Tutsak annesi: İnanıyoruz açlık grevleri başarıya ulaşacak

  • 09:01 15 Mayıs 2019
  • Güncel
Rengin Azizoğlu
 
DİYARBAKIR - İmralı tecridine karşı 1 Mart’tan bu yana açlık grevinde olan oğlu Abdullah Aksu'nun eylemine dikkat çeken Emine Aksu, “Zulme karşı baş kaldırmazsan zulüm peşini bırakmaz. Onlar bizim için direniyor biz de onlar için direneceğiz. Ben inanıyorum açlık grevleri başarıya ulaşacak" dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi 7 bini aşkın tutsağın da katılımıyla devam ediyor. 30 Nisan itibariyle farklı cezaevlerinden 15 tutsağın ölüm orucu eylemi 16'ncı gününe girerken 10 Mayıs itibariyle 15 kişilik yeni bir grup daha ölüm orucuna dahil oldu. 1999 Bismil doğumlu Abdullah Aksu da 1 Mart itibariyle açlık grevinde olan tutsaklardan. Açlık grevini sürdüren Abdullah Şakran Cezaevi’nde bulunuyor. Emine Aksu, başta oğlu Abdullah'ın olmak üzere açlık grevi direnişçilerinin taleplerine dikkat çekti. 
 
‘Yeter artık bu zulümkarlardan çektiğimiz’
 
Tüm açlık grevi direnişçilerini, tutsakları ve ailelerini selamlayan Emine, barışla sonuçlanacak bir zafer istediklerini söyledi. Tutsaklığın zor olduğunu ifade eden Emine, tutsakların açlık grevinde olmasının her gün ölmek anlamına geldiğini dile getirdi. Emine, “Yeter artık bu zulümkarlardan çektiğimiz, yeter artık dökülen kanlar. Açlık grevi direnişçilerine canımız kurban olsun. Oğlum uzaktır, yanına her zaman gidemiyoruz. Diyarbakır’da tutsaktı, Şakran’a sürgün edildi. Tutuklular üzerinde de tecrit var. Görüşe en son gittiğimde ellerini tuttum, elleri buz gibiydi. Cezaevinde sırf tutsaklara zulüm olsun diye ne sıcak su veriyorlar ne de kalorifer yakıyorlar. Sorduğumda ‘Elimi, yüzümü yıkadım ondan soğuktur’ diyor ama ben neden soğuk olduğunu biliyorum. Oğlum Abdullah 1 Mart’tan beri açlık grevindedir, telefonla konuşurken bana açlık grevinde olduğunu söyledi. Böbrekleri ağrıdığı için ilk grupta yer almasına izin vermemişlerdi ama son grupta kendi zoruyla yer almış” ifadelerini kullandı.
 
‘Başkaldırmazsan zulüm peşini bırakmaz’
 
Görüşe gittiklerinde bazen çocuklarını görmeden geri döndüklerini kaydeden Emine, cezaevi yönetiminin sırf ailelere zulüm olsun diye böyle yaptığını belirtti. Emine, “Görüşe gidiyoruz bazen saatlerce bizi içeri almıyorlar. Kaç kere İzmir’e kadar gittim, oğlumu göremeden döndüm. Günlerce bir şey yemedim, içmedim. Bu zulüm değil midir? Oğlumu görsem ne olacaktı? Şakran’dan Bismil’e kadar ağladım. En son gittiğimizde bizi yine içeri almayacaklardı ben çıktım ‘Kendimi yakacağım burada’ dedim. Ondan sonra bizi görüşe aldılar. Açlık grevinde olanlar çok zayıflamıştı. Zulme karşı başkaldırmazsan zulüm peşini bırakmaz. Hepsinin arkasındayız, onlar onurları için grevdeler. Keşke biz de açlık grevine girseydik, bizim de girmemiz gerekirdi. Bu zulme, baskıya karşı herkesin açlık grevine girmesi gerekirdi. Biz dünya güzel bir yer olsun, herkes herkesle yaşayabilsin istiyoruz” diyerek hiçbir şeyden korkmadıklarını ve kendilerine bir adım atana bin adım atacaklarının altını çizdi. 
 
‘Biz istiyoruz ki önderimiz çıksın, başımızda dursun’
 
“Bizim diğer analarla derdimiz birdir, çözüm de bir. Çocuklarımız yaşasın diye uğraşıyoruz” diyen Emine, dertleri ortak olanların mücadele kapısının da bir olduğuna dikkat çekti. Emine, “Onlara ‘gelin’ diyoruz ama gelmiyorlar. Bize vampirmişiz gibi davranıyorlar ama asıl vampir onlar, onlar bizim kanımızı emiyor. Bu yaşıma geldim hala direniyorum. Hayvanlarla uğraşmam, bağ bahçeyle uğraşmam da benim direnişimdir. Zulüm günahtır, günah. Bize iyi olursa biz Cumhurbaşkanını niye sevmeyelim? Bize kötü olsa sevmeyiz, bırak oy vermeyi, günahımızı da vermeyiz. Biz istiyoruz ki önderimiz çıksın, başımızda dursun. Çocuklarımız da bunun için açlık grevindeler. Asker polis de bizim çocuğumuzdur, biz onların da ölmesini istemiyoruz. Asıl ölmelerini isteyen bu ülkenin başında olanlardır” vurgusunu yaptı. 
 
‘Onlar bizim için direniyor biz de onlar için direneceğiz’
 
Emine son olarak şöyle dedi: “Ben yasa gittim dedim açlık grevleri için de dua edin, kimse elini kaldırıp dua etmedi. Ayağa kalktım, ‘bundan sonra bu köyde kim ölse umurumda değil, kalkıp bir fatiha okumam’ dedim, çıktım geldim. Kimsede vicdan kalmamış. Herkes ayağa kalksın, açlık grevlerine sahip çıksın. Cenazelerimiz çıkmasın. Cenazelerimizi defnetmemize bile izin vermiyorlar, kaçırıyorlar. Topraklarına sarılıp ağlamamıza da izin vermiyorlar. Zalimdirler. Bir insan aylarca yemek yemeden nasıl yaşayabilir? Onlar bizim için direniyor biz de onlar için direneceğiz. Ben inanıyorum, açlık grevleri başarıya ulaşacak. İnşallah hiçbir evladımızın cenazesini almadan, zaferi kutlayacağız.”