Prof.Dr. Nejla Kurul: İfade özgürlüğü için çalışmalarımızı sürdüreceğiz

  • 09:03 16 Ağustos 2019
  • Hukuk
Dilan Babat
 
ANKARA -  Barış akademisyenleri için AYM’nin ‘hak ihlali’ kararını değerlendiren Prof. Dr. Nejla Kurul,  “Türkiye’de çok değişik biçimlerde ifade özgürlüğü engelleniyor. Kadınlar, Kürtler ve gençler, trans bireyler, hayvan hakları aktivistleri hedef oluyorlar. Her tür mağduriyet ve baskı karşısında ifade özgürlüğü için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi. 
 
“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan barış akademisyenleri  “örgüt propagandası” iddiasıyla çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) işlerinden ihraç edilmişti. İhraç kararının ardından 10 akademisyen bireysel olarak Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmuştu. Akademisyenlerin başvurusunu değerlendiren mahkeme, “hak ihlali” kararı vermişti.
 
Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden ihraç edilen Prof. Dr. Nejla Kurul, AYM’nin “hak ihlali” kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.   
 
‘Türkiye hukuk devleti ise karara uymalıdır’
 
Nejla, kararın bugünkü siyasi konjonktürde oldukça farklı bir özgürlük esintisi olduğunu ve hukuk, ifade özgürlüğü kapsamında bir içtihat oluşturulmasına yardımcı olduğunu söyledi.  Nejla, “Bu kararın en kısa süre içerişinde mahkemeler tarafından görülüp,  art arda gelen beraat kararlarıyla akademisyenlerin ağır ceza mahkemelerinden yargılanması bitecek gibi gözüküyor. Her ne kadar MHP lideri Devlet Bahçeli,  ‘Yerel mahkemeler Anayasa Mahkemesinin kararına uymayın’ diyerek telkinlerde bulunsa da üniversitelere dönüşümüz engellemek için açıklamada yapsa da eğer Türkiye bir hukuk devleti ve demokratik bir ülke ise Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uymak durumunda” diye belirtti.  
 
‘Görevlerimize geri dönmemiz gerekiyor’
 
Yaklaşık üç yıldır pasaportlarına el konulan, başka yerlerde çalışılmasına izin verilmeyen yüzlerce akademisyen olduğunu hatırlatan Nejla, bundan sonra işlemesi gereken süreç hakkında şöyle konuştu: “Ağır ceza mahkemelerinde ki süreçler de biter. Bunların bitmesiyle kalmıyor, bizlerin görevlerine aynı üniversiteye aynı pozisyonda dönmemiz, maddi ve manevi kayıplarımızın karşılanması giderilmesi gerekiyor. Bunlar da yetmez her kesim için adalet olduğu bir Türkiye’nin oluşmasına katkı sağlaması gerekir. Pek çok kuruluş sessizleşmiş ve dilsizleşmiş insanlarla dolu ve açıklama yapamıyorlar. Pek çok birey ülkenin gidişatına dair ciddi açıklamalar yapmak istese de yapamıyor. Çünkü adeta güvenlik güçleri Anayasa Mahkemesi’nin kararını özümseyemediği için ifade özgürlüğünü engellemek üzerine uzmanlaşmış durumda.  Oysa Anayasa Mahkemesi’nin ifade ettiği şeyler çok anlamlı.” 
 
‘Üniversiteler aynılaştırılamaz’ 
 
Nejla, kararın ifade özgürlüğü kapsamında önemli uygulamalara yol açabilecek bir karar olduğuna işaret ederek, “Anayasa Mahkemesi’nin kararını ilk uygulaması gerekenler mahkemelerdir. İfade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor.  Üniversite özerkliği ve düşünce özgürlüğünü en çok savunması gereken kurumken, bugün akademi adeta itaat eden bir kurum haline dönüştürülmüştür. En acıklı yönü Türkiye’de kamuoyu oluşturulmamasının en önemli sebebi budur. Güvenlik güçleri hayatı kodlamak için yola çıkarlar, demokratik ve anayasaya göre davranmaları gerekir. Üniversiteler aynılaştırılamaz, çoğulculuğun ve farklılığın yeridir” diye belirtti.
 
‘Çok değişik biçimlerde ifade özgürlükleri engelleniyor’
 
AYM’nin kararının ardından da hukuki ve politik zeminde çalışmalarını devam ettireceklerini dile getiren Nejla, olağanüstü hal (OHAL) sürecinde kendilerini yeterince anlatamadıklarını, bunun için kamuoyuna kendilerini anlatmaya çalışacaklarını ifade etti. Nejla, “Çünkü insan dediğimiz varlık kendisini ifade ettiği sürece insandır.  Bu ifadenin değişik biçimleri vardır. Barış akademisyenleri sadece kendileri için değil ifade özgürlüğü kısıtlanmış herkes için çabalayacak.  Bunun için yıllardır bedel ödemiş akademisyenler var.  Başta parlamento ve mahkemeler olmak üzere, ilgili kurumların Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulaması için mücadele edeceğiz.  Arkadaşlarımız ile birlikte ortak karar alarak arkadaşlarımızın kendi üniversitelerine geri dönmesi için çabalayacağız. Bununla bitmiş değil, Türkiye’de çok değişik biçimlerde ifade özgürlükleri engelleniyor.  Bunların hedefinde kadınlar, Kürtler ve gençler, trans birey, hayvan hakları aktivistleri var. Her tür mağduriyet ve baskı karşısında ifade özgürlüğü için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.