‘Şule Çet davası kadınların öfkesinin biriktiği yer oldu’

  • 09:08 12 Temmuz 2019
  • Güncel
ANKARA - Şule Çet’in duruşmasını takip eden Şule İçin Adalet Komisyon üyesi Neslihan Duran, “Adalet erkek aklıyla verilmeye devam ettiği sürece bizler katledilmeye, o mahkeme salonlarına sıkıştırılmaya devam edeceğiz. Bunu yıkmak da biz kadınların elinde, adalet sadece adliye koridorlarında olmuyor” dedi. 
 
Ankara’da Berk Akand ve Çağatay Aksu tarafından cinsel saldırıya maruz bırakıldıktan sonra bir plazanın 20’inci katından atılarak katledilen Şule Çet davasının 3. duruşması önceki gün görüldü. Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanıklar önceki duruşmalarda olduğu gibi yine kendilerini aklamaya çalıştı. Şule Çet İçin Adalet Komisyonu ve kadın örgütleri duruşmayı takip ederek, adalet talebini yineledi.  
 
‘Uzayan davalar kadınların öfkesini arttırıyor’ 
 
Şule’nin duruşmasını takip edenlerden biri de Şule İçin Adalet Komisyon üyelerinden Neslihan Duran.  Berk Akand ve Çağatay Aksu’nun avukatlarının yine saldırgan bir şekilde savunmalarını yaptıklarını belirten Neslihan, “Onlar iddia ettiler, kadınlar cevap verdi.  Kadıların mahkeme salonlarında yükselen sesleri aslında bir öfke halidir.  Türkiye’de kadın katliamları, taciz ve tecavüz artıyor. Haziran ayında 40 kadın katledildi. Kadınlar sürekli katlediliyor, tecavüze maruz kalıyor ve süreklileşen bir durum var.  Bu da kadınların öfkesini daha çok artırıyor. Şule’nin mahkemesindeki katılım aslında bu öfkeydi.  Bu duruşmada biraz daha kazanımla çıkmayı hedefliyorduk, yine aynı şekilde dava uzadı. Kadınlar ‘16 Ekim’de de buradayız’ diye çıktılar.  Aslında uzayan duruşmalar kadınların öfkelerini daha fazla artırıyor. Bu öfkenin artması bizi daha fazla dayanışmaya itiyor” dedi. 
 
‘Şule üzerinden bütün kadınlar yargılanıyor’
 
Şule’nin ilk duruşmasından itibaren sanık Berk Akand ve Çağatay Aksu ile avukatlarının Şule’nin “bakire” olup olmadığı üzerinden sürekli kendilerini aklamaya çalıştıklarına dikkat çeken Neslihan, “O saate orada ne işi vardı,  içki içmeseydi gibi savunmalar direkt kadınların yaşamalarına bir saldırı.  Üç duruşmadır sürekli bizler bunlar ile karşı karşıya kalıyoruz. ‘Kızına sahip çıksaydın’ sözleri yeniden duruşma salonunda yükselirken, bu sefer de  Şule’nin erkek arkadaşını öne sürmeye başladılar.  ‘Senin sevgilin var ona haber vermeden orada bulunmuşsun’ savunması yapılarak bir algı yaratılmaya çalışıldı.  Tecavüzü meşrulaştırmaya çalışıyorlar.  Biz bunun önüne geçmek istiyoruz. Bir kadın bir erkeğe haber vermek zorunda değil, bakire olmayabilir. Bu mahkemede Şule üzerinden kadınların hayatları ve katledilen kadınlar yargılanıyor.  Biz bunu kabul etmiyoruz. Biz ister içki içeriz, ister gece dışarı çıkarız. Bu onların katil ve tecavüzcü olduklarını değiştiremez” diye konuştu. 
 
‘Adalet sadece adliye koridorlarında olmuyor’
 
Kadın katliamların sebebinin erkek egemen toplum olduğunu belirten Neslihan, “Bu toplumda maalesef kadınların adalet arayışlarını adliye koridorlarına ve mahkeme salonlarına sıkıştırmaya çalışıyorlar. Adalet erkek eliyle devam ettiği sürece biz mahkeme salonlarına sıkıştırılmaya devam edeceğiz. Bunu yıkmak da biz kadınların elinde, adalet sadece adliye koridorlarında olmuyor. Adaleti her yerde aramamız gerekiyor. Bugün sokaklarda cinsiyet rollerini yıkmak için adaleti bütün alanlara yaymaya çalışmalıyız. Bizi kurtaracak olan şey kadın yanlısı bir yargı alanını oluşturmak. Bu da kadın adaletini sağlayarak olacak.  Bugün Şule İçin Adalet Komisyonu dediğimiz şey de kadın adaletini yaratmak” dedi. 
 
‘Kadınların öfkesinin biriktiği yer’ 
 
Neslihan son olarak şunları kaydetti: “Şule Çet kadınların öfkelerinin biriktiği yer oldu. ‘Bir kişi daha eksilmeyeceğiz’ demenin arkasını doldurmayı istiyoruz. Biz o koridorlarda sıkıştırılan adaleti her yerde sağlamak istiyoruz.  Biz yaşamak istiyoruz,  yüzyıllardır katledilen, tecavüze uğrayan, tecavüz sonucu doğuran kadınlarız. Evin içinde sistematik şekilde tecavüze uğrayanlar varken,  adaleti sadece adliye koridorlarına sıkıştıramayız. Bu adaleti her yere yayarak yol alabiliriz. Bu mahkemeleri takip edelim, kadınların sesi olalım. Biliyoruz ki kadınlar dünyanın altına üstüne getirecekler, çünkü altının üstten daha iyi olduğunu biliyoruz.”