İZMİR- “Demokrasi için halk buluşmaları”nda konuşan HDP’li Serpil Kemalbay, üç ile kayyım atayan AKP-MHP iktidarının siyasette sıkıştığını söyleyerek “Sadece HDP’nin çabasıyla faşizm gerilemez. ‘Evrensel insan hakları normlarını savunuyorum’ diyen herkes bu mücadelede elini taşın altına koymak zorunda” dedi.

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) “Demokrasi için halk buluşmaları” kapsamında İzmir’de Narlıdere Demokrasi Platformu’nun desteği ile Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi’nde halk buluşması gerçekleştirdi. Buluşmaya HDP’li vekiller Serpil Kemalbay, Erol Katırcıoğlu, HDP PM Üyesi Gülay Gün Bilici, Pir Sultan Abdal Derneği’nden ise Mustafa Arslan konuşmacı olarak katıldı. 

 

İlk olarak söz alan HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu, Diyarbakır, Van ve Mardin’de seçilmiş HDP eşbaşkanlarının görevden alınmasının demokrasiye inanan herkeste adalet duygusunu zedelediğini söyleyerek, ülkenin AKP’nin seçilmesine vesile olan 2001 krizinden daha kötü duruma getirdiğini söyledi. 

 

‘Siyaset katliamlarla 1 Kasım’da yeniden dizayn edildi’

 

HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ise toplumda farklılıkların birlikteliği için mücadele ettiklerini belirterek, bunun sağlanabilmesi için mücadelelerin birleştirilmesi gerektiğini söyledi. 7 Haziran’da HDP’nin barajı aşmasıyla AKP’nin iktidardan düştüğünü ve o günden bugüne meşru olmayan yollarla AKP’nin ayakta kaldığını söyleyen Serpil, “10 Ekim, Suruç gibi pek çok katliamla siyaset 1 Kasım’da yeniden dizayn edilmişti. Daha sonra da baskı politikalarıyla devam etti. Bir de basını da havuz medyası içine aldı. Ama hiçbir şeyi istediği gibi elde edemiyor. HDP ise 12 Eylül’e rahmet okutacak düzeyde baskıya rağmen kendisini geleceğe taşıyor” dedi.

 

‘Ayakta kalabilmek için savaş politikalarına sarıldılar’

 

Seçimleri faşizmi geriletmek için fırsata çevireceklerini belirten Serpil, partisinin seçim stratejisi ile AKP-MHP koalisyonunu Ergenekoncu ulusalcılarla tekçi, militarist, cinsiyetçi bir toplum yapısını şekillendirmeye çalışan iktidarı yenilgiye uğrattığını söyledi. Serpil, “Yerellerde kaybetmeleri merkezde de kaybetmeleri anlamına geliyordu. Tekrar ayakta kalabilmek için savaş politikalarına sımsıkı sarıldılar. Suriye’de savaş umdukları gibi gitmedi. Suriye’de barış ve demokrasinin desteklenmesi ile Türkiye’de de barışın yolu açılabilir dedik. Ama savaştan beslendikleri için toplumda bu çatışmalı sürece benzin dökmek için ‘Kürt anasını görmesin’ şeklindeki politikaları devam ettirdiler” diye belirtti. 

 

‘AKP dış siyasetteki kayıplarını Kürt kazanımlarına saldırarak örtmeye çalıştı’

 

AKP’nin dış siyasetteki kayıplarını Kürt kazanımlarına ve Kürt halkı başta olmak üzere demokrasi güçlerinin kazanımlarına saldırarak örtmeye çalışıldığını ifade eden Serpil, 31 Mart’ın ertesi günü valilerin kayyım atanması için dilekçe vermelerine rağmen 19 Ağustos’a kadar beklenmesinin AKP’nin kendi çıkarları ile ilgili olduğunu dile getirdi. Serpil, “Gerekçelerinin hukuksuz olduğunu, darbe olduğunu herkes biliyor. Toplumda büyük bir çürüme yarattığını, yerel yönetimleri sömürdüğünü, borçlandırdığını, halkın kaynaklarını yağmaladığını gördük. Bizler 4 yıldır tek adam rejimine mücadele ettik. Bütün demokrasi güçleri ile birlikte kazandık, birlikte savunacağız dedik. Ya hep diktatörlük faşizmle devam edecek ya gerçek demokratik yeni Türkiye’yi inşa edeceğiz. Kürt sorununu kriminalize ederek ayakta kalma politikasına son verilmesi gerekiyor. Her barış demokrasi talebinde asker postallarıyla ezdiler fakat bu sefer başka bir kurtarıcı beklemesin. Demokrasi güçleri olarak genişleyerek kendi çaremizi kendimiz bulacağız” dedi.

 

‘Sadece HDP’nin çabalarıyla faşizm gerilemez’

 

Her askeri darbenin mücadele eden dinamikleri ezdiğini söyleyen Serpil, Türkiye halklarının Kürt halkı ile el ele vererek yeni yaşamı inşa etme aşamasına geldiğini belirtti. Sadece HDP’nin çabasıyla Türkiye’deki faşizmin gerilemeyeceğinin altını çizen Serpil, “Evrensel insan hakları normlarını savunuyorum’ diyen herkes bu mücadelede elini taşın altına koymak zorunda. Kayyım darbesine sesini çıkarmayan kesim yok. İzmir’den 37 kurum, Ankara’da 40 kurum, İstanbul’da dörtlü denen KESK, DİSK, TMMOB, TTB, feminist hareket destek verdi. Kadınlar şiddet politikaları ile yerel siyaseti yok sayan kayyıma karşı durduklarını gösterdiler. AKP ise kendi içindeki partilileri dahi ikna edemiyor. Valilik yasaklamaları bizi durduramaz anayasa suçu işlemektedirler. Hem içerde hem dışarda barış, demokrasi, özgürlük ve eşitliği savunarak direnerek kazanacağız” şeklinde konuştu. 

 

Buluşmada saatler 20.00’ı gösterdiğinde ise bir dakikalık ses çıkarma eylemi yapıldı. Buluşma soru-cevap bölümünün ardından son buldu.