TJA, 5 aylık kampanyanın Şırnak startını verdi

  • 14:59 26 Temmuz 2019
  • Güncel
ŞIRNAK - TJA, "Değişim Ve Özgürlük İçin Sende Ayağa Kalk" şiarıyla yapılacak 5 aylık kampanyanın Şırnak planlamasını kamuoyuna duyurdu. Açıklamayı okuyan HDP'lİ Nuran İmir, “Bizler yeni bir yaşamın inşasının mümkün olduğuna olan inancımızla değişim ve dönüşümü bu kampanyada esas alacağız. Şimdiye kadar erkek egemen anlayış karşısında yürüttüğümüz mücadeleyi bu kampanya kapsamında daha aktif bir şekilde sürdüreceğiz” dedi.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA), "Değişim Ve Özgürlük İçin Sende Ayağa Kalk" şiarıyla yapılacak 5 aylık kampanyanın Şırnak planlamasını basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Nuran İmir, HDP Silopi İlçe Belediye Eşbaşkanı Adalet Fidan, Cizre Belediye Eşbaşkanı Berivan Kutlu, HDP ve DBP il ve ilçe yöneticileri ile çok sayıda kadın katıldı. Açıklamayı kadınlar adına HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir okudu.
 
Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılığının, siyasal ve toplumsal yaşamanın en uç noktalarına kadar sirayet ettiğini söyleyen Nuran, “Demokratik bir devletin olmazsa olmazı toplumda yaşanan hak ihlallerine karşı durmak, hukuku buna göre dizayn etmek olması gerekirken var olan hukuk sistemi dahi rafa kaldırılarak toplumsal yaşam dejenerasyona uğratılmaktadır” dedi. 
 
‘Cezasızlık sistemi istismarcıları daha da yüzsüzleştirmekte’
 
Nuran, göz göre göre kadınların katledildiği, çocukların cinsel istismara maruz bırakıldığının atını çizerek, “Cezasızlık sistemi istismarcıları daha da yüzsüzleştirmekte ve hatta bunlar kamuoyu önünde övülerek taciz ve tecavüzler meşrulaştırılmaktadır. Ülkemizde ve dünyada kadınlar hak sahibi ve özgürlükleri olan bireyler olarak algılanmadıkça, yaşamın eşit ortakları, sadece gelecekte değil bugün de potansiyeli olan bireyler olarak görülmedikçe failler istenildiği kadar cezalandırılsın kadınlar cinsel şiddete maruz kalmaya devam edecektir” diye belirtti.
 
‘Topyekûn mücadele halinde olacağız’
 
19 Temmuz Rojava devrimine dikkat çeken Nuran, Rojava devriminden aldıkları feyz ve dünya kadın hareketinden devraldıkları miras ile ortak mücadele hattında buluştuklarını vurguladı. Nuran konuşmasını şöyle sürdürdü: 
“Biz kadınlar, kapitalist modernitenin dayattığı kadınlık rollerinin karşısında durmak, kadını yeniden kendi özüne kavuşmasını sağlamak ve bu anlamda bizi biz yapan dilimiz, inancımız, kültürümüz ve rengimiz ile çok önemli kazanımlar elde ettik. Elde ettiğimiz kazanımlar aynı zamanda tahayyül ettiğimiz yaşamın ta kendisidir. İşte tam da bunun için yaşamımıza ve kazanımlarımıza gerçekleştirilen her tür saldırıyı, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmamıza olan saldırı olarak görüyoruz.  Bunun karşısında topyekûn bir mücadele halinde olacağız. 
 
‘Talan zihniyeti kurumsallaştırılıyor’
 
Bugün erkek egemen kapitalist sistem, yarattığı ulus-devlet anlayışını ayakta tutmak ve yaşatmak için her türlü kirli savaş politikasını devreye koymaktadır. Bizler çok iyi biliyoruz ki, kapitalist sistemin ulus devlet formu, toplumlara ne yeni bir yaşam ne de yeni bir siyaset tahayyülü sunmaktadır. Tam tersine Ortadoğu’yu kaosa sürükleyerek kendini yaşatmayı esas almaktadır. Bunun için de Ortadoğu’nun zenginliği olan toplumların, varlıklarına, dillerine, kültürlerine, inançlarına savaş açarak bu toplumların zenginliklerini ganimet görerek talan zihniyetini kurumsallaştırıyor. Bu anlamda biz kadınlar bu saldırıları, kendi değerlerimize ve sistemimize yöneltilmiş saldırılar olarak görüyor ve buna sessiz kalmayacağımızı belirtiyoruz.
 
‘Nefes aldığımız sürece mücadelemiz sürecek’
 
 “Bizler yeni bir yaşamın inşasının mümkün olduğuna olan inancımızla değişim ve dönüşümü bu kampanyada esas alacağız. Şimdiye kadar erkek egemen anlayış karşısında yürüttüğümüz mücadeleyi bu kampanya kapsamında daha aktif bir şekilde sürdüreceğiz. Startını bugün vermiş olduğumuz kampanyamız aralık ayının sonuna kadar sürecektir. Kampanyamız kapsamında her zamanki gibi bu süreçte de gücünü savaştan, talandan, gasptan alan, zorunlu göçe tabi bırakan erkek egemen zihniyetin militarist, cinsiyetçi ve milliyetçi yaklaşımları karşısında biz kadınlar onurlu barışta ısrar ediyor, coğrafyamızı terk etmeden yaşam alanlarımızı koruyarak kendi topraklarımızda yaşamayı esas alacağımızı belirtiyoruz. Biz kadınlar nefes aldığımız sürece azalmayacak direncimiz, tükenmeyecek umudumuz, kaybolmayacak inancımız, eşit ve özgür bir birliktelik için demokratik bir ülke inşa edilene kadar sürecek mücadelemiz."