
HDK'den Madımak katliamına ilişkin açıklama
- 12:02 1 Temmuz 2019
- Güncel
ANKARA - HDK Halklar ve İnançlar Komisyonu, Madımak katliamının 26'ncı yıl dönümü dolayısıyla yayınladığı mesajında, halkların bir birlikte yaşam kültürünün yok sayıldığına dikkat çekilerek, “Savaş ve katliam doğuran devlet ve yönetim yaklaşımlarının son bulması için barış içerisinde ortak vatanlara dönüşebileceğine olan inancımızı yeniliyoruz” denildi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Komisyonu, 2 Temmuz Madımak katliamının 26'ncı yıl dönümü dolayısıyla yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada, Madımak katliamının 26 yıldır katliama giden aşamaların gölgede bırakılması, katliam sürecinde rol alanların cezasız kalması, davanın zamanaşımı gerekçesiyle kapatılması, katliamın bir plan çerçevesinde yapıldığının göstergesi olduğu kaydedildi.
HDK Haklar ve İnançlar Komisyonu tarından yapılan açıklamanın devamında şunlar belirtildi:
“Sivas katliamını Malatya, Maraş, Çorum katliamlarının bir devamı olarak değerlendiriyoruz. İktidar ve devşirme bürokratik oluşumlar; darbe dinamikleri ile ayakta kalmaya çalışmış, inancı iktidar aracı yaparak inancın ve etnik kimliğin ahlaki-toplumsal dokusundan sapmış tekçilik-ırkçılık ikilisi ile suç bagajı oluşturan bir tarihi bugün Türkiye halklarının sırtında ağır bir yüke dönüştürmüştür. Türkiye halklarını kendi suçuna ortak etmek amacıyla da karşıtlık üzerinden yeni yeni krizler yaratmaktan geri durmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın tek karşılığının “Türk olmak” türünden bir baskıya dönüşmesi, ülkenin demokratik olgunluk sürecini zayıflatmakta, halkları davası görülmeyen suçlarla baş başa bırakmaktadır. Bu durum iç ve dış siyasi-diplomatik tüm ilişkilerde çatışan, kasılan, örtülü, samimiyetten yoksun, korunmacı, esnekliği olmayan politika ve yönetim biçimini dayatmaktadır.
‘Yokluklarının yarattığı uğultu asla dinmeyecek’
Halkların Demokratik Kongresi Halklar ve İnançlar Komisyonu olarak Sivas Madımak Oteli’nde yaşamını yitiren 35 can şahsında katliamlarda yaşamını yitiren canları saygı ve minnetle anıyoruz. Katliamda yaşamını yitirenler arasında, kültürel dokumuzu kuvvetle ören aydınlar, edebiyat eleştirmenleri, şairler, ozanlar da yer almakta idi. Yokluklarının yarattığı uğultu asla dinmeyecek. Halkların birlikte yaşam kültürlerini yok sayarak savaş ve katliam doğuran devlet ve yönetim yaklaşımlarının son bulması için; Türkiye halkları olarak varlığın doğduğu toprakta yaşam hakkını kutsal sayıyor; ortak yaşamın, tüm renklerin birbirini anladığı ve ifade ettiği, barış içerisinde ortak vatanlara dönüşebileceğine olan inancımızı yeniliyoruz.”