Gebze’deki anneler: Tecridin kalktığı günü 'Anneler Günü' ilan edeceğiz

  • 09:18 11 Mayıs 2019
  • Güncel

Safiye Alağaş

KOCAELİ - Tecride karşı açlık grevinde olan çocuklarının sesini duyurabilmek için Gebze Cezaevi önünde günlerdir nöbet eyleminde olan anneler, Anneler Günü’ne ilişkin duygularını, “Bizim için en büyük hediye tecridin kaldırılmasıdır. Tecridin kalktığı, İmralı yolunun açıldığı, bütün haklarının verildiği ve çocuklarımızın taleplerinin kabul edildiği gün bizim Anneler Günü’müz olacaktır. O günü kendimize özel olarak Anneler Günü ilan edeceğiz” sözleriyle dile getirdi. 
 
Her yıl Mayıs ayının ikinci pazarı Anneler Günü olarak kutlanır. Kürt anneler ise bu yıl Anneler Günü’ne direniş mücadele ve hüzünle giriyor. Türkiye ve bölge cezaevlerinde binlerce tutsak PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde. Çocukları açlık grevinde olan anneler ise onların seslerini ve taleplerini duyurmak için her gün cezaevleri önünde yapmak istediği oturma eylemi ise engelleniyor. Tüm engellere rağmen her gün cezaevleri önüne giden anneler, şiddete maruz bırakılıyor ve yerlerde sürükleniyor.  
 
Çocukları açlık grevinde olan annelerin ilk oturma eylemi Gebze M Tipi Kadın Kapalı Cezaevi önünde başladı. Anneler, engellense de gözaltına alınsa da eylemlerinde ısrarcı oldu. Bu ısrar tüm bölgeye ve Türkiye’nin birçok iline yayıldı. Anneler, baskı ve engellemelere rağmen her gün cezaevleri önünde oturma eylemlerini gerçekleştiriyor. 
 
‘Tecrit kalkarsa Anneler Günü’nü kutlarız’
 
Gebze Cezaevi önünde oturma eylemine ilk başlayan Zeynep Calıhan’a Anneler Günü’nü sorduğumuz anda gözleri doluyor. Zeynep, “Bana Anneler Günü’nü sorma. Anneler Günü’nü soracak halimiz var mı? Hangi Anneler Günü, Biz anneler gününde cezaevi önünde olacağız. Çocuklarımızın yaşaması için eylemde olacağız. Bizim için en güzel şey hediye tecridin kaldırılmasıdır. Tecrit kalkarsa çocuklarımız yaşar. Ama eğer tecrit kaldırılmazsa çocuklarımızın bedenleri erimeye devam edecek. Ben sana ne anlatayım. Görüyorsun işte halimizi. Biz Anneler Günü’nü kabul etmiyoruz. Ne zaman ki sayın Öcalan üzerindeki tecrit kalkarsa ondan sonrada biz anneler gününü kutlayacağız. Pazar günüde asla kutlamayacağız. Biz her gün Gebze Cezaevi önünde olacağız. Bizim için Anneler Günü yoktur. Ben on yıldır Anneler Günü’nü ne olduğunu bilmiyorum. Çünkü çocuklarım cezaevinde” diyor.
 
‘Bizim için en büyük hediye tecridin kaldırılmasıdır’
 
Gebze Cezaevi önünde direnen bir diğer anne Sultan Bozkurt duygularını şu sözlerle anlatıyor: “Açlık grevleri ölüm oruçlarına dönüştü. Bu bizim için çok ağır. Newroz günleri, bayramlar günleri bizim için çok ağırdır. Bizim bu günlerimiz cezaevleri önünde geçiyor. Bu yıl bizim için ağır ve kara yıldır. Çünkü çocuklarımız açlık grevinde. Durumları kritik aşamaya geldi. Gün gün eriyorlar. Her saat bizim için önemlidir. Anneler Günü içinde olsa sayın Öcalan üzerindeki tecridi kaldırsınlar. Çocuklarımız açlık grevini bitirsin. Bizim için en büyük hediye budur. Özgür günleri, başarının yakın olduğuna inanıyorum. Biz anneler çocuklarımız ile birlikte başarıyı elde edip özgür günler yaşayacağımıza inanıyorum.”
 
