‘Kürt annelerine ne zaman Anneler Günü yaşattılar ki’

  • 09:02 10 Mayıs 2019
  • Güncel
Rengin Azizoğlu
 
DİYARBAKIR - Anneler Günü’ne çocukları olmadan giren annelerden biri de Gülistan Güven. İki çocuğu cezaevinde 1 Mart’tan bu yana açlık grevinde olan Gülistan, “Biz Kürt annelerine ne zaman Anneler Günü yaşattılar ki! Yıllar önce olduğu gibi şimdi de çocuklarımızın direnişinin yanındayız” dedi. 
 
Kürt anneleri, Anneler Günü’nü her yıl biraz daha buruk ama mücadele ile karşılıyor. Birçoğu çocuklarını kaybeden anneler, bugünü çocuklarının mezarı başında, cezaevi kapısında ya da yalnız geçirmek zorunda kalıyor. Anneler bu yıl da açlık grevindeki çocukları için sokaklarda direniyor. 
 
Yıllardır çocuklarının hasreti ile yaşayan annelerden biri de Gülistan Güven. Gülistan’ın hikayesi mücadeleyle geçen yaşamların bir özeti. Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Reşik köyünde doğan Gülistan, 5 yaşındayken annesini 2 yıl sonra da babasını kaybetti. 13 yaşında evlendirilen ve 12 çocuğu olan Gülistan’ın yaşamı yoksulluk, zorluk ve bir o kadar da mücadeleyle geçti. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999 tarihinde Türkiye’ye getirilmesi ise Gülistan için bir dönüm noktası oldu. Abdullah Öcalan’ın tutuklandığını duyunca soluğu Diyarbakır’da alan Gülistan, protesto amaçlı başlatılan açlık grevi eyleminde yer aldı. Evde küçük çocukları onu beklerken Gülistan, açlık grevi eylemine baskın yapan polisler tarafından gözaltına alındı ve 15 günlük gözaltı süresinden sonra serbest bırakıldı. Şimdi yaşı ilerlediği için mücadelede yer alamamanın burukluğunu yaşayan Gülistan’ın iki çocuğu tutsak ve 1 Mart’tan bu yana tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevi eyleminde. 
 
Mücadeleye geçen bir ömrün özeti 
 
Anneler Günü dolayısıyla kapısını çaldığımız Gülistan, kim olduğumuzu ve ziyaretimizin amacını öğrendikten sonra gözleri yaşlarla doldu, elleri titremeye başladı. Gözyaşlarını silerken bizi eve davet eden Gülistan, ziyaretimizle yaşadığı duygu dolu anları ise “Bu gördüğünüz yıllardır yaşadıklarımın yansıması” diye özetledi. 
 
Kendisini kısaca tanıtan Gülistan, daha sonra 1999 yılında yaşadıklarını şöyle anlatmaya başladı: “1999’da duydum ki önderlik Türkiye’ye getirilmiş, ben de haberi duyar duymaz Amed’e gittim. Onu özgürleştirmek için gidip diğer yoldaşlarımla mücadele ettim. Orada açlık grevine girdim. Biz açlık grevindeyken gözaltına alıp 15 gün gözaltında tutulduk. Ardından serbest bırakıldık. Çocuklarımız nasıl bugün açlık grevine girdiyse biz o zaman önderliğimiz için açlık grevine girdik. Cezaevindeyken çok işkence gördüm. Cezaevinden çıktıktan sonra durmadık Ankara’ya gittik. Benim çocuklarım o zaman çok küçüktü ben onları bırakıp Ankara’ya gittim. Korkmak aklıma bile gelmedi. Orada da neden geldiğimizi sordular biz de nedenini söyleyince darp ettiler. Sonra, ‘Öcalan senin önderin mi?’ diye sordular bende ‘evet önderimdir’ dedim.” 
 
İki çocuğu cezaevinde 
 
Devletin kendilerine yaşattığı bunca acı ve zulme rağmen asla pişman olmadığını söyleyen Gülistan, özgürlük mücadelesini yürüttüklerini dile getirdi. Gülistan, “Özgür olmadan zaten yaşayamazdık. Şimdi dönüp bakıyorum ‘iyi ki onurumuzdan taviz vermedik’ diyorum. Biz pişman olacak hiçbir şey yapmadık. Şimdi yaşlanmışım bir şey yapamıyorum ama tekrar bu dünyaya gelsem daha fazlasını yapar, daha fazla direnirdim. İnsanın cesareti olursa o cesaretin peşinden gider. Bu yol dar bir yoldur amacımız bu yolu genişletmek. İradem sayesinde ben bu yaşıma kadar geldim. Bir kızım ve oğlum cezaevinde. Onlar için de kendime iyi bakmalıyım” diye konuştu.  
 
