AYM, ‘farklı yaptırımları’ Anayasa’ya aykırı bulmadı

  • 12:52 26 Temmuz 2019
  • Hukuk
ANKARA - AYM, “çocuğa yönelik cinsel istismara, fiilin düzeyine göre farklı yaptırımlar öngörülmesine” dair yapılan itiraz başvurusunu reddederek, uygulamanın Anayasa’ya aykırı olmadığına karar verdi.
 
Anayasa Mahkemesi (AYM), çocuğa yönelik cinsel istismar ve sarkıntılık fiillerine farklı yaptırımlar öngören kurala yapılan itiraz başvurusunu reddetti. AYM, farklı yaptırımlar uygulanmasının Anayasa’ya aykırı olmadığına hükmetti. 
 
İtiraz konusu kural: Kuralın yer aldığı 5237 sayılı Kanun’un 103’üncü maddesinin 1 numaralı fıkrasında; çocuğu cinsel yönden istismar eden kişinin sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı, mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek cezanın istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamayacağı, sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılmasının mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlı olduğu belirtilmiştir. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı kuralının “On beş yaşını tamamlamamış çocuklar…” ibaresi yönünden incelenmesi, itiraz konusu kuralı oluşturmaktadır.
 
‘Kural hukuki güvenlik ilkelerine uymuyor’
 
Başvuru gerekçesi: Başvuru kararında, kuralda çocuğa yönelik vücuda temas içeren suçun dört aşamada değerlendirildiği, hangi fiilin hangi kapsamda olduğunun yargı makamında bulunan kişilere ve döneme göre farklılıklar oluşturabileceği, kuralın belirlilik ve hukuki güvenlik ilkelerine uymadığı, çocuklara yönelik vücuda temas içeren cinsel amaçlı her türlü davranışın en azından basit cinsel istismar olarak nitelendirilmesi gerektiği, sarkıntılığa ilişkin hükümlerin çocukların korunmasına yönelik anayasal hükümlerle bağdaşmadığı belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2’nci, 5’inci, 10’uncu ve 41’inci maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
 
AYM Genel Sekreterlik tarafından yayınlanan bilgilendirme metninde, Mahkeme’nin şu değerlendirmelerine yer verildi:
 
“* Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması suçunun tüm unsurları kuralın yer aldığı madde kapsamında açıkça düzenlendiğinden kuralın belirsiz ve suç ve cezanın kanuniliği ilkesine aykırı olduğundan da söz edilemez. Ayrıca madde gerekçeleriyle birlikte değerlendirildiğinde cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması suçunun cinsel taciz suçundan farkının fiziksel temas ve ani hareket olduğu, bu bağlamda söz konusu suçun cinsel arzuların tatmini amacına yönelik olarak mağdurun vücuduna ani hareketlerle fiziksel temasta bulunulması hâlinde oluşacağı anlaşılmaktadır. Uygulamada söz konusu suçun her somut olayın özellikleri dikkate alınarak yargı içtihatlarıyla da şekilleneceği açıktır. Dolayısıyla kuralın belirlilik ve kanunilik ilkelerine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
 
* Ayrıca cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması suçunu işleyen failler ile basit cinsel istismar suçunu işleyen failler aynı hukuki konumda bulunmadıklarından söz konusu fiillere farklı yaptırımlar öngörülmesinin eşitlik ilkesine aykırı bir yönü de yoktur.
 
* Kuralın çocukların beden ve ruh sağlıklarını korumayı amaçladığı ve çocukların aile içindeki önemi ve konumları gözetildiğinde bu korumanın aynı zamanda ailenin korunması anlamını taşıdığı da açıktır. Mağdurun çocuk olmasının esas alınması ve çocuğun korunması amacıyla fiilin niteliği ile ceza yaptırımlarının taşıması gereken ödetici, önleyici ve caydırıcı niteliklerin gözetilerek failin cezalandırılmasının öngörülmesinde Anayasa’nın 41. maddesine aykırılık bulunmamaktadır.
 
* Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’ya aykırı bulunmayarak itirazın reddine karar verilmiştir.”