
Helin Öncü’ye verilen ceza İstinaf Mahkemesi’ne taşındı
- 09:04 14 Temmuz 2019
- Hukuk
MARDİN - Sokağa çıkma yasakları döneminde Cizre’de yaralanan ve AİHM’in hakkındaki tedbir kararı sonrası hastaneye kaldırılan Helin Öncü’ye verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının bozulması ve tahliyesi talebiyle Antep Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuruldu.
Şırnak’ın Cizre ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında mahsur kaldığı Sur Mahallesi’nde yaralanan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) hakkında tedbir kararı verdikten sonra mahalleden çıkarılarak hastaneye kaldırılan Helin Öncü, yargılandığı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilerek tutuklanmıştı.
Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından TCK’nın 302’nci maddesi kapsamında cezalandırılan Helin için avukatlar İstinaf Mahkemesi’ne başvurdu.
AİHM’in tedbir kararıyla tedavi altına alınmıştı
Sur Mahallesi’nde 20 Ocak 2016 tarihinde yaşanan çatışmalar esnasından göğsünden yaralanan ancak hastaneye kaldırılmasına izin verilmediği için AİHM’in hakkında tedbir kararı verdiği Helin, kararın ardından ambulansla mahalleden alınıp tedavi altına alındı. Taburcu edildiği ilk gün gözaltına alınan ve hakkında soruşturma başlatılan Helin, hazırlanan iddianameyi kabul eden Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçtiğimiz günlerde görülen 5’inci duruşmada, ağırlaştırılmış müebbet cezasına hükmedildi.
Avukatlardan Antep Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru
Mahkemenin 2 gün sonra açıklanan gerekçeli kararında ise, Helin’in mahallede olması, 3 gizli tanık ifadesi ve üzerindeki elbiselerde antimon madde elementinin bulunması cezaya somut delil olarak gösterildi. Şuanda Edirne Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutsak bulunan Helin’in avukatları, Antep Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili ceza dairesine tahliye ve kararın bozulması için başvuruda bulundu.
‘Savcılık her iki görevsizlik kararında da aynı çelişkiye düşmüş’
Yerel mahkemenin verdiği kararın bozulması ve tahliye talebiyle yapılan başvuruda, şu ifadelere yer verildi: “Mahkeme kararında ‘sanıktan ele geçen tişörtte atış artığı antimona rastlandığı’ ifade edilmiştir. Ancak müvekkilin hastanede üstünden alınan elbiseleri ile ilgili nasıl bir inceleme yapıldığı, sonucunun ne olduğuna ilişkin mahkeme dosyasında herhangi bir belge bulunmamaktadır. Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/671 soruşturma no. ve 2017/256 karar numaralı, 2017/1636 soruşturma no. ve 2017/559 karar numaralı görevsizlik kararlarında herhangi bir somut delil olmamasına rağmen Öncü hakkında yapılan değerlendirmeler de bunu göstermektedir. Üstelik söz konusu görevsizlik kararlarında bir paragrafta Öncü’nün t-shirtünde antimon elementi bulunduğu, kararın devamında iki paragraf sonra da montunda bulunduğu ifade edilmiştir. Yürütülen soruşturma ve işlemlerin kalitesini göstermek açısından savcılık makamının tarihleri farklı her iki görevsizlik kararında da aynı çelişkiye düşmüş olması mahkeme tarafından giderilmemiştir.
‘Etkili soruşturma ihlal edilmiş’
Tüm bu nedenlerle olay yeri incelemesinin hiç yapılmaması, olay yerinin araştırılmaması ve korunmaması, delillerin gerektiği gibi kayıt alına alınıp toplanmaması ve muhafaza edilmemesi nedeniyle etkili soruşturma yürütmenin ilk ve en temel ayağı da ihlal edilmiştir.
Sonuç olarak;
Tüm bu nedenlerle, davayı açan iddianamenin ve sunulan mütalaanın ve ayrıca gerekçeli karar hakkı bağlamında mahkeme kararının usulüne uygun yargılama ile ortaya çıktığının kabul edilmesi için yöneltilen suçlamaların dayanaklarını değerlendirmek, müvekkil hakkındaki iddiaların somut dayanaklarını öğrenmek ve öne sürülen delilleri tartışma bakımından bir zemin sağlamak ile mümkündür. Savcılık mütalaasında ve mahkeme kararındaki deliller varsayıma dayalı ve somut gerçekliklerle örtüşmemekte olup bu haliyle hükme esas alınması mümkün değildir.
‘Delil bulunamayan dosyaya polis değerlendirmeleri yerleştirilmiş’
Yargılamaya konu iddianameye bakıldığında ise herhangi bir delil bulamayan iddia makamı, polis fezleke ve tutanakları ile iddianamesini doldurmaya çalışmıştır. CMK 170/4 bağlamında ‘Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak' bağlamında sayılabilecek fiil ve eylemler ile bunların delillerini sunamamıştır. İddianamede, mütalaada ve gerekçeli kararda, kişisel vasıflandırma ve delillerle ilişkilendirmeye ilişkin hiçbir değerlendirme bulunmamaktadır. İddianame ve gerekçede olmaması gereken her şey bulunmakta, delil konulamayan dosyaya polis tutanak ve değerlendirmeleri yerleştirilmiştir.
‘Mahkeme kararında herhangi bir tespit bir bulunmamakta’
Yukarıda anılan karar ve içtihatlar uyarınca, müvekkil açısından ne şekilde ve nasıl işlediği mahkeme tarafından somut ve her türlü şüpheden uzak delillerle ortaya konulmamış ‘Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak' suçunun müvekkilde somutlaştığını kabul etmek mümkün değildir. Mahkeme kararında bu konu ile ilgili ‘gerekçe’ kabilinden herhangi bir tespit bir bulunmamaktadır.”