‘Güzel bir yaşam için direnen bu çocukları ne olursa olsun yaşatmalıyız’

  • 09:15 13 Mayıs 2019
  • Güncel
MARDİN - Tecride karşı 1 Mart’tan bu yana açlık grevinde olan ve bu süre zarfında 35 kiloya düşen Jiyan Ay’ın annesi Ayhan Ay, “Onda kemik erimesi de var. 3 ay iletişim cezası verdiler. Haber alamıyoruz avukatları ile de görüştürülmüyor. Güzel bir yaşam için direnen bu çocukları ne olursa olsun yaşatmamız gerekiyor” dedi. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle bölge ve Türkiye cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemleri devam ediyor. 30 Nisan’da ölüm orucuna başlayan 15 tutsak eylemlerinin 14’üncü gününe girerken, ölüm orucu eylemine 10 Mayıs’ta 15 tutsak daha dahil oldu. 
 
Açlık grevleri ve ölüm orucundaki tutsakların durumu ise her geçen saat ve dakika giderek kötüleşiyor. Tutsak yakınları da daha fazla ses olunması ve taleplerin yerine getirilmesi için çağrılarını yineliyor. 
 
‘Jiyan’da kemik erimesi de var’
 
2015-2016 yıllarında Mardin'in Nusaybin ilçesinde yaşanan çatışmalarda gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Jiyan Ay (22), 1 Mart’tan bu yana açlık grevinde. Jiyan, eyleminin 19’uncu gününde 3 arkadaşı ile birlikte Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nden Kayseri T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildi.
 
45 kilo olan Jiyan'ın grev süresince 10 kilo verdiğini ve 35 kiloya düştüğünü ifade eden anne Ayhan Ay, şunları ifade etti: "Nusaybin yasaklarında tutuklandı. Bir yıl Midyat Cezaevi’nde kaldı daha sonra Patnos'a sürgün edildi. 3 yıldır cezaevinde bir kaç ay önce de Kayseri’ye sürgün edildi. 35 kiloya düşmüş. Onda kemik erimesi de var. Jiyan ve arkadaşlarının durumu çok kötü. Bir an önce bu tecridin kaldırılması gerekiyor. Bu baskıların sonlandırılmasını istiyoruz.
 
'3 ay iletişim cezası verildi'
 
En son kızımla konuştuğumda ona ‘kızım bu grevi bırakın’ dedim. O da bana ‘anne biz zaten her gün burada ölüyoruz’ diye cevap verdi. Konuşurken de sesi kötüydü. O telefondan sonra da kızıma 3 ay iletişim cezası verdiler. Ondan haber alamıyoruz avukatları ile de görüştürülmüyor. Şu an ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Çocuklarımızın ortaya koyduğu iradenin arkasındayız ve sonuna kadarda arkalarında olacağız. Biz çocuklarımız yaşasın istiyoruz. Onlar da ölmek değil yaşamak ve yaşatmak için direniyor. Güzel bir yaşam için direnen bu çocukları ne olursa olsun yaşatmamız gerekiyor.”