Açlık grevindeki tutsak Esma Başkale: Kaostan çıkmanın tek yolu tecridin kırılması

  • 09:01 3 Mayıs 2019
  • Güncel
Beritan Canözer
 
DİYARBAKIR - Bakırköy Kadın Cezaevi’nde 139 gündür açlık grevinde olan Esma Başkale, sessizliğin ölüm getireceğini vurgulayarak, “Yalnızca bizim direnmemizle değil, topyekûn tüm halkların direnişiyle kırılacaktır bu tecrit. Bu sorumluluk yalnızca ailelerin omuzlarına bırakılmamalıdır, yanların duralım ve direnişlerini büyütelim. Halkımızın direnişiyle mücadelemizi yükselteceğiz” mesajını verdi.
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde başlattığı ve tahliyesi ardından evinde sürdürdüğü açlık grevi 177’nci gününe girdi. Aynı taleple farklı cezaevlerinde farklı tarihlerde binlerce tutsak açlık grevine başladı. İlk grubun başlattığı eylem ise 139’uncu gününde devam ediyor. 
 
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsaklardan Esma Başkale, 16 Aralık 2018 tarihinden bu yana açlık grevinde. 19 kilo veren Esma’nın sağlık sorunları yaşadığı belirtildi. Ailesi, Esma’nın ve açlık grevinde olan diğer kadın tutsakların yürümekte zorlandığını, tansiyon ve şeker sorunu yaşadıklarını aktardı. Kız kardeşi Melek, tutsakların yaşadıkları sorunları şöyle anlattı: “Esma, Belgin, Zozan açlık grevine giren ilk gruptalar ve çok kilo kaybı yaşadılar. Belgin yaklaşık 35 kiloya düştü, sağlık sorunları yaşıyor. Esma 19 kilo verdi, en son Pazartesi günü gittim görüşe yürümekte ve konuşmakta zorlanıyordu ama morali yüksekti. Umutluydu ve özellikle ailelere çok selamları vardı. Bir de ‘direnişimiz zaferle taçlanacak’ dedi. Biz de aileler olarak bir an önce seslerine ses verilmesini istiyoruz.”
 
‘Sessizlik ölüm getirir’
 
Esma ile son yapılan telefon görüşmesinde ise, açlık grevi eylemlerini sonuna kadar sürdürme kararlılığı vurgulandı. Esma, yapılan telefon görüşmesinde “Ne olursa olsun geri adım atılmayacak. Biz inanarak başladık, başaracağımızı biliyoruz. Tecrit bir bütün tüm halklara, Ortadoğu’ya uygulanıyor. Tecrit devam ettiği sürece bu ülkede savaş ve çatışmalar konuşulacak. Biz Kürt gençleri olarak Önderimiz Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için bedel ödemeye hazırız. Halkımız da bunu çok iyi bilsin. Sessizlik ölüm getirir. Biz bedel ödemekten kaçmıyoruz ama eğer bu sessizlik devam ederse tecrit de kaldırılmayacaktır. Yalnızca bizim direnmemizle değil, topyekûn tüm halkların direnişiyle kırılacaktır bu tecrit. Bu sorumluluk yalnızca ailelerin omuzlarına bırakılmamalıdır, yanlarında duralım ve direnişlerini büyütelim. Halkımızın direnişiyle mücadelemizi yükselteceğiz” ifadelerini kullandı.
 
‘Tek yol tecridin kırılmasıdır’
 
Tecrit özellikle Kürt illerinde açık bir şekilde uygulanmak istendi. Kürt çocuklarının yaşamı, geleceği tecrit edildi. Cezaevlerinde bulunan insanların sayısı özgür insanların sayısından daha fazla. Binlerce genç şu an cezaevlerindedir. Böyle bir ülkede halkın umudunu diri tutacak tek şey tecridin kırılmasıdır. Kaostan çıkmanın tek yolu tecridin kırılmasıdır. Bunu tüm halkın sahiplendiğini de görüyoruz. Hiç tanımadığımız insanlardan mektuplar alıyoruz ve büyük moral alıyoruz. Bu nedenle inancımız var. Tek yapılması gereken halkın içindeki öfkeyi ve inancı sokağa çıkarabilmesidir.”