HDK: YSK darbesine karşı demokrasi için birleşmeye çağırıyoruz

  • 10:47 8 Mayıs 2019
  • Güncel
HABER MERKEZİ - HDK, YSK’nin İstanbul seçimlerinin yenilenmesi yönünde verdiği karara ilişkin yaptığı açıklamada, “Tüm halkımızı YSK darbesine karşı meşru demokratik direniş hakkını kullanmaya, faşizme karşı özgürlük ve demokrasi için birleşmeye çağırıyoruz” dedi. 
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 31 Mart yerel seçimlerinde, CHP’li aday Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin AKP-MHP ittifakının Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yaptığı başvurusu sonucunda seçimlerin yenilenmesi kararına ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada, YSK’nin bir ayı aşkın bir süre önce gerçekleşen seçimleri yenileme kararının halkın iradesine yönelik bir darbe olduğu ve bu kararın meşru olmadığı belirtildi. 
 
Açıklamada, şu sözlere yer verildi: 
 
“Kürdistan'da halk iradesine kayyım atanması, şaibeli seçim sonuçlarının normalleştirilmesi, kazanan belediye başkan ve üyelerini tanımayarak ikinci gelen partiye mazbataların verilmesi YSK eliyle gerçekleşmiştir. YSK iktidarın darbe aparatına dönüşmüştür. YSK'nın bu kararı, HDP'nin Kürdistan'da kazanma, Batı'da kaybettirme ve faşizmi geriletme politikasının başarısı karşısında AKP-MHP rejiminin başvurduğu manevra ve manipülasyonların şimdilik sonuncusudur.
 
‘YSK tarafsız ve adil bir seçim süreci yürütemez’
 
Seçim adalet ve güvenliğinin güvence altına alınması, hak gasplarına yol açan kararların iptal edilmesi, mevcut YSK dağıtılıp bağımsız bir kurul olarak yeniden ihdas edilmeden olanaklı değildir. Özgür seçim ortamı sağlanmadan, seçmenler ve muhalif partiler üzerindeki baskılar son bulmadan, demokratik ve eşit bir seçim ortamından bahsedilemez. AKP- MHP faşist ittifakının güdümündeki YSK, tarafsız ve adil bir seçim süreci yürütemez. 
 
Dün, Kürdistan'da belediyelere, sandıklara el koyan AKP'ye açık bir tutum alınmaması, kayyum politikalarına sessiz ve seyirci kalınması,  bugün İstanbul'da seçimlerinin iptal edilmesini ve halk iradesinin gaspını kolaylaştırmıştır. O gün hep birlikte daha yüksek bir ses çıkarılsaydı, İstanbul seçimlerine darbe yapmaya cesaret edilemezdi.” 
 
‘HDP’ye yönelik karalama kampanyaları maksatlıdır’
 
Açıklamada, tecride karşı DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in ve binlerce tutsağın aylardır açlık grevinde olduğu ve 30 Nisan’da 15 tutsağın ölüm orucuna başladığı hatırlatılarak, “Çocuklarının dirhem dirhem erimesini kabul etmeyen anneler, tüm baskı ve işkencelere rağmen dışarda, direniştedir. İşte bu direniş, 8 yıldan sonra avukatların İmralı'daki görüşme kapısını açmıştır. HDP’nin Türkiye halklarına ve demokratik mücadeleye katkıları da, kendisine, bileşenlerine ve Kürt halkına reva görülen katliamlar ve siyasal operasyonlar da ortada iken, beyaz tülbentleriyle çocuklarının yaşam hakkı için mücadele eden annelere yönelik saldırıların ardı arkası kesilmiyorken, Öcalan’ın en doğal hakkı olan avukat görüşünü yapmış olması üzerinden HDP’ye yönelik karalama kampanyaları düzenlenmek, insafsızca olduğu gibi maksatlıdır da. AKP-MHP ittifakının, muhalefetin toplumsal tabanındaki yakınlaşmayı bölme çabasının bir başka tezahürüdür. Bu dilden bir an önce vazgeçilmelidir. Bunun yerine anaların direnişine ses verilmelidir. Bir defalık değil düzenli aile ve avukat görüşmesinin sağlanması bir temel hakkın tanınması ve toplumsal muhalefetin başarısı olacaktır” ifadeleri kullanıldı.
 
‘Halkın iradesini tanımayana karşı isyan etmek haktır’
 
“YSK kararını gayri meşru ve darbeci ilan ediyoruz” denilen açıklamada, “Bugün halkın iradesini tanımayan bu karara karşı direnmek, isyan etmek haktır. 6 Mayıs akşamından başlayarak halkın hukuksuzluğa karşı sürdürdüğü direniş meşrudur. Yaratıcılığıyla, çoğulculuğuyla Gezi ruhu adeta yeniden İstanbul sokaklarında dolaşmaktadır. Sömürü ve zorbalığın türlü görünümlerine, açlığa, yoksulluğa, çalışırken ölmeye, KHK zulmüne, erkek şiddetine, ayrımcılığa, 5 Nisan 2015’den beri süren mutlak tecride, savaşa karşı yükselen itirazlar da bu meşru, demokratik direnişle buluştukça büyüyen bir ortak toplumsal alana kavuşacak, direnişse tekelci medyanın, etkisiz kılınan parlamentonun, talimatla yönetilen yargının kapılarından geçemeyen taleplerin forumuna dönüştükçe, çürüyen kurumların karşısında yeni bir meşruiyet kaynağı olarak güçlenecektir. Halklarımız yeni bir demokrasi ve yeni bir yaşama ihtiyaç duyarken, evde, sokakta, işyerinde, okulda, mümkün olan tüm demokratik kanallardan hayatın tüm veçhelerini içine alan bir halk direnişi, darbeyi boşa çıkartacak ve iradesine sahip çıkacaktır” diye kaydedildi. 
 
Açıklamada son olarak,  “Tüm halkımızı YSK darbesine karşı meşru demokratik direniş hakkını kullanmaya, faşizme karşı özgürlük ve demokrasi için birleşmeye çağırıyoruz” denildi.