İZMİR - Ovacık’ta gerçekleşen patlamada yaşamlarını yitiren Ayaz ve Nupelda Güloğlu kardeşlere ilişkin basın açıklaması düzenleyenen DAD, toprağa yerleştirilen on binlerce mayının temizlenmesinin ahlaki, vicdani ve hukuki sorumluluk olduğunu söyledi.

 

Demokratik Alevi Derneği İzmir Şubesi, Dersim’in Ovacık’ta gerçekleşen ve nedeni henüz belirlenemeyen ancak mayın patlaması olduğu ifade edilen patlamada yaşamlarını yitiren Ayaz ve Nupelda Güloğlu kardeşlere ilişkin basın açıklaması düzenledi. Dernek binasında gerçekleşen açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticileri, Yeşiller Sol Gelecek Partisi yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı basın açıklamasını DAD İzmir şube yöneticisi Zeynel Bozkurt okudu.

 

‘Projeye değil eşit görülmeye ihtiyacımız var’

 

Ayaz ve Nupelda kardeşleri katleden savaş zihninin son bulması gerektiğini dile vetiren Zeynel, yerleştirilen on binlerce mayının ve başıboş patlayıcının temizlenmesi ahlaki, vicdani ve hukuki sorumluluk olduğunu ifade etti. Türkiye halklarının daha ağır bir savaş travmasını kaldıramayacak durumda olduğunu vurgulayan Zeynel şunları kaydetti: “Karar vericilerin bu konuda çözümden yana vicdan geliştirmeleri temel beklentimizdir. Yolumuzu softalığa dönüştürmeye çalışan iktidar karar vericileri ve onlara payanda olan sofular proje liselerinde öldürmedikleri evlatları nefislerine kurban etmek istiyorlar. Bu ahlaksızlıktan derhal vazgeçmelidirler. Projeye ihtiyacımız yok cümle canla eşit görülmeye ihtiyacımız var. Hakk Yasasında azınlık olmaz, azınlık diye hukuk koyanlar Hakk’tan cuda nefis fetvacılarıdır” diye konuştu. 

 

‘İnsanı her şeyin üzerinde gören üstünlükten vazgeçilmelidir’

 

Bugün alemde katledilen kamil insan değerleridir. Doğamız, ormanlarımız cümle varlığın evidir. İnsanı her şeyin üstünde görme cahilliğinden, Hakk bilmeyen hadsizlikten vazgeçilmelidir. Gözümüzün önünde katlederken doğayı ve yaşamı her seyirci kalan ahlaksızlaşır. Buna göz yuman mühür verdiklerimiz ise ilk ahlaksızlaşanlardır. Yaşamın her alanında barışı ve birlikte yaşam ve umudunu güçlendirmek için ortak çabada ısrarcı olmalarını bekliyoruz. Mazlum çaresiz, mekân rızasız ve zaman sahipsiz değildir.”