunmasını yapan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, “Değil 17 yıl, 27 yıl da verilse hakikatleri söylemeye devam edeceğim” dedi. 
 
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, 2012-2017 tarihleri arasında sosyal medyada yaptığı paylaşımlar gerekçe gösterilerek hakkında açılan dava nedeniyle 3’üncü kez hakim karşısına çıktı. “Cumhurbaşkanına hakaret”, “Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılamak”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek”, “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” ve “Örgüt propagandası yapmak” suçlarından yargılanan Canan’ın, İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşması salonun küçük olması nedeniyle 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda görüldü. Duruşmayı çeşitli ülke konsoloslukları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, milletvekilleri ile çok sayıda kişi takip etti. 
 
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada mahkeme heyeti Canan’ın sosyal medya hesabından paylaştığı, önceki duruşma öncesi adliye önünde yaptığı açıklamada okuduğu şiirini de dosyaya ekledi. 
 
Ardından esas hakkındaki mütalaaya ilişkin söz alan Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın avukatı Ferah Yıldız, mütalaaya katıldıklarını söyleyerek, “Sanık hakkında duruşmadaki iyi hal uygulanmamasını ve en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi. 
 
‘Yaptığım siyasi eleştiriler AKP’li kimliğine dairdir’
 
Daha sonra söz alarak mütalaaya karşı savunma yapan Canan, iddianamenin imla hatalarıyla aynı şekilde mütalaaya dönüştürüldüğünü söyledi. Geçen duruşmada hayallerinden bahsettiğini bu sefer hakikatlerden bahsedeceğini dile getiren Canan, “Öncelikle ben Cumhurbaşkanına hakaret etmedim bundan sonra da etmem. Kim ne söylerse söylesin, hakikati nasıl çarpıtırsa çarptırsın hakaret etmem. Mustafa Kemal’in oturduğu bu makama hakaret etmek kimsenin haddi değildir. Memleketimizde AKP Genel Başkanı aynı zamanda Cumhurbaşkanı. AKP Genel Başkanı'na yönelik siyasi eleştirilerim Cumhurbaşkanına hakaret kapsamına sokulmaktadır. Yaptığım siyasi eleştiriler Cumhurbaşkanlığını ayrı tutarak AKP’li kimliğine dairdir” ifadelerini kullandı. 
 
 ‘Yanlışları görmenin neresi suç?’
 
Hiç bir kamu görevlisine alenen hakaret etmediğini ve etmeyeceğini kaydeden Canan, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmediğini de sözlerine ekleyerek, hakikatin bu olduğunu söyledi. Canan, “Terör örgütünü desteklemedim. Önceki savunmamda her kim terör örgütünü destekliyorsa Allah belasını versin demiştim. Ancak mütalaada yer almadığına tanıklık ettik. İddianame noktalama işaretleri dahi düzeltilmeden mütalaaya dönüştürüldüğünü söyledim. Yüzün üzerinde imla hatası var” dedi. “Dünya güzelleşir insan özgürleşir” diyen Canan, “Ben sanık kürsüsünde de olsam gördüğüm aksaklıkları tüm açıklığıyla söylemeye devam edeceğim. Eksiklikleri ve yanlışları görmenin neresi suç. Hakikati ortaya çıkarmak için benden çok sizin sorumluluğunuz var” diye belirtti. 
 
Bir televizyon programında yaptığı konuşmaya ilişkin de Canan, “Hakikat ortada. O televizyon programının görüntüleri alınır kontrol edilir. Ne demişim ne dememişim bakılır. Bir cümleyi alıp bağlamından koparıp böyle denilmemiş olsa bile böyle demiştir denilerek cezalandırma istenmesi insanlarımız için üzücü olur” sözlerini kullandı. 
  
‘Hakikati arayın’
 
“Söylediklerimi teşvik ve tahrik olarak algılamak insanları kine sürüklemektir” diyen Canan, “Cumhurbaşkanına hakaret; kimi zaman bağlamından koparılarak, kimi zaman da söylediklerimin suç olarak algılanması ile iddia makamı tarafından gerçeklerden uzaklaştırılmıştır. Değil 17 yıl 27 yıl bile ceza verseler yine hakikati söylerim. Sizler de hakikati arayın, ona yaklaştığınızda özgürleştiğinizi hissedeceksiniz. Bu hakikat hepimizi özgürleştirecek. Emin olduğun en temel gerçek özgürlüğü ve yaşamayı bağımsız olarak savunmaktır” diye konuştu.  
 
‘İddianame hukuken sakattır’
 
Canan’ın savunmasının ardından söz alan avukatlar, soruşturmanın genişletilmesi taleplerini yineleyerek Canan’ın atmış olduğu tweetlerin paylaşıldığı dönemin koşulları ve bağlamlarının da araştırılmasını da talep etti. Avukat savunmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “15 Temmuz ile alakalı atılan tweetin köprü üzerinde öldürülen askerle alakalı olduğu aşikardır. Yargıtay kararlarına istinaden müvekkilimizin terör örgütü propagandası yapmadığı ortadadır. Yargıtay kararları heyete sunulacaktır. Müvekkilimizin halkı kin ve suça teşvik ettiğine yönelik yeterli kanıt bulunmamaktadır. İddianame hukuken sakattır. Mevcut İddianameyle yargılamanın yapılması hukuka aykırıdır. Sormak istiyorum müvekkilim neden şüphelidir? Hazırlanan bahsi geçen rapor neden yazılı talimat halinde güvenlik güçlerine verilmemiştir? Müvekkilimizin yargılanmasına ve şüpheli ilan edilmesine sebep veren rapor tamamen hukuka aykırı delillerle hazırlanmıştır. CMK 160'a göre Cumhuriyet Savcısı sanığın lehine ve aleyhine olan kanıtları toplamakla hükümlüdür yani sanığın da hakkını korumakla hükümlüdür” diye belirtti. 
 
Duruşma verilen öğlen arasının ardından devam edecek.