‘Çözüm isteniyorsa asıl muhataplarla görüşülmesi gerekiyor’

  • 09:11 9 Mayıs 2019
  • Güncel
İZMİR - Toplumsal muhalefetin 1996 ve 2000’lerdeki açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerini hatırlayarak, bu süreçte daha fazla ses çıkarması gerektiğini belirten SKM’li Satiye Ok, devlete de şu çağrıyı yaptı: “Devlet kabul etse de etmese de Kürt halkı Abdullah Öcalan’ı lider olarak görüyor. Savaşın son bulması ve ölümler olmaması için asıl muhataplarla görüşülmesi gerekiyor” dedi. 
 
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevine giren tutsaklara ses vermek amacıyla “Tecride son Leyla’ya ses ver” şiarıyla üçer günlük açlık grevi başlattı. Eylem, İstanbul ve Ankara’dan sonra İzmir’de devam ediyor. 3 günlük eylem süresince demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilere toplumsal duyarlılık yaratmak için ziyaretlerde bulunulacak. İzmir’den sonra kamuoyuna yapılacak çağrıyla eylem sonlandırılacak. 
 
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Satiye Ok, siyasi tutsakların yaşadığı sorunlara karşı farklı biçimlerde, tecrit kırılana ve tutsaklar özgür kalana dek ses vereceklerini aktardı. 
 
‘Toplumsal hafıza 96 ve 2000’i hatırlamalı’  
 
Bir tutsak yakını olarak devletin hukukunu işletmesi gerektiğini belirten Satiye, tutsakların insan onuruna yakışır bir muamele görmesi için topyekun mücadeleye çağırdı. Tüm toplumun tecrit altında olduğunu vurgulayan Satiye, “Kadınlar dört duvar arasına alınmaya çalışılıyor, Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) emekçilerin iş güvenliği elinden alınıyor, sokaklar kapatılmaya çalışılıyor. Aileler cezaevleri önünde coplanabiliyor. Bu baskının, zorbalığın kalkması için de toplumsal muhalefetin ses vermesi gerekiyor. Leyla’nın yaşayabilmesi için toplumun kendi hafızasını yenilemesi gerekir. 1996, 2000’lerde yeterli sahiplenme olsaydı tabutlar çıkmayacaktı. Toptan bir demokratik mücadele ekseninde direnişe sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi. 
 
‘Diyalog masasını devlet devirdi’
 
“Çözüm süreci” olarak adlandırılan dönemle beraber Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) toplumsal muhalefetin adresi haline geldiğini ve 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP iktidarının kaybettiğini belirten Satiye, Suruç Katliamı ile birlikte savaş politikalarına yeniden başlanarak, tecrit politikalarının yoğunlaştığını dile getirdi. 
 
Açlık grevlerinin bütün diyalog yollarının kapanması nedeniyle başlatıldığını ifade eden Satiye, “7 bin insanın önemli bir kesimi ölüme yaklaşıyor. Nasıl bir dayanışma içinde olacak halklarımız? Buradan sormalılar. Anayasayı, kendi hukukunu yeniden yürütmesini hatırlatabiliriz. İlle de Öcalan üzerinden sahiplenilmesi gerekmiyor. Bu annelerin cezaevleri önünde coplanmaması için annelerle dayanışma içinde olabilirler. Çocuklarının olası bir durumla karşı karşıya gelmemeleri için meşru eylem hattına girmeliler” diye konuştu. 
 
‘Devlet kabul etmese de Abdullah Öcalan Kürt halkı için liderdir’
 
Kürt özgürlük hareketinin ve konunun asıl muhataplarının görüştüğü bir dönemde kanın akmadığını hatırlatan Satiye, şöyle dedi: “Devlet ister kabul etsin ister etmesin Kürt halkı Abdullah Öcalan’ı lideri olarak görüyor. O dönem devlet de Cumhurbaşkanı da demişti ‘amaç akan kanın önüne geçilmesidir.’ Bu tek başına çözmez elbette. Kürt hareketini ya da bu toplumdaki ezilen toplumsal muhalefeti muhatap almazsa bu sorunlar bitmez.”