Devlet yetkililerine: Kadınlar öldürülürken ne yapıyorsunuz?

  • 08:24 27 Ağustos 2019
  • Güncel
İZMİR- Artan kadın katliamlarına dikkat çekmek amacıyla kitlesel açıklama yapan İzmir Kadın Meclisleri, “Savcısı, hâkimi, kolluk güçleri, bu ülkenin bakanları, cumhurbaşkanı; bu ülkede kadınlar öldürülürken ne yapıyorsunuz?” diye sordu.
 
İzmir Kadın Meclisleri, boşandığı Fedai Varan tarafından katledilen Emine Bulut için Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde kitlesel basın açıklaması düzenledi. Yüzlerce kadının katıldığı ve “Kadın cinayetlerini durduracağız #Ölmekİstemiyoruz” yazılı pankartın açıldığı açıklamada “Katil devlet hesap verecek”, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Jin jiyan azadî”, “Başka Emineler istemiyoruz”, “Erkek adalet değil gerçek adalet” sloganları atıldı. Basın açıklamasını Kadın Meclisleri adına Meltem Yıldırımcan okudu. Basın açıklamasına siyasi partiler ve çok sayıda kadın örgütü de destek verdi.
 
‘Devlet ne yapıyor?’
 
Emine Bulut’un katledilmesinin Türkiye’deki kadın katliamları gerçeğini tüm açıklığıyla gözler önüne serdiğini söyleyen Meltem, kadınların en temel insan hakkı olan yaşama haklarını istediklerini belirtti. Kadınların katledilmemek için yıllardır mücadele ettiğini söyleyen Meltem, “Peki ya devlet ne yapıyor? Savcısı, hakimi, kolluk güçleri, bu ülkenin bakanları, cumhurbaşkanı; bu ülkede kadınlar öldürülürken ne yapıyorsunuz? Daha neyi bekliyorsunuz? Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı, Emine öldürüldükten sonra sadece ‘sıfır tolerans anlayışıyla davaya müdahil olacağız’ diyerek bu işin içinden sıyrılamaz. Ya bu ülkede kadına yönelik şiddete, kadın cinayetlerine karşı sıfır tolerans politikasını tamı tamına uygulayacaksınız, ya da o koltuklarda oturmayacaksınız” dedi.
 
‘Kadın cinayetlerini önlemek mümkündür’
 
Kadına yönelik şiddetin çözümü olan İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı koruma kanununa, kadınların nafaka hakkına yapılan saldırıların, kadınların boşanmasının zorlaştırılmasının, toplumsal cinsiyet eşitliğinin ortadan kaldırılmaya çalışılmasının kadın düşmanı politikaların sonucu olduğunu vurgulayan Meltem, “İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı kanuna saldırılarak ‘yuva yıkan yasa’ deniliyor. O yasalar kadınlar yaşasın, şiddet görmesin diye çıkan yasalar. Kadınların hayatta kalması için birer şifre. Artık herkes kararını verecek; ya öldürülmeden, şiddet görmeden yaşamaları için kadınların yanında yer alacaksınız; ya da saldırılarınıza devam edip Emine Bulut’u, Özgecan Aslan’ı öldürülenlerin yanında yer alacaksınız. Kadın cinayetleri afet değildir, durdurmak mümkündür” diye ekledi. 
 
'İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun etkin şekilde uygulanmalıdır’
 
Hükümetin kadın katliamlarını durdurmak için siyasi iradesini ortaya koyması gerektiğini söyleyen Meltem, “Kadın cinayetlerinin reçetesi eşitliktir, eşitliğin sağlanması için izlenecek politikalardır. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı koruma kanunu etkin bir şekilde uygulanmalıdır. İstanbul Sözleşmesinin sunduğu, şiddeti önleme, şiddetten koruma, etkin kovuşturma, kadınları güçlendiren politika yükümlülükleri yerine getirilmelidir” dedi.
 
‘Emine’nin katledilmesi dönüm noktası olmalı’
 
Özgecan Aslan’ın katledilmesinin kadınların mücadelesi için bir dönüm noktası olduğu gibi Emine’nin katledilmesinin de kadın katliamlarının son bulması adına bir dönüm noktası olmasını dilediklerini ifade eden Meltem son olarak da “Çocuğunun gözleri önünde öldürülen, ‘ölmek istemiyorum’ diye haykıran Emine Bulut bu ülkedeki tüm kadınların çığlığıdır. Son sözleri tüm kadınların sözüdür. Bizi çözüme kavuşturacak ise ancak ve ancak sürekli ve örgütlü mücadelemizdir. Mücadelemizle öldürülen tüm kadınların hesabını soracağız” dedi. 
 
Eylem kadınların sloganları ile son buldu.