‘Kadının nafaka hakkını almak isteyenler baro kayıtlarına baksın’

  • 09:03 4 Temmuz 2019
  • Hukuk
İZMİR - Nafaka hakkı konusunda devletin verilere bakmadan hareket ettiğini ve kadınların mağdur edildiğini belirten Avukat Funda Ekin, “Baroların yasal olarak yardım yapan adli yardım bürolarının verileri dahi dikkate alınsa böyle bir düzenlemeye gerek olmadığını görecekler” dedi. 
 
Nafaka hakkının alınmak istenmesine karşı Mor Çatı ve Kadın Dayanışma Vakfı gibi kurum ve bireylerin oluşturduğu Nafaka Hakkı Kadın Platformu, nafakanın yasa ve pratikteki gerçekliğine ilişkin birçok ilde çalışmalarını sürdürüyor. Panel ve çalıştaylar düzenlenirken, 10 günde 10 bini aşan imza kampanyası ile bütün kadınlara haklarına sahip çıkması çağrısı yapıldı. 
 
Platform’da yer alan Avukat Funda Ekin, özellikle iktidara yakın medyada yer alan nafaka hakkının kaldırılacağı yönündeki iddialar ve “Mağdur Erkekler Platformu’nun” nafakaya dönük dezenformasyonda bulunmasına karşılık gerçeğin baro kayıtlarında olduğuna dikkat çekti. 
 
‘Erkekler mağdur konumda değil’
 
Nafaka hakkını doğru bir şekilde tanımlamayı amaçladıklarını belirten Funda, “En temel sorun çok düşük bir oranda nafaka bağlanıyor olması. Davalar kısa sürmüyor, kadınlar çocuğu vermemek, sokakta bırakmak, nafaka vermemek gibi şeylerle tehdit ediliyor. Nafakalar tahsil edilemiyor. Örneğin 300 TL bir kadının ve çocuğun geçimine yetmeyecek bir miktar olmasına rağmen ‘Mağdur Erkekler Platformu’nun’ ve hükümetin iddia ettiğinin aksine bunun böyle olmadığını ekonomik şiddet sebebiyle kadınların mağdur olduğunu söylüyoruz” dedi.
 
‘İstatistiklere bakılmıyor, kurumlara sorulmuyor’
 
Panel ve toplantılarda kadın örgütleri dikkate alınmadığı gibi baroların Kadın Hakları Merkezleri’nin verilerine de yer verilmediğini kaydeden Funda, emrivaki bir şekilde çıkarılan yasa tasarısına karşılık imza kampanyası başlattıklarını söyledi. 10 günde 10 bin imzayı aştıklarını ve kimi erkeklerin de kampanyaya katıldığını ifade eden Funda, “Nafaka boşanma ile yoksulluğa düşecek olan tarafa verilen bir hak. İkincisi kusur durumunda bağlanan hak. Kadının maddi durumunun, medeni durumunun değişmesi halinde zaten bu kaldırılıyor. Ömür boyu sürmesi mesele değil. Bir kadın okula gönderilmemiş, erken yaşta evlendirilmiş, 30 yıl şiddet de görse çocukları için boşanmamış. 20 yaşında bir kadın evlense ortalama 20-30 sene evli kalmış ya da işini yapamamış 7-8 sene çocuklarına bakmış, 30 yaşında hiç çalışmadan işe başlaması, hayatını devam etmesi gibi istatistiklere bir bakılması lazım” diye belirtildi. 
 
‘Boşanmaların en önemli sebebi şiddet’
 
Ülke genelinde ciddi bir problem olan işsizliğin ve ekonomik şiddetin birinci dereceden mağdurunun kadınlar olduğunu belirten Funda, boşanmanın da ikinci bir yük olarak ortaya çıktığını dile getirdi. Funda, devamında şöyle dedi: “O zaman siz bu kadınlara ‘çocuklarını alma, kendi başına bakmanın yolunu bul, aile evine geri dön ya da evliliğini bozma, şiddeti yaşaya yaşaya evde kal’ demiş oluyorsunuz. Bu nedenle nafaka hakkı önemli. Kadına yönelik şiddet çok yüksek ve boşanmaların en önemli sebeplerinden. Bence kampanyanın kısa sürece yol alınmasının nedeni de bu. İstatistikler de gösteriyor, herkesin etrafında yaşanıyor. Yasalar dezavantajlı duruma düşebilecek kişinin durumu gözetilerek oluşturulması gerekirken, devlet erkek bakış açısını yargıya taşıyor. Ömür boyu değil. Parası olmadığı için avukat tutamayan ve adli yardımdan yararlanan kadın ve erkekler başvurularındaki istatistiklere bakılsa bile nafaka bağlansa bile tahsil edilemiyor. Adres değiştiriyor, kaçıyor.” 
 
‘Kadınlar haklarını bilmiyor’
 
Akit Gazetesi’nin 6284 sayılı yasayı “yuva yıkan yasa” diye yansıttığını oysa şiddet tehdidi nedeniyle boşanırken kadınların hiçbir talepte bulunmadıklarını söyleyen Funda, “Kadınlar velayet hakkını alabileceklerini bile bilmiyor. Erkekler ‘çocuğu alırım’ diye tehdit ediyor ve boşanmalar bu şartlarla gerçekleşiyor. Bu veriler, istatistikler yapılmadan yasalar değiştirilmemeli. Kadın örgütlerine de gerek yok kamu kurumu niteliğindeki baroların yasal olarak yardım yapan adli yardım bürosunun verileri bile dikkate alınsa böyle bir düzenleme yapılmasına gerek olmadığını görecekler” ifadelerini kullandı. 
 
İmza kampanyası ile farkındalık yaratıldığın ifade eden Funda, hak kaybının önlenmesi ve duyurulması için çalışmaların devam edeceğini söyledi.