On binler Madımak önünden seslendi: Devlet Sivas’la yüzleşsin

  • 13:52 2 Temmuz 2019
  • Güncel
SİVAS -  Madımak Katliamı’nın 26’ıncı yıl dönümünde katliamın olduğu yerde bir araya gelen on binler,anma gerçekleştirdi. “Madımak’ın Utanç ve Yüzleşme Müzesi” olması talebini yineleyen kitle, devletin Sivas’la yüzleşmesi gerektiğini belirtti. 
 
Sivas’ta 2 Temmuz 1993 günü Pir Sultan Abdal etkinliklerine katılmak üzere kente gelen 33 aydının kaldıkları Madımak Otel’de, 2 otel görevlisi ile birlikte yakılarak katledilmesinin 26’ıncı yıl dönümünde anma etkinliği gerçekleştirildi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) öncülüğünde yapılan anma etkinliği için on binlerce kişi sabah saatlerinde Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı’na ait cemevi ve PSAKD Sivas Şubesi önünde olmak üzere iki ayrı noktada toplandı. 
 
Anmaya katılanlar arasından Hacı Bektaşi Veli Derneği, Alevi Kültür Dernekleri (AKD), Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Divriği Köy Derneği ve Sivas Demokrasi Platformu, Hakların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkevleri, Devrimci Kızılbaşlar Hareketi, Partizan gibi siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri de yer aldı.
 
‘Sivas’ın ışığı sönmeyecek’ sloganları
 
Her iki noktada toplanan kitle ardından buluşma noktası olan Fidanlık Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçti. Madımak'ta yaşamını yitirenlerin yakınları kortejin en önünde yer alırken,  katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarını taşıdı. Kitlenin burada birleşmesinin ardından atılan sloganlarla Madımak Oteli’ne yürünmeye başlandı. Yürüyüşte Yol Erenleri'nin taşıdığı, "Yol erenleriyiz, Aleviyiz, eşit yurttaşlık için demokratik cumhuriyet istiyoruz", "Zorunlu din derdine hayır", "Size söz 35 can Sivas'ta dirilecek",  Madımak utanç müzesi olacak unutma unutturma"  dövizleri dikkat çekti. Yine sanatçı Hasret Gültekin’in bağlamasını temsilen bağlamalar taşındı. Yürüyüş boyunca “Sivas’ı unutmadık”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Pir sultanlar ölmez direniş büyüyor”, “Sivas’ın hesabı sorulacak” sloganlar atıldı. Madımak Oteli'ne doğru giderken kitle kavşakta iki ayrı yerde arama noktasından geçti. Arama noktasında da yakınlarının resimlerini taşıyan aileler, "Katil devlet hesap verecek ve "Sivas'ın ışığı sönmeyecek" sloganları ile Valilik Meydanına kadar sloganlarla yürüdü. 
 
'Devletin Sivas’la yüzleşmesi gerekiyor’
 
Madımak Oteli önünde konuşan PSKD Genel Başkanı Gani Kaplan ailelerin çocuklarının nerede katledildiğini görmediğini belirterek, şunları söyledi: "25 yıldır görmediler bugünde görmediler. Biz her zaman Madımak'ın Utanç müzesi olmasını talep ettik. İki katilin isminin oradan çıkarılmasını için çok uğraştık. Maalesef bu talebimiz gerçekleşmedi. Biz Madımak'ın Utanç Müzesi oluncaya kadar on binler buraya geleceğiz. Şehit ailelerimizle  birlikte Ankara'da Utanç Müzesi yapmaya karar verdik ki Sivas'ta izin vermeyenler utansın. 26 yıldır artık devletin Sivas'la yüzleşmesi gerekiyor. 26 yıldır attığımız gibi bu karanfilleri yine atacağız. Bu vahşi bir katliamdır. Dünyanın hiç yerinde böyle bir katliam yoktur. 26 yıldır geldiğimiz sonuç, Türkiye giderek karanlık bir hale geliyor."
 
Ailelerin tek Madımak Oteli’ne karanfil bırakmasına izin verildi
 
"Bilim ve Kültür Merkezine" dönüştürülen Madımak Oteli'nin önüne geçen kitleden yalnızca ailelerin karanfil bırakmasına izin verildi. Aileler sloganlarla otelin önüne karanfil bırakırken, bu sırada on binler ıslık ve zılgıtlarla ailelere destek oldu. 
 
