
‘Çok geç olmadan yaşama ses olun’
- 14:19 2 Mayıs 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - Açlık grevlerine ilişkin açıklama yapan Emek ve Demokrasi Platformu, hükümete ve topluma seslenerek, “Bir an önce toplum vicdanında onarılmaz yaralar açacak süreci ortadan kaldırın. Annelerin çığlığını bu toplumun vicdanıdır artık ses verin çok geç olmadan yaşama ses olun adım atın” çağrısında bulundu.
Emek ve Demokrasi Platformu, Eğitim-Sen 1 No’lu Şube’de açlık grevlerine ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamanın yapıldığı salona “Ölüme karşı yaşamı savunuyoruz” yazılı pankart asıldı. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy Tekdemir ve çok sayıda emekçinin katıldığı açıklamada Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Bölge Temsilcisi Mehmet Şirin Gürbüz konuştu.
‘Açlık grevleri dalga dalga yayılmaya başladı’
Mehmet, son 4 yıldır ülkenin kaos ile yönetildiğini belirterek, hukukun askıya alındığını ve talimatlarla işletilmeye çalışıldığını ifade etti. Mehmet, “Demokrasiden ve insan haklarından barıştan hiç söz edilmediği, kişilere göre hukuk sisteminin oturtularak totaliter bir rejimin ülke sistemine entegre edilmeye çalışıldığı bir dönemi halk olarak açık ve net olarak görmekteyiz. Baskının hat safhaya ulaştığı bir dönemde toplumsal barış ve yaşam hakkını savunmak için HDP Hakkâri milletvekili Sayın Leyla Güven ülke barışının önünü açmak için açlık grevine başladı. Beraberinde cezaevlerinde yurt içinde ve yurt dışında açlık grevleri dalga dalga yayılmaya başladı” ifadelerini kullandı.
‘İktidar çözümsüzlüğü benimsedi’
Yetkililerin bu çığlık karşısında susmayı tercih etmesi sonucu cezaevlerinden ölüm haberleri geldiğine dikkat çeken Mehmet, “Cezaevlerinde ve dışarıda 9 kişinin yaşamı yitirmesi sonucunda hükümet insanlık onurunu ayaklar altına alarak cenazelerin defin işlemlerini engellemek için çaba sarf etti. Siyasi iktidar bu süreci demokratik hukuk temellinde çözmek yerine soruna kulak tıkayarak çözümsüzlüğü yöntem olarak benimsedi. Cezaevlerinde kısıtlı bir şekilde edindiğimiz bilgilere göre bağımsız sağlık ekiplerinin inceleme yapması engellendi cezaevlerindeki açlık grevindekiler için hayati önemdeki ilaçların b1 b12 vitaminlerinin ulaştırılması noktasında ciddi sıkıntılar yaşandığı yansıdı” diye kaydetti.
‘Anneler ciddi baskılarla karşı karşıya kaldı’
Cezaevlerinde yoğun bir baskı ortamının yaratıldığına işaret eden Mehmet, “Aldığımız duyumlara göre cezaevi idareleri ve gardiyanları bazı cezaevlerinde arama bahanesiyle koğuşlara girerek zaten öleceksiniz buradan ancak ölüleriniz çıkar gibi söylemlerle tahrikler yaratarak toplumun sinir uçlarıyla oynamak gibi bir görevi üstlendiklerini görüyoruz. Cezaevlerinde ve dışarıda her geçen gün kritik aşamalar geçilmesine rağmen hem içerde hem dışarıda baskılar hat safhaya ulaştı ve cezaevlerindeki açlık grevleri ölüm oruçlarına dönüştü. Çocukları cezaevinde olan annelerin cezaevi kapılarında çocuklarının her an hayatlarını kaybedeceği endişesiyle beklemelerine bile tahammül edilemedi. Gebze de bütün kamuoyu önünde annelere yönelik resmi görevlilerin tavrı toplum vicdanında çok ciddi yaralar açtı çocuklarının hayatta kalabilmesi için bir ses olmaya çalışan anneler yerlerde sürüklendi en ufak bir demokratik ve annelik tepkisi çok ciddi baskılarla karşı karşıya kaldı” dedi.
‘Annelerin çığlığı bu toplumun vicdanıdır’
Mehmet son olarak şu ifadelere yer verdi: “En son 1 Mayıs günü annelerin 1 Mayıs mitingine girişlerinde beyaz tülbentlerine el koyacak noktaya kadar gelindi. Bir devletin en önemli görevi kendi yurttaşını yaşatma sorumluluğu ne yazık ki yöneticilerin ucuz siyaset anlayışlarıyla yerle bir oldu. Bizler sivil toplum örgütleri olarak annelerin ’Siz yaşayasınız diye çocuklarımız ölüyor’ haykırışını şiar edinerek hiç kimse ölmeden birlikte özgürce yaşayalım diyoruz. Bizler Amed emek ve demokrasi platformu olarak buradan yetkililere acil çağrı yapıyoruz. Vakit kaybetmeden adımlar atılarak kişiye özgü hukuktan vazgeçilip evrensel hukuk değerleri ölçüsünde uygulamalara geçin cezaevlerinde ve dışarıda bir çığlık olan açlık grevlerindeki talepleri dikkate alıp adım atın ve bir an önce toplum vicdanında onarılmaz yaralar açacak süreci ortadan kaldırın. Annelerin çığlığını bu toplumun vicdanıdır artık ses verin çok geç olmadan yaşama ses olun adım atın.”