‘Yüreğim gitmek istemiyor’
 
Açlık grevinde olan Nihat Ekmez’in annesi Fehime Ekmez derin bir nefes alarak sözlerine başlıyor. Herkesin Anneler Günü’nü kutluyor. Fehime sözlerine şöyle devam ediyor: “Benim Anneler Günü’m yok. Benim günüm karadır. Derin bir yara var içimde. Huzursuzum. Bu yaşıma kadar hiç Anneler Günü kutlamadım. Çocuklarım bana sana hediye alalım dediklerinde ben hayır benim çocuğum cezaevinde ben hediye istemiyorum diyordum. Benim ömrüm böyle cezaevleri önünde geçti. 23 yıldır cezaevinde. Anneler günü bana zindan olmuş. Benim çocuklarımda benim gibi huzursuzlar. Ben oğlumun açlık grevinden olmasından dolayı pişman değilim. Neden açlık grevinde, neden cezaevinde demiyorum. Onunla gurur duyuyorum başım dik. Ancak bu tecrit onları ölüme doğru götürüyor. Benim evim Suruç’ta ben oraya gitmek istemiyorum. Eşim orada yalnızdır. Ama ben burayı bırakıp gidemiyorum. Cezaevi önünü bırakıp gidemiyorum. Yüreğim gitmek istemiyor. Anneler Günü için söyleyebileceğim bir şey yok. Benim öyle bir günüm yok. Beni mutlu edecek olan tek şey tecridin kaldırılması açlık grevlerinin son bulmasıdır. Cezaevlerinden tabutlar çıkmasın. Ben bunlarla mutlu olurum. Açlık grevleri bitmeden ben mutlu olamam. Huzurlu olamam.”
 
‘Her şeye rağmen bütün annelerin Anneler Günü’nü kutluyoruz’
 
Gebze Cezaevi önünde direnen bir diğer anne ise Hatice Söyler. Anneler Günü’nün aklına gelmediğini söyleyen Hatice, şunları dile getiriyor: “Biz sadece çocuklarımızın hayatını düşünüyoruz. Her gün cezaevi önüne gidiyoruz. Oradan geçince çocuklarımızın kokusu bize geliyor. Oradan geçtiğimiz zaman rahatlıyoruz biraz. Bu Anneler Günü bizim için buruk bir gün. Çocuklarımızın gün be gün bedenleri eriyor. Anneler Günü hiç aklımıza gelmiyor. Ama her şeye rağmen Leyla Güven başta olmak üzere bütün annelerin Anneler Günü’nü kutluyorum. Bizim içinde tecridin kalktığı, İmralı yolunun açıldığı, bütün haklarının verildiği ve çocuklarımızın taleplerinin kabul edildiği gün bizim Anneler Günü’müz olacaktır. O günü kendimize özel olarak Anneler Günü ilan edeceğiz.” 
 
‘Anneler Günü’nde cezaevi önündeyiz’
 
Anneler Günü’nde cezaevi önünde olacağını söyleyen Feride İldan ise,  “Orada bekleyeceğiz. Belki güzel bir gün alırız. Çocuklarımız ölüm orucunda. Ne zaman bize güzel bir haber geldi çocuklarımız açlık grevinde çıktı, biz günü kutlayacağız. Şuan bizim tek düşündüğümüz budur” diye belirtiyor. 
 
‘Tecrit kalksın, barış olsun’
 
Hanife Bayer ise Anneler Günü’nün kendisi için hiçbir anlam ifade etmediğini söylüyor. Hanife, ”Devletten sadece şunu istiyoruz; Çiçeklerimizi bize bağışlasın o yeter bize. Tecrit kalksın barış olsun. Hiç kimseye zarar gelmesin. Sayın Öcalan ile görüşme yapsınlar. Bu zulüm bitsin, başka bir şey istemiyoruz” diyor.