
‘Her zaman söyledik yine söylüyoruz; Berxwedan jiyane’
- 09:01 4 Mayıs 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - İki oğlu da 1 Mart’tan itibaren açlık grevinde olan Hanım İlkar, görüşe gidip çocuklarını gördüğünde çok gururlandığını ama cezaevinden çıktığı andan itibaren bir hüzün çöktüğünü belirterek, “Biz geri adım atmayacağız. Başarı çocuklarımızın olacaktır. Her zaman söyledik yine söylüyoruz; Berxwedan jiyane” diye konuştu.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in başlattığı açlık grevi 178’inci gününde sürerken, 1 Mart'tan itibaren ise tüm cezaevlerinin eyleme dahil olmasıyla 7 bini aşkın tutsak açlık grevine devam ediyor. 15 tutsak ise eylemini bir üst aşamaya taşıyarak 30 Nisan’da ölüm orucuna başladı.
Seyfettin ve Azad İlkar kardeşler de,1 Mart’tan itibaren açlık grevine giren tutsaklar arasında. Kardeşlerden Seyfettin İlkar Bandırma Cezaevi’nde, Azad İlkar ise Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde eylemlerini 65’inci gününde sürdürüyor.
‘Hiçbir suçları yokken bunlar niye yapıldı?’
Anne Hanım İlkar, oğullarının tutuklanışını şöyle anlattı: “Azad bir akşam eve gelirken yolda TOMA onu durduruyor ve alıyorlar. Sabah öğrenince dedik ‘zaten askerden yeni gelmiş, onu bırakırlar bir suçu yoktur.’ Zaman geçtikçe duruşmalar ertelendi. Sonrasında hakkında müebbet istendi. Hiçbir suçu yokken bunlar niye yapıldı bilmiyorum. Öğrendik ki üzerine ifade verilmiş ama bilmediğimiz kişilerden yalan ifadeler. Dilekçe verdikten sonra müebbet cezası bozuldu ama ne kadar ceza alır bilmiyoruz. Seyfettin ise Mustafa Malçok’un bedenini ateşe verdiğini öğrenince ‘Arkadaşımdır cenazesine gideceğim’ dedi. Bağlar’da Mustafa’nın cenazesini defnettikleri sırada polis onlara gaz ve tazyikli suyla saldırarak gözaltına almış. O olay sonrası tutuklandı ve 4 buçuk yıl Diyarbakır’da cezaevinde kaldı. Sonra Edirne Cezaevi’ne sürgün ettiler, orada da 2 yıl kaldı. Selahattin Demirtaş’ı tutuklayıp oraya götürünce oğlumu adlilerin içine aldılar. Arkadaşları tekrar koğuşuna dönsün diye direniş gerçekleştirdi ama Seyfettin, Bandırma’ya sürgün edildi. 9 yıldır cezaevinde olan oğlumun infazını yaktıkları için 5 sene daha cezaevinde kalacak. Şimdi ikisi de bedenini ölüme yatırdı.”
‘Onları görünce çok gururlanıyoruz’
Çocuklarının açlık grevine gireceğini görüşte öğrendiğini dile getiren Hanım, kararlarının sonuna kadar arkasında olduğunu vurguladı. Hanım, “Tutsakların her biri ‘Önderliğimiz ve halkımız için sonuna kadar direneceğiz ve açlık grevini bırakmayacağız’ dedi. Biz de onlara başarı diledik ve her zaman arkalarında olduğumuzu, kendilerini desteklediğimiz söyledik. Tutsaklar çok haklı taleplerden dolayı açlık grevindeler. Onları görünce çok gururlanıyoruz ama cezaevinden çıkınca içimize bir hüzün çöküyor. Evde yemek yapamıyoruz, boğazımızdan bir lokma geçmiyor. Yeter artık” diye konuştu.
‘Almaları gereken sıvı verilmiyor’
Çocuklarının durumunun hiç iyi olmadığını belirten Hanım, en temel ihtiyaçlarının bile karşılanmadığını söyledi. Hanım, “Almaları gereken sıvı, meyve suyu, limon verilmiyor. Keyfi olarak şeker bile vermedikleri zamanlar oluyor. Durumlarını sorduğumda ilk gruptan olan Serdar ve Ekrem’in durumlarının çok kötü olduğunu söylüyorlar. Kendi paralarıyla aldıkları vitaminler dahi verilmiyormuş. Azad görüşe çıkınca kapıya kadar biri getirdi ama getiren kapıda bıraktı. Azad yanıma gelene kadar zorla kendini sandalyeye attı. Gözleri çukura kaçmış, el tırnakları simsiyah olmuş. Konuşamıyor nefesi kesiliyor” ifadelerini kullandı.
‘Başarı çocuklarımızın olacaktır’
Emine Erdoğan’a çağrı yapan Hanım, şöyle devam etti: “Sesim ilk olarak Emine Erdoğan’a gitsin, kendini bizim yerimize koysun. Onun da çocukları var. Çocukları hele bir hafta yemek yemesin bak nasıl oluyor. Cezaevlerine gidiyoruz bize saldırıyorlar. D Tipi’nin önüne gittik, ‘eylem yapacağız’ dedik. Daha arabadan inmeden yüzlerce polis etrafımızı sardı. Sanki ne yapacağız? Dönem evde oturma dönemi değildir. Sesimiz duyulsun. İnsanım diyen, hak taraftarıyım diyen herkes kendilerini bizim yerimize koysun. Onların çocukları açken, ölüyorken yerlerinde duracaklarsa söz biz de ses etmeyeceğiz. Bize ne ile saldırırlarsa saldırsınlar, biz geri adım atmayacağız. Başarı çocuklarımızın olacaktır. Her zaman söyledik yine söylüyoruz; Berxwedan jiyane (Yaşamak direnmektir)”