SES'ten 955 gün azami süre belirleyen OHAL Komisyonu'na tepki

  • 13:05 12 Temmuz 2019
  • Güncel
ANKARA - SES Eşbaşkanı Gönül Erden, OHAL komisyona başvuru yapan  44 üyelerinin başvurularının reddedildiğini  söyleyerek,“Bir üyemiz için açılan davada hedeflenen azami yargılama süresi 955 gün olarak belirtilmiştir. Adalet Bakanlığının tutturmayı hedeflediği sürenin anlamı adaletsizliktir” dedi.
 
Sağlık ve Sosyal Emekçiler Sendikası(SES), 44 üyelerinin Olağanüstü Hal Komisyonu'na (OHAL) yaptıkları başvuruyu reddederek  955 günlük azami yargılama süresine  ilişkin SES Genel Merkez binasında basın toplantısı gerçekleştirdi.Toplantıya Ses Merkez Yürütme Kurulu üyeleri(MYK) katıldı. Açıklamayı SES Eşbaşkanı Gönül Erden okudu. 
 
‘Sonuçlanan başvuruda kabul oranı yüzde 7’
 
Gönül, komisyona yapılan başvuru  sayısının  126 bin 200 olduğunu, komisyonun  6 bini  kabul, 71 bin 900’u ret olmak üzere toplam 77 bin 900 başvuruya ilişkin karar verdiğini belirtti.  İncelemesi devam eden başvuru sayısının 48 bin 300 olduğunu aktaran Gönül ayrıca,  komisyonun karar vermeye başladığı tarihten itibaren bir buçuk  yıllık süre içerisinde toplam başvuruların yüzde 61’i hakkında karar verildiği, sonuçlanan başvurularda kabul oranının yüzde 0,7’de kaldığını söyledi.
 
‘OHAL rejiminin sürekliliğini korumak için oluşturulmuş bir kurumdur’
 
OHAL Komisyonu'nun masumiyet karinesini ihlal ettiğini söyleyen Gönül, “Hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunmayan üyelerimizin başvurularını reddetmekte, memuriyete girmeden önce kişi hakkında verilen ve denetim süresi dolan kararları ihracın gerekçesi yapmakta, ihraç kararından sonra başlatılan soruşturmaları ret gerekçesi yapabilmektedir. OHAL  İnceleme Komisyonu yalnızca kamu emekçilerinin adalete erişimlerini geciktirmek ve OHAL rejiminin sürekliliğini korumak için oluşturulmuş bir kurumdur. Komisyonun hangi sırayla inceleme yaptığına dair de bir bilgimiz bulunmamaktadır” dedi.   
 
‘Davalar genel yetkili mahkemelerde görülmelidir’
 
OHAL Komisyonun başvurularına ilişkin kararlarının ardından idari yargı süreçleri de adalete erişim için etkili bir başvuru yolu olmadığını kaydeden Gönül,  şunları söyledi: “Komisyon kararlarına karşı idari yargıya başvuran üyelerimizin davaları bilindiği üzere özel görevli ve yetkili Ankara idare mahkemelerince incelenmektedir. DGM’ler kapatıldıktan sonra ceza yargılamalarında bir şekilde devam eden özel yetkili yargılamamlar böylece idari yargılamalarda da işlerlik kazanmıştır. Her ne kadar KESK’e bağlı sendikalarımızın üyelerinden ihraç edilenlerle ilgili bugüne kadar idari yargıda sonuçlanmış bir dava bulunmasa da takip edebildiğimiz kadarıyla özel görevli idare mahkemeleri komisyon kararlarına paralel kararlar vermektedir. Bu nedenle komisyon kararlarına ilişkin davaların özel yetkilendirilmiş mahkemelerde görülmesine son verilmeli, davalar genel yetkili mahkemelerde görülmelidir” 
 
‘Adalete erişimde başka bir sorun yargılanmaların uzunluğu’
 
Adalete erişimde başka bir sorunun ise yargılanmaların uzunluğu olduğuna dikkat çeken Gönül, “Yıllardır Mahkemeye erişmek için bekleyen üyelerimiz dava açtıklarında davalarının 2 yıl ile 3 yıllık azami sürelerde sonuçlandırılmasının hedeflendiğini öğrenmektedir. Bu süreler ilk aşama yargılamalar için belirlenmiş sürelerdir. Adalet Bakanlığı Yargıda Hedef Süre uygulamasını ilan ettiğinde makul sürede yargılanma hakkını hatırlatarak Anayasamızın “ Hak Arama Hürriyeti ” kenar başlıklı 36’ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6’ncı maddesinde düzenlenen “Adil yargılanma hakkının; yargılamaların adil ve tarafsız bir şekilde yürütülmesini sağlayarak, insan hak ve özgürlüklerinin güvencesi olduğunu, davaların mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirtmişti” ifadelerinde bulundu. 
 
‘Azami yargılanama süresi 955 gün’
 
Yargı Reformu Strateji Belgesi ‘yargıda hedef süre’ uygulamasının vasıtasıyla sistemin şeffaflığını artırılacağının ve makul sürede yargılanma hakkının daha etkin korunacağını  hedeflendiğini hatırlatan Gönül, “Bir üyemiz için açılan davada hedeflenen azami yargılama süresi 955 gün olarak belirtilmiştir. Adalet Bakanlığının tutturmayı hedeflediği sürenin anlamı adaletsizliktir. 12 üyemizin davalarına ilişkin hedef süre tablosundan anlaşılan Hedef süre uygulaması ile sağlanmak istenen şeffaflık kamu grevinden ihraç edilen kamu emekçilerinin adalete erişme hakkı olan yurttaşlar olarak görülmediğidir” şeklinde konuştu.
 
‘Yurttaşların haklarının güvencede olduğu söylenemez’
 
OHAL süresince yayımlanan KHK’larla alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle açılan davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemez hükmü gösterildiğini vurgulayan Gönül, son olarak şunları söyledi:  “OHAL Komisyonu ile veya özel görevli ve yetkili idare mahkemeleriyle, bu hedef sürelerle kamu emekçilerinin adalete erişimi mümkün olmadığı gibi, toplumun bir kesiminin temel haklarının ölçüsüzce askıya alındığı bir ülkede hiçbir yurttaşın hakkının güvencede olduğunu söylemek mümkün değildir. Komisyon derhal lağvedilmeli, haksız ve hukuksuz ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmesi sağlanmalıdır. Bu gerçekleşinceye ve hukuksuz ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilinceye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”