Ailesi ile görüştürülen çocuk ifadesini geri çekti: İstismar sanığı tahliye edildi

  • 09:07 15 Mayıs 2019
  • Hukuk
VAN - İstismar sanığı dede S.B.’yi ilk duruşmada tahliye eden mahkeme, davaya müdahil olmak isteyen Van Barosu Çocuk Hakları Komisyonu’nun katılma talebini ise reddetti. Avukat Ekin Yeter, çocuğun koruma altında olmasına rağmen ailesi ile görüştürüldüğüne dikkat çekerek, “Dava dosyasını takip etmeye devam edeceğiz. Kadın kuruluşları ve Bakanlığa çağrımız takipçi olmaları” dedi. 
 
Van’da 7 yaşındaki çocuğun Çocuk İzleme Merkezi’nde (ÇİM) alınan ifadesinin ardından 17 Ocak günü istismar iddiasıyla dedesi S.B. tutuklandı. 9 Mayıs günü tutuklu yargılanan S.B.’nin ilk duruşması Van 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti ilk duruşmada tanıkların istismarı doğrulamasına rağmen “delil yetersizliği” gerekçesiyle sanık S.B.’yi tahliye etti. Van Barosu Çocuk Hakları Komisyonu ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi avukatı Ekin Yeter’in dosyaya müdahil olma talebi reddedilirken, çocuğun devlet korumasındayken ailesiyle görüştürülmesi ise tepki çekti. 
 
İstismar çocuğun akrabalarının ihbarı üzerine ortaya çıkmış
 
S.B’nin tutuksuz yargılanmasına tepki gösteren avukat Ekin Yeter, “Çocuğun akrabalarının ihbarı ile ortaya çıkan bir istismar durumu söz konusu. Çocuğun ÇİM’deki beyanları da istismarı açıkça ortaya koymaktaydı. Bir çocuğun hayal ürünü olamayacak ifadeler içermekteydi beyanları. Beyanlar sonrası S.B. gözaltına alındı ve ifade işlemlerinin ardından ‘adli kontrol’ şartı ile serbest bırakıldı” dedi. 
 
Savcılığın itirazı üzerine sanık S.B’nin tutuklandığını belirten Ekin, “4-5 aylık tutukluluk sonrasında da dava açıldı ve ilk celse görüldü. Mağdur çocuk önceki beyanlarından tamamen farklı, istismarı kabul etmeyen beyanlarda bulundu. Yine çocuğun annesi ve sanık da istismar fiilini kabul etmezken çocuğun teyzesi, dayısı ve yengesi istismarın gerçekleştiğine ilişkin beyanlarını yinelediler” şeklinde konuştu.
 
Savcı kabul etti, mahkeme hakimi reddetti
 
Maddi gerçeğin ortaya çıkmasının mümkün olmadığı bir kovuşturma sürecine şahit olduklarını söyleyen Ekin, “Mevcut durumda CMK’dan atanan mağdur vekili dışında çocuğun menfaatini gözetecek tek birim Van Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olmasına rağmen, iddia makamı da katılma talebinin kabulü yönünde mütalaa vermesine rağmen heyet tarafından katılma talebi kabul edilmemiştir” diye konuştu. 
 
‘Çocuğun sesine ses olmak linçle karşılanıyor’
 
Ekin, taleplerinin reddedilmesini şöyle değerlendirdi: “Çocukların sesine ses olma isteği, bir linç güruhunun parçasıymışız gibi bir yaklaşım ile boşa düşürülmekte. Soruşturma savcıları ve mahkeme heyetleri şunu iyi bilmelidir ki bu tür komisyonlar avukatlık kanununun kendilerine verdiği insan haklarını koruma yükümlülüğünü yerine getirmekte ve suçtan zarar gören sıfatına sahip bulunmaktadır.  Davaları takip etmelerinin, beyanlarda bulunmalarının, maddi gerçekliğin ortaya çıkmasına katkı sunmak ve duyarlılık oluşturmak dışında bir amacı da yoktur.” 
 
‘Koruma altına alınmayarak ailesiyle görüştürülmüş’ 
 
Bu tür hassas dosyalarda dosyanın delil durumunun iyi okunması, mağdur ve de sanık açısından geri dönüşü olmayacak yaklaşımlardan kaçınılması gerektiğinin altını çizen Ekin, “Ancak yine bu tür dosyalarda genel olarak fiilin mağdur ve sanık arasında kaldığı ve tanık beyanı gibi deliller ile tespit edilemeyeceği, bu bakımdan mağdur beyanının öneminin altı çizilmelidir. Mevcut olayda mağdur çocuk ÇİM’deki ifadelerinde istismar fiilini net bir şekilde ortaya koymuşken, ÇİM’deki ifadesi akabinde koruma altına alınmamış ve ailesinin yanına gönderilmiş, 3 gün sonra itirazlar ve tepkiler üzerine koruma altına alınmıştır” şeklinde konuştu. 
 
‘Tahliyesi hukuka uygun değil’ 
 
Ekin, koruma altındaki bir çocuğun yine ailesiyle her hafta görüştürülmesinin baskı ve etki altına alınabileceği hususunun da göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekti. Tüm bu sebepler ile yeterli inceleme ve araştırmalar tamamlanmamış iken, isnat edilen suçun alt ve üst sınırı da gözetilerek delil karartma ve kaçma şüphesi mevcut iken sanığın tahliye edilmesinin hukuka uygun olmadığını vurguladı. 
 
‘Dosyanın takipçisiyiz’
 
Son olarak dosyanın takipçisi olacaklarını vurgulayan Ekin, “Her ne kadar mahkeme heyeti tarafından katılma talebimiz kabul görmemiş ise de biz gözlemci olarak dava dosyasını takip etmeye, mağdur vekili meslektaşımız ile dayanışma göstermeye devam edeceğiz. Duyarlı kadın kuruluşlarına ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı’na çağrımız da mevcut dosya da dahil, dosyaların takipçisi olmaları ve çocukların sesi olmalarıdır. Özellikle ilk celseye katılım göstermeyen bakanlık avukatının da davaya katılım göstermesini rica ediyoruz” dedi. 
 
Davanın ikinci duruşması 3 Eylül tarihinde görülecek.