Neredeyse her sene evlerine polis tarafından baskın yapıldığını kaydeden Gülistan, “Kapılarımızı kırıyorlar. İçerde kimin olup olmadığını soruyorlar. İçerde olanda eşim ve çocuklarımdır. En son geldiklerinde silahı kafama dayadı ‘sıkarım’ dedi. Bende ‘sık ne bekliyorsun’ diye cevap verdim. Eşimi de ‘senin evinde bir silah olsaydı görürdün seni öldürüyor muydum öldürmüyor muydum’ diye tehdit ettiler” ifadelerini kullandı.
 
44 saatlik yol işkencesi 
 
Kızı Sudan (44) ve oğlu Metin’in (48) yaşam mücadelesinin de kendi yaşam mücadelesine benzediğini ifade eden Gülistan, Sudan’ın çocukken ateş parçası gibi ve çok cesur olduğunu söyledi. Sudan’a 12 yıl ceza verildiğini belirten Gülistan, “Kürt olduğu için hapse girdi. HDP yöneticiliği yapıyordu. Onların yöneticileri kral oluyor bizimkileri de hapse atıyorlar. 4 yıl cezası kaldı. Ona ceza veren de FETÖ’cüydü. Cezaevinde kaldığı süre boyunca çok işkence gördü. İki yıl önce Elazığ Cezaevi’nde ayakta sayımı kabul etmedikleri için onlara saldırdılar. Sudan, ranzanın üzerinde olduğu için ayağından çekip yere fırlatıyorlar. 1 Mart’ta açlık grevine başladı ve greve başlamasıyla Elazığ’dan Alanya’ya sürgün edildi. 44 saatte Alanya’ya götürüldü. Çok fazla işkence ve hakaret edilmişti. Gittikten sonra da açlık grevine devam ettiği için 15 gün  hücreye konuldu” diye anlattı.  
 
‘Metin 90’larda da açlık grevine girdi’
 
Metin’in (48) 1992’de tutuklanıp müebbet ceza aldığını, birçok cezaevine sürgün edildiğini ve şu an Karabük Cezaevi’nde olduğunu aktaran Gülistan, “Oğlum PKK’ye katılmıştı. Ona hiçbir zaman kızmadım. Sonra tutuklandı. Diyarbakır’da kalıyordu ardından sonra Amasya’ya, sonra da Sincan’a sürgün ettiler. Şimdi de Karabük Cezaevi’nde. Cezaevinden çıkmasına 3 yıl kaldı. 95’te Diyarbakır Cezaevi’ndeyken de açlık grevine girdi. O zaman da işkence ve kötü muameleye maruz kaldılar. Görüşlerde anadilimizle konuşamıyorduk. Çocuklarımızın suratına bakıp çıkıyorduk. Dışarıdan onlara kıyafet yollayamıyorduk. Bu tür uygulamalara karşı açlık grevi başlattılar ve kazandılar. Metin şimdi de açlık grevinde. 1 Mart’ta açlık grevine başladı. Onlara işkence yapıyorlar, zulüm uyguluyorlar, hakaret ediyorlar. Eğer bir insan haksızlığa uğruyorsa ona destek olmak gerekir. Ben de çocuklarımı ruhumla, canımla destekliyorum” dedi.
 
‘Biz bu halayda yerimizi 30 yıl önce aldık’
 
Çocuklarının açlık grevine girdiğine hiç şaşırmadığına vurgu yapan Gülistan, “Biz korkmuyoruz. Şahsım adına ben korkmuyorum. Biz bu halayda yerimizi 30 yıl önce aldık ve 30 yıldır da bu halayı çekiyoruz. Çocuklarım, eşim ve ben cezaevine girdik işkence gördük fakat yine de hiçbir şey mücadelemize ve bize engel olmadı” diye belirtti.  
 
‘Bir gün bile huzur vermiyorlar bize’
 
Anneler Günü’nde yine çocuklarından ayrı olmasına değinen Gülistan, hislerini ve taleplerini şöyle paylaştı: “Çocuklarımız için özgürlük ve barış istiyoruz. Biz Kürt anneleri ne zaman Anneler Günü yaşayabildik ki şimdi yaşayalım. Cezaevi kapılarında, çocuklarımızın mezarları başında, çocuklarımız için endişelenerek, onları özleyerek geçiyor o gün de. Bir anne için mutluluk günü olması gerekirken, acılar günü oluyor. Bu günümüzde bile huzur vermiyorlar bize. Bizler sonuna kadar çocuklarımızın haklı talebinin arkasındayız.”