Kaygılar artıyor: Talepler için harekete geçilmeli

  • 09:08 6 Mayıs 2019
  • Güncel
Gülistan Azak
 
DİYARBAKIR - Patnos Cezaevi’nde bulunan ve 1 Mart’tan bu yana süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemini sürdüren kardeşi Şafi Kayıhan’ın ve arkadaşlarının sağlık durumunun kötüleştiğini belirten Sezen Kayıhan Dere, hükümete eylemcilerin meşru ve hukuki talebi için harekete geçme çağrısında bulundu.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevi eylemi 1 Mart itibari ile tüm cezaevlerine yayıldı. Tecride karşı eylemini sürdüren 7 bini aşkın tutsaklardan biri de 10 yıldır tutsak olan ve şuan Ağrı Patnos Cezaevi’nde bulunan 30 yaşındaki Şafi Kayıhan. Şafi, süresiz-dönüşümlü olarak başladığı açlık grevi eylemini 1 Mart itibariyle süresiz-dönüşümsüze dönüştürdü.
 
Kardeşinin çevresi tarafından sevilen, sayılan biri olduğunu belirten Sezen Kayıhan Dere, Nisan ayında gerçekleştirdiği açık görüşte tutsakların sağlık durumunun kötüleştiğini gözlemlediğini aktardı.
 
‘Zaman geçtikçe kaygımız artıyor’
 
Haftalık olağan telefon görüşlerini iple çektiğini belirten Sezen, aramanın gecikmesi halinde ise ciddi kaygı ve endişeye kapıldıklarını belirtti. Sezen, “Geçtiğimiz Salı günü aramasını bekliyorduk. Her telefon görüşü olan sabah saatlerinde aramayınca o kadar çok korktuk ki, endişelenip cezaevini aradık. Cezaevini defalarca arayıp ulaşamayınca endişemiz daha fazla arttı. Ardından Valiliği aradım ama o da meşguldü, telefon düşmüyordu. Saatlerce cezaevini aradım, sonunda ulaştığım cezaevinden telefonlarla ilgili bir problemin yaşandığını söylediler. Evde kendilerinden gelecek aramayı beklerken yaşadığımız endişemizi kaygımızı anlatamam. Bu kaygı her geçen gün daha da artıyor” dedi.
 
‘Bizleri endişelendiren sessizlik’
 
Sezen, Şafi’nin görüşlerde kendilerine iyi olmaları konusunda telkinlerde bulunduğunu ancak bu telkinlerin süreçten kaynaklı kaygılarını gideremediğini söyledi. Sezen, “Evet haklı bir davanın peşindeler. Kendi iradesi buna saygı duyuyoruz. Bizleri endişelendiren bu iradeye yönelik sessizliktir. Bunca kişi aç kalıyor, adım adım ölüme yaklaşıyor ama bu durumu görmeyenler var. Bu durumun dile getirilmesine izin verilmiyor. Ne olacak peki, söyleyin nasıl endişelenmeyelim?“ diye sordu.
 
‘Açlık grevi eylemi kararının yanındayız’
 
Şafi’nin önceki süreçlerde birçok defa açlık grevi eylemine girdiğini belirten Sezen, bu açlık grevi eyleminin öncekilerden farklı olduğunu ifade etti. Sezen, Şafi’nin açlık grevi eylemine başladığını öğrendiği ana ilişkin duygularını ise şu sözlerle dile getirdi: “Eşim, annem ve yeğenimle Şubat ayı açık görüşüne gittik. Her açık görüşte tutsaklar tarafından görüşçüler için getirilen ikramların olmadığını gördük. Hiçbir tutsak ikramlık getirmemişti. Bu durumun nedeni sormadan Şafi bize kimi arkadaşlarının açlık grevi eylemine başladığını ve bu nedenle yiyecek ve içecek getirmediğini söyledi. Annem üzülmesin diye o an için kendisinin de açlık grevine başlayıp başlamadığını soramadım. Sadece bakıştık. Ona soramasam da bakışlarından açlık grevine başladığını anlayabiliyordum. Çünkü kardeşim tez canlı biriydi ve bu eylemi başlattığını tahmin ediyordum. Ertesi hafta telefon görüşünde aradığında kendisine açlık grevi eyleminde olup olmadığını sordum ve eylemde olduğunu öğrendim. Kararına saygı duyuyorum. Yanında olmaya devam edeceğim” dedi.
 
‘Kişiliğiyle hayranlık uyandıran biriydi’
 
Açlık grevi eyleminde olan kardeşini cezaevi görüşü sonrası bırakıp çıkmakta zorlandığını dile getiren Sezen, cezaevi görüşünde kardeşine hissettirmese de bu duruma çok üzüldüğünü kaydetti. Şafi’nin çocukluğundan bu yana sahip olduğu kişilik ve karakteri ile çevresinde sevilen biri olduğunu belirten Sezen, ataerkil bir çevrede büyümelerine rağmen Şafi’nin eşitlikçi kişilik özelliğinin herkeste hayranlık uyandırdığını kaydetti. Şafi’nin henüz 20 yaşındayken tutuklandığını ve cezaevindeyken iki kardeşinin yaşamını yitirdiğini öğrendiğini belirten Sezen, buna rağmen kendilerine moral verenin her zaman  Şafi’nin olduğunu söyledi.
 
‘Biraz empati!’
 
“Evde yemek pişirirken kendimizden utanıyoruz” diyen Sezen, daha fazla kayıp yaşanmadan talebin yerine getirilmesini istedi. Sezen, şöyle devam etti: “Biz tutsak yakınları evlerimizde yemek yapamaz durumdayız. İnsanların en azından biraz empati yapmasını bekliyoruz. Tutsakların direnişini görmemekte ısrar edenleri anlamak gerçekten zor. Tecridi protesto etmek için yaşamlarını sonlandıranları biran için anımsayalım lütfen. Tutsak yakınları artık cezaevlerinde ölümlerin yaşanmasını istemiyoruz.  Talepleri gerçekleştirilmeyecek denli zor değil. Eylemcilerin talepleri ölümler artmadan karşılanmalı. Yaşam haklarına sahip çıkalım. Onların sesi olalım.”