’26 yıl geçti ancak acısı hala taze’
 
Bu sırada konuşan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, katliamın ardından 26 yıl geçtiğini ancak acıların hala çok taze olduğunu belirterek, “Bu katliamı yapanlar, tezgahlayanlar, o gün burada olduğu halde göz yuman güvenlik güçleri, hükümeti, Valisi hiç biri bu katliamın hesabını vermedi. Yargı bu katliamı akladı, Siyaset milletvekili yaptı. En üst düzeyde ödüllendirdi” dedi. 
 
‘Sivas Dersim’in Koçgiri’nin devamıydı’
 
“Bizler bu ülkenin Alevileri olarak şunu biliyoruz: Sivas aslında Dersim’in Koçgiri’nin  devamıydı” diyen Gülistan,  katliamların hesabı sorulmadığı ve katliamlarla yüzleşilmediği için her gün yeni katliamlara tanıklık ettiklerini kaydetti. Gülistan, “Arkada gördüğünüz bina bir utanç müzesi olarak düzenlenmesi gerekiyor. İçeri de iki katilin de adı yazıyor biz bunu kabul etmiyoruz. Sivas katliamının hesabının verilmesi gerekiyor. Bu katliamın sorumluları açığa çıkarsa inanıyoruz ki katliamlar olmayacaktır. Bu demokratikleşmenin, insanlığın ilk ve en önemli şartıdır. Bunu yapmayan devlet demokratik olamaz. Biz 26 yıldır burada hesabını sormaya devam ediyoruz. Meclis’te de sokakta da bunun hesabını soracağız” diye konuştu. 
 
‘Umutlarımız katledilmek istendi’
 
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Güzelgür de katliamdan bu güne demokrasi mücadelesini sürdüren aileleri selamlayarak konuşmasına başladı. Pir Sultan Abdal’ın “Dönen dönsün ben dönmem yolumdan” sözünü hatırlatan Hüseyin, “2 Temmuz  93 günü Pir Sultan Etkinliklerine gelmek için organize olarak gelen gözü dönmüşler 33 canımızı diri diri yakarak katletti. Dünyanın gözü önünde bu insanlık suçu işlendi. 2 Temmuz 93'de insanlık yakıldı, semahımız, türkülerimiz, sanatçılarımız, bu ülkenin aydınlık yüzleri özetle yarınlarımız hedef alındı. Umutlarımız da katledilmek istendi. Bu insanlık ayıbı üzerinden tam 26 yıl geçti. Yine yüreğimiz buruk. Yine yüreğimiz hasret. Acımız ilk gün ki gibi taze. Unutturmayacağımız. İnsanlık ayıbının sorumluları cezalandırılmalı” ifadelerini kullandı. 
 
‘Bu katliam sadece Alevilere yapılmadı’
 
İlk günden beri Sivas katliamının unutturulmak istendiğine dikkat çeken Hüseyin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yargı da cezalandırılmamalarına göz yumulmuştu. Dava zaman aşımına uğratıldı. Sivas katliamını aydınlatmaması için her türlü çaba içerisindeler. İnsanlığa karşı suçların üzerini ısrarla kapatıyorlar. Alevilerin üzerinde bin yıldır devam eden asimilasyon politikaları bugün de devam etmektedir. Alevi çocuklarına zorla din dersi dayatılıyor. Eğitimde aklın, bilimin yerine kör inançlarla gerici bir anlayış getiriliyor. Alevi köylerine zorla cami yaptırıyorlar. Gençlerimiz Alevi kimliklerinden dolayı işe alınmıyor. 2 Temmuz 1993'de sadece Alevilere karşı değil, ezilen, ötekileştiren, dışlanan yok sayılan bütün toplumsa kesimlere karşı yapılan bir katliamdır.” 
 
‘Acılarımızı paylaşarak azaltalım’
 
Yok sayılan, ezilen kesimleri bu süreçte ortak mücadeleye çağıran Hüseyin, “Acılarımızı paylaşarak azaltalım. Önderimiz Pir Sultan'ın ‘Dönen dönsün ben dönmem yolumdan’ şiarı ile mücadeleyi büyütelim ki hesap soralım. Bizler Madımak Katliamı’na bir kez daha lanet ediyoruz” diye konuştu. 
 
Anma sloganlar ile sona erdi.