
TJA: Beyaz tülbentlerin vicdanına ses ver!
- 11:02 4 Mayıs 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - TJA, açlık grevleri için alanlara çıkan ve polis saldırısına maruz kalan tutsak annelerine ilişkin açıklama yayınlayarak, “Barışın, yaşamın, emeğin sahibi bu kutsal kadının ayaklarının altında duran yaşam ırmağı önüne çekilecek hiçbir bent ayakta kalamaz. Anaya saldırmak, toplumsal birlikteliğe saldırmak, bir ülkeyi hançerlemek, kendine ihanet etmektir” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in tecride karşı 8 Kasım 2018’de tutsak bulunduğu cezaevinde başlattığı açlık grevi, tahliye edilmesinin ardından evinde 178’inci gününde sürüyor. Leyla’nın eylemi yurtiçi ve yurtdışında yankı bulurken, açlık grevi eylemlerini bir üst aşamaya taşıyan 15 tutsak, ölüm orucunun 5’inci gününde. Açlık grevlerine karşı ise tutsak yakınlarının tepkisi büyüyerek devam ediyor. Diyarbakır, Mardin, Gebze, Bakırköy’de tutsak annelerinin yaptığı protesto eylemlerine polis saldırısı sürüyor. Annelerin polis işkencesine maruz kalmasına karşı Tevgera Jinên Azad (TJA), yazılı açıklama yayınladı. TJA, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Leyla Güven öncülüğünde başlamış olan daha sonra cezaevlerinde ve dışarıda da yayılan açlık grevi eylemlerinin daha da büyük bir eylemselliğe dönüştüğünün altını çizdi.
TJA açıklamanın devamında şunları kaydetti:
“Aylardır dönüşümsüz süresiz açlık grevi eylemlerini sürdüren15 siyasi tutsağın ölüm orucuna başlamasının üzerinden 5 gün geçmiştir. Artık günlerin ötesinde her geçen saatin, dakikanın bedenler üzerinde geri dönülemez bir noktaya ulaştığı, her anın bizlere büyük sorumluluklar yüklediği bir zaman diliminden geçiyoruz. Leyla arkadaşımız şahsında karanlığa karşı kadın öncülüğünde gelişen bu çığlık, bugün analarımızın beyaz tülbentleriyle vicdanları paramparça eden bir direniş yürüyüşüne dönüşmüştür.
‘Analara saldırı kutsal olana saldırıdır’
Çocuklarının eriyen bedenleri karşısında erkek egemen devlete karşı yüreklerinin son çığlıyla haykıran anaların sesi, Gebze’de ya da Amed Koşuyolu’nda itilerek, tekme, tokat atılarak susturulamaz. Anaların önünde durmak onlara şiddet uygulamak bugüne kadar insanlığın açığa çıkardığı tüm değerlere ve en kutsal olana saldırıdır. İster kolluk gücü olsun ister bunu yapan erkek egemen zihiyetinde bir kadın olsun elini uzattığı yaşamın kaynağı, varlığın nedenidir. Barışın, yaşamın, emeğin sahibi bu kutsal kadının ayaklarının altında duran yaşam ırmağı önüne çekilecek hiçbir bent ayakta kalamaz. Anaya saldırmak, toplumsal birlikteliğe saldırmak, bir ülkeyi hançerlemek, kendine ihanet etmektir. Bunu unutanlar ve bugün yarattıkları o vahşi canavarın gölgesine sığınanlar bilmelidirler ki anaların önünde yürüdüğü hiçbir mücadele şimdiye kadar yenilmemiştir.
‘Tüm kesimler analar etrafında kenetlenmeli’
TJA olarak, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kırılması için bedenlerini ölüme yatıran açlık grevi ve ölüm orucu direnişçilerinin taleplerinin karşılanması, evrensel hukukun ve mevcut yasaların bu konuda derhal işletilmesi, olabilecek ölümlerin durdurulması için başta kadınlar olmak üzere tüm halkımızı ve demokrasi güçlerini, anaların ve ailelerin etrafında kenetlenmeye direnişi büyütmeye ve faşizme dur demeye çağırıyoruz.”