Kayıp yakınlarından kayyım tepkisi: Halkın iradesi hiçleştiriliyor

  • 17:14 24 Ağustos 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” eyleminde kayıp yakınları kayyımın demokratik iradeye vurulan darbe olduğunu belirterek, “90’lı yıllarda ve öncesinde Kürtleri, dostlarını, yakınlarını, muhalifleri hak savunucularını öldüren, katleden devletin bugün de iradelerini görmezden gelerek hiçleştiriyor” dedi. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının düzenlediği “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” eylemi, 550’nci haftasına girdi. Kayıpların bulunmadı, faillerin yargılanması için mücadele etmeyi sürdüreceklerini vurgulayan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, belediyelere kayyım atanmasını demokratik iradeye darbe olarak nitelendirdi.
 
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, 90’lı yıllarda ve öncesinde Kürtleri, dostlarını, yakınlarını, muhalifleri hak savunucularını öldüren, katleden devletin bugün de iradelerini görmezden gelerek hiçleştirdiğini kaydetti.
 
‘Demokratik iradeye karşı bir darbe’
 
19 Ağustos’ta Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasına değinen Abdullah, Türkiye’nin 19 Ağustos’a bir hukuksuzlukla, adaletsizlikle, haksızlıkla uyandığını söyledi. Belediye eşbaşkanlarının idari bir kararla görevden alınmasının seçme ve seçilme hakkına karşı, demokratik iradeye karşı bir darbe olduğunu ifade eden Abdullah, bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.
 
‘Eşbaşkanlık eşitsiz sistemi alt üst etti’
 
Eylemde konuşma yapan HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz ise belediyelerin dağa para gönderdiğine dair somut hiçbir şeyin ortaya koyulamadığını belirterek, “Daha önceki kayyımların belediyeleri ne hale getirdiğini, 4-5 milyon borçla aldıkları yerleri 150 ila 600 milyon arası borçla kapattıkları apaçık meydandadır. Eş başkanlık sisteminden şikayet ediyorlar, devlete meydan okuma diyorlar. Öncellikle eş başkan olan arkadaşlarımızın hiçbiri başka yerlerden tayin edilerek getirilmiş insanlar değildir. Bunlar seçimlerle gelmiş, seçimde oy almış ve belediye meclis üyesi olarak seçilmiş arkadaşlarımızdır. Bunun ötesinde eş başkanlık sistemi, Türkiye’de eşitsiz, dengesiz ve kadın-erkek eşitliğine dayanmayan bir sistemin altüst edilmesi için ortaya konmuş bir sistemdir. Bu nedenle eş başkanlık sistemi bizim için vazgeçilmezdir. Devlete meydan okuduğumuz söyleniyor. Evet tekleşmiş, devlet tek kişinin devleti haline gelmişse, devlet klasik anlamda bile devlet olmaktan çıkmışsa, demokrasiden, hukuktan ve haktan yana herkesin bu devlete kafa tutması bir zorunluluk ve bir görevidir. Devlet bu şekilde yönetildiği sürece biz de kafa tutmaya devam edeceğiz. Bundan sonraki dönemde kayıplarımızın daha da artmaması için, bu güne kadar kaybettiklerimizin akıbetlerine ulaşabilmemiz için mücadelemizi birleştirmemiz gerektiğini bir kez daha ifade ediyorum. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması içinde hep beraber hareket etmemiz, mücadele etmemiz ve direniş göstermemiz gerektiğini ifade etmek istiyorum” dedi.
 
Son olarak söz alan İHD Diyarbakır Şube yöneticisi Gurbet Yavuz, Temmuz 1992’te Şırnak’ın Cizre ilçesinde polis baskısı nedeniyle ortadan kaybolan, ancak bir süre sonra bir su değirmeninde elleri arkadan bağlı bir şekilde ölü olarak bulunan zihinsel engelli Mesut Dündar’ın hikayesini anlattı.
 
Yapılan konuşmaların ardından kayıplar anısına 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.