Tutsak annesi İpek Aslan: Artık saklanmayın evlerde

  • 09:10 5 Mayıs 2019
  • Güncel
Rengin Azizoğlu
 
DİYARBAKIR - Tecride karşı 1 Mart’ta açlık grevine başlayan tutsak Murat Aslan’ın annesi İpek Aslan, “7 bin tutsağın annesiyim, her birinin acısı, her birinin hüznü bir başka acıtıyor canımızı” diyerek, tecridin son bulması gerektiğinin altını çizdi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in eylemi 179’uncu gününde sürerken 7 bini aşkın tutsak 1 Mart'ta aynı taleple açlık grevine başladı. 24 Kasım 1997'de Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde doğan Murat Aslan da 1 Mart'ta açlık grevine giren tutsaklar arasında. Hakkında açılan bir dava sonucu yalnızca tanık ifadelerine dayanılarak 9 yıl 6 ay ceza verilen Murat açlık grevini Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde sürdürüyor.
 
'Ayaklarıyla başını ezdiler'
 
Murat'ın annesi İpek Aslan oğlunun tek suçunun Kürt olmak ve Kürtçe konuşmak olduğunu belirterek evlerinin basıldığı akşamı anlatarak konuşmasına başladı. İpek yaşananları şu şekilde anlattı: "Sabahın köründe kapıyı kırıp içeri girdiler. Arama yaparlarken küçük kızım korkudan havale geçirdi. Kimin derdine yanacağıma şaşırdım. Murat evde değildi o an. Dilim tutmaz oldu. Kızımı o gece hastaneye kaldırdık. Sonradan öğrendik ki amcasının dükkanına da baskın yapılmış. Murat’ı orda görüp işkence etmişler. Görenler oğlumu dövüp yere attıklarını ayaklarıyla başını ezdiklerini söyledi. Öylece Silvan karakoluna götürülmüş. Her gün doktora getirip götürüyorlardı işkenceden dolayı başında zedelenme olmuş. Tam olarak iyileşmemesine rağmen tedaviye devam edilmedi."
 
'Kürtçe konuşacaksan cezasını da çekeceksin'
 
İpek, 8 kişinin Murat'ın üzerine ifade verdiğine dair iddiaları olduğunu kaydederek, ifade verenlerin kim olduğunu bile bilmediklerini söyledi. İpek, "Yalnızca ifadelere dayanarak Murat'a 9 yıl 6 ay ceza verdiler. 2 yıl 5 aydır Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde. Murat mahkemesinde savunmasını Kürtçe yaptı diye cezasını artırdılar. Hakim ona 'Liseyi çok büyük başarıyla bitirmişsin neden Türkçe konuşuyorsun' diye sordu. Murat'ta 'Kürtçe benim anadilim ve anadilimle savunmamı yapacağım' dedi. Hakim de bunun üzerine 'Kürtçe konuşacaksan cezasını da çekeceksin' dedi" ifadelerini kullandı. 
 
'Onu görünce yüreğim parçalanıyor'
 
Murat'ın 1 Mart'tan itibaren süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine başladığını söyleyen İpek, oğlunun durumunun iyi olmadığını belirtti. İpek, "Görüşmelerine gittiğimizde elinden geldikçe belli etmemeye çalışıyordu durumunu ama görüyorduk onu iyi değildi. Çok kilo kaybetmiş, gözleri çukurlaşmıştı. Bunlara rağmen her seferinde o bize moral veriyor ve bizi güçlendiriyordu. Onu görünce yüreğim parçalanıyor onun kadar güçlü olamıyorum, tutamıyorum gözyaşlarımı. Maddi yetersizlikten dolayı oğlumun ziyaretine sık sık gidemiyordum ama şimdi grevde olduğu için her hafta gitmeye gayret gösteriyorum. Cezaevinde ona yardımcı olması için kardeşini okuldan aldık. Abisi için çalışıyor. Hem ev hem cezaevi çok zor oluyor. 3 yıldır kirayı bile ödeme gücümüz yok" dedi.
 
'Artık saklanmayın evlerde'
 
Oğlunun açlık grevine girdiği haberini aldığından beri içtiği suyun bile boğazında kaldığını dile getiren İpek, "Evde yemek pişmiyor artık. O orada açken biz de yiyemiyoruz. 7 bin tutuklunun annesiyim, her birinin acısı, her birinin hüznü bir başka acıtıyor canımızı. Ölüm haberleri geldikçe tedirgin oluyoruz, korkuyoruz. Bu durumun sorumluları artık durmalı. Öcalan'ın da ailesiyle görüşme hakkı var. Murat direnişlerinin yeterli olmadığını, halkın da ayaklanması gerektiğini söylüyor. Artık bir çözüm yolu bulunmalı ve tecrit son bulmalı. Herkesin birlikte kalkıp bu direnişe ses vermesi gerekiyor. Artık saklanmayın evlerde. Yeter demenin zamanı geldi. Murat yemek için çok çektirdi bana her yemeği yemezdi. Her gün içli köfte olsa hayır demezdi. Ama şimdi kendi iradesiyle hiçbir şey yemiyor. Oğlum aç şimdi. Ben nasıl kaldırabilirim?" diye konuştu.