HDP'nin Diyarbakır kongresinde açlık grevleri öne çıktı
- 12:55 12 Mayıs 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - HDP Diyarbakır İl Örgütü, "Zulme karşı direniyoruz, kazanacağız" şiarı ile 2'nci Olağanüstü Kongresini gerçekleştirdi. Kongrede tecrit ve açlık grevlerine ilişkin mesajlar öne çıkarken, İmralı kapıları açılmadan barışın sağlanamayacağı vurgusu yapıldı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütü, "Zulme karşı direniyoruz, kazanacağız" şiarıyla Demirok Tesisleri'nde 2'nci Olağanüstü Kongresini gerçekleştirdi. Kongreye HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP Diyarbakır Milletvekilleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Selçuk Mızraklı, Bismil, Silvan, Bağlar, Yenişehir, Kayapınar belediye eşbaşkanları ve meclis üyeleri, tutsak yakınları ile yüzlerce yurttaş katıldı. Kongrenin gerçekleştiği salona, "Ortak vatan, demokratik Cumhuriyet", "Tecrit insanlık suçudur", "Barış tecrit edilemez", "Direniş ruhuyla genç kadınlar özgürleşiyor, tecridi kırıyor", "Mutlaka kazanacağız", "Kadınların direnişi ile başaracağız", "Onurlu yurttaşlık, onurlu yaşam", "Açlık öldürmez, sessizlik öldürür" ve "Leyla Güven onurumuzdur" yazılı pankartlar asıldı.
Kongrede beyaz tülbentler takıldı
Açlık grevlerine ve ölüm oruçlarına dikkat çekmek amacıyla kongreye katılan herkes beyaz tülbent taktı. Anneler günü olması nedeniyle tutsak anneleri yanlarında gül getirdi. Bunun yanı sıra üzerinde Leyla Güven'in fotoğrafının bulunduğu önlüklere ise polisler tarafından el konularak, salona alınmadı.
Kongre sloganlar ile başladı
Toplantı "Bijî berxwedana zindana", "Siyasi tutsaklar onurumuzdur", "Direne direne kazanacağız" ve "Leyla Güven onurumuzdur" sloganları ile başladı. Ardından demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşuna duruldu. Saygı duruşundan sonra divan secimi yapıldı. Divana seçilen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır Eşbaşkanı Garip Kandemir, açlık grevlerine selamlayarak, salonda bulunan tüm annelerin anneler gününü kutladı. Tüm faşist saldırılara rağmen annelerin direnişinden vazgeçmediğini söyleyen Garip, "Her yerde direnmeye ve annelerin yanında yer almaya devam edeceğiz. Taleplerimiz haklı taleplerdir ve talepler karşılanmadıkça geri adım atmayacağız" dedi.
'Barış istiyorsanız İmralı kapılarını açmalısınız'
Daha sonra HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktı. Sezai, bu topraklarda anne olmanın zor olduğuna söyleyerek, "Anneler bu zulmü teşhir ediyor. Bu zulme son vermek için, tecridi kırmak için, demokrasi getirmek için annelerimizin yanında olacağız. Ne mutlu ki böyle annelerimiz var" diyerek annelerin Anneler Günü'nü kutladı. İktidarın nefret politikalarını dayatmaya devam ettiğini belirten Sezai, "Bu coğrafya anneler, babalar evlat acısı yaşamaktan kora dönüştü. Biz artık çocuklarımızı toprağa vermek istemiyoruz. Bu yüzden direniyoruz. Leyla Güven bu yüzden direniyor. Selam olsun Leyla'ya ve yoldaşlarına" dedi.
Bu sırada salonda bulunanlar da "Leyla Güven rûmeta me ye" sloganları attı. Sezai, açlık grevlerinin artık kritik bir aşamada olduğuna dikkat çekerek, 3 vekillerinin de açlık grevinde olduğunu hatırlattı. Binlerce insanın savaşın bitmesi için direndiğini söyleyen Sezai, direnenlerin tek bir talebi olduğuna dikkat çekerek, "Bu talep de barışın muhatabı olan Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiği talebidir. Bu ülkede barış istiyorsanız İmralı kapılarını açmalısınız" diye belirtti.
'Faşizme geçit vermeyeceğiz'
Tecridin kaldırılması için çalınmadık kapı bırakmadıklarını ifade eden Sezai, bu tecridin biran önce sonlanması gerektiğini vurguladı. "Eğer bu ülkede savaşın sonlanmasını istiyorsak Leyla'nın ve tutsakların sesine güç katma zamanıdır" diyen Sezai, bugün yüzlerce parti yöneticilerinin, üyelerinin, belediye eşbaşkanlarının, vekillerinin cezaevinde olduğunu hatırlattı. OHAL düzenini ve faşizm rejimini kabul etmediklerini söyleyen Sezai, iktidara seslenerek "Biz faşizme geçit vermeyeceğiz" dedi. Belediyelerin yeni bir kayyım sistemi ile karşı karşıya olduğunu altını çizen Sezai, "Bizden hırsız çıkmaz, bizden onurlu bir mücadele yürütenler çıkar. Siz o X-Rayları kayyımlar çalıp çırparken o belediyelere yerleştirecektiniz. Kayyımlarınız milyonlar çalarken neredeydiniz" diye sordu.
Suriye'de de, Türkiye'de de demokratik çözümler istediklerini belirten Sezai, "Toplumsal uzlaşma için bir an önce adım atılsın ısrarlarımız bu yüzdendir. Türkiye bu kaostan artık kurtulsun. Yargının bağımsızlığı için bu parlamento artık inisiyatif almalıdır. Gazetecinin, öğretmenin, siyasetçinin, öğrencinin yeri cezaevi değildir. Toplumun barış içinde yaşayabileceği bir anayasa uygulansın" dedi.
'Tecrit kalkmadıkça susmayacağız'
Ardından tutsak annesi Nazime Yürek söz alarak kısa bir konuşma yaptı. 6 aydır açlık grevlerinin devam ettiğini ve Kürt halkının sessiz olduğunu söyleyen Nazime, sessizliğe tepki göstererek, "6 aydır biz neden uyuyorduk. Biz neden daha ilk günden kalkmadık ayağa. Niye gençlerimize sahip çıkmadık. Erdoğan'ın polisleri gibi para peşinde değiller. Kürt gençleri onurları için direniyorlar. Kürt gençleri verdikleri bedelin karşısında ne para alıyorlar, ne ev, ne de tırşık. Kürt gençleri canlarıyla bedel ödüyorlar. Bu topraklar için canını feda eden gençlerimize sahip çıkmalıyız. Ben vicdan azabı çekiyorum. Biz artık dayanamıyoruz. Biz ilk günden ses çıkarsaydık bugün bu grevler bu kadar uzamış olmazdı. İzin vermiyorlar çocuklarımız için sokakta slogan bile atalım. Çocuklarımızın kabul etmediği bu zulmü biz de kabul etmeyeceğiz. Tecrit çocuklarımızın üzerinden kalkmadıkça, annelerin üzerinden kalkmadıkça, köylerimizin üzerinden kalkmadıkça biz susmayacağız. Neden biz tecrit ediliyoruz. Neden Kürt annelerine bu zulüm yaşatılıyor" diye sordu.
'Biz onurlu gençler yetiştirdik, başımız dik'
Nazime, polislerin anneleri GBT'ye zorlandığına dikkat çekerek, "Eylem yaptığımızda kimliklerimize bakıyorlar. 'Niye bakıyorsunuz' diye sorduğumuzda 'Belki tutsak annesi değilsindir' diyorlar. Sizin kimliklerimize bakma hakkınız yok. Ben tutsak annesiyim diye değil, Kürt bir anneyim diye bugün sokağa çıkıyorum. Kimse benim kimliğime bakamaz. Ben Kürt gençlerine sahip çıkmak için sokağa çıkıyorum. Ben anneyim, ben tutsak annesiyim, ben Kürt annesiyim. Buradaki kimse üzülmesin, hiç bir anne üzülmesin. Biz bu topraklara her biri ateş parçası, her biri aslan gençler getirdik. Biz bu topraklara onurlu gençler getirdik. Biz onuru için canını veren gençler yetiştirdik. Başımız diktir, gururluyuz. Bu direnişi başlatan Leyla Güven'e de teşekkür ediyoruz" şeklinde konuştu.
Annenin konuşmasını salondakiler "Kürdistan faşizme mezar olacak" ve "Anneye uzanan eller kırılsın" sloganlarıyla destek vererek, ayakta alkışladı.
Ardından HDP Diyarbakır İl Örgütü'nün 1 yıllık faaliyet raporu okundu.