İzmir’de Dünya Çevre Günü: Demokrasinin olmadığı bir ülkede çevre korunamaz

  • 08:05 13 Haziran 2019
  • Güncel
İZMİR - Dünya Çevre Gününde konuşan ÇMO İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay “Çevrenin korunmadığı bir demokrasi, demokrasinin olmadığı bir ülkede de çevre korunamaz” dedi.
 
İzmir’de sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler Dünya Çevre Günü kapsamında ortak ‘Ekolojik Mücadele Yürüyüşü’ ve Alsancak Vapur İskelesi önünde açıklama gerçekleştirdiler. Alsancak ÖSYM önünden başlayıp Kıbrıs Şehitleri İstikametinden Alsancak Vapur İskelesine kadar süren yürüyüşte, “Ormana değil betona bahçe yap”, “Toprağıma suyuma havama dokunma”, “Nükleere inat yaşasın doğal hayat” sloganlarının atıldı. “Kentte ekolojik yıkıma ve talana karşı dayanışma var, direniş var” pankartınındı açıldığı etkinlikte;  sergi, çocuk atölyesi ve dayanışma masaları kuruldu. Etkinlikte Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube başkanı Helil İnay Kınay  Dünya Çevre Günü İzmir Bildirisini okudu.
 
‘Demokrasinin olmadığı ülkelerde çevre de korunmaz’
 
Yıllarca değişen iktidarlara rağmen emek ve doğa sömürüsünün değişmediğini söyleyen Helil İnay Kınay uzun yıllar çağdaş, katılımcı demokrasiyle bağdaşmayan bir yönetim anlayışı nedeniyle ülkenin ve bölgenin su kaynaklarının kirletildiğini, doğal varlıkların talan, tarihi zenginliklerin tahrip edildiğini, kent yoksullarının yerinden edildiğini dile getiren Helil “Ülkemizde ve kentimizde yurttaşlarımızın yaşam alanlarını ranta ve talana karşı korumak adına yaptığı mücadeleler çevre sorunları ile toplumsal sorunlar arasında ayrılmaz bir ilişki olduğunu, çevrenin korunmadığı bir demokrasi, demokrasinin olmadığı bir ülkede de çevrenin korunamayacağını göstermiştir” dedi.
 
‘Hukuk ağır ve işlevsiz’
 
Aliağa’da ağır sanayi kirliliğinin devam ettiğini belirten Helil çevresel kirlilik kapasitesinin bilinmesine rağmen termik santrallerle ilgili süreçlerin devam ettirildiğini hatırlattı. Hukuki süreçlerdeki ÇED olumlu kararlarının iptali gibi kazanımlara rağmen dava süreçleri ve santrallerin çalışmaya devam ettiğini söyleyen Helil “Gemi Söküm tesislerinde işlemlerin nasıl kontrol edilmediğini KUİTO ve ETHANE Gemileri ile bir kez daha karşımıza çıktı. Sökümün durdurulması için alınan mahkeme kararı gelene kadar Gemi sökümü tamamen bitmişti. Kirlilik ise devam ediyor” dedi. 
 
‘Nükleer atıkları kimlerin getirdiği hala belli değil’
 
Gaziemir’de 2007’de tespit edilen nükleer atıkların ülkeye nasıl ve kimler tarafından getirildiğinin hala bilinmediğini söyleyen Helil hukuki süreçlerin devam ettiğini, acil müdahale çalışması yapılması gerektiğini belirtti. Tarım alanlarının, sit alanlarının kontrolsüz RES’ler ve taş ocakları ile elden çıkarıldığını Manisa, İzmir Balıkesir’de su havzalarının maden ocakları tarafından kirletildiğini söyleyen Helil “1982 anayasasının 56. Maddesi herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu, çevreyi koruma ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve yurttaşların görevi olduğunu belirtmektir. ÇED raporlarının yetersiz olduğu ortadadır” dedi. Helil kentteki yıkıma karşı dayanışmanın olduğunu belirtti.
 
Etkinlik serbest kürsü şeklinde açık forum olarak devam ederek son buldu.