
Tutsak edilen Besra Erol: Sesimizi daha çok yükseltmeliyiz
- 12:11 2 Mayıs 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren Evrim Deniz Erol'un annesi Besra Erol tutuklanmasına ilişkin gönderdiği mesajda, “Benim oğlumu terör üyesi olarak görüyorlar. Ama benim oğlum terör örgütü tarafından katledildi. Sesimizi daha çok yükseltmemiz gerekiyor” diye vurguladı.
Diyarbakır İnsan Hakları Derneği (İHD) de Suruç Aileleri İnisiyatifi adına Suruç’ta katledilen Evrim Deniz Erol'un annesi Besra Erol'un tutuklanmasına dair basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Suruç Aileleri İnisiyatifinden katılanlar olurken Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) katıldı. Açıklama yapılmadan önce Besra Erol’un cezaevinden gönderdiği mesaj okundu.
Besra gönderdiği mesajda şunları kaydetti:
“4 arkadaşla kalıyorum. Yargılanma sürecinde oğlumun cenazesinde neden konuştuğum, neyi kastettiğim ve neden şehit dediğim soruldu. Amed Newroz’unda çektirdiğim fotoğrafı göstererek ‘neden katıldın’ diye sordu. Suruç’ta, İstanbul’da ve Muş’ta oğlum Evrim için yaptığım konuşmalar karşıma çıktı. Tutuklandığım gün mahkeme salonunda evime gelip beni gözaltına alan polisler mahkeme kapısından ‘sonun geldi Besra hanım’ diyerek beni tehdit ettiler. Ve istinafa gitmeden, Yargıtay’a gitmeden apar topar beni hapishaneye koydular. Ben bunların bir komplo olduğunu düşünüyorum. Benim oğlumu terör üyesi olarak görüyorlar. Ama benim oğlum terör örgütü tarafından katledildi. Sesimizi daha çok yükseltmemiz gerekiyor. Dayanışma içinde olalım. Berxwedan Jiyane.”
‘Ağıtı ve öfkesi katliamları engellemeyenleri rahatsız etti’
Açıklamayı okuyan Suruç katliamı tanığı Beren Atıcı, annelerin değil katillerin yargılanması gerektiğini belirterek, “Suruç şehidimiz Evrim Deniz Erol’un annesi Besra Erol, oğlunun mezarı başında yaptığı konuşmadan sonra polisin hedefi oldu. Oradaki öfkesi ve ağıtı katliamı engellemeyenleri rahatsız etti. Aynı zamanda tutsak annesi olduğu, hapishanelerdeki hak ihlallerine karşı da mücadele edip, Muş’taki eylem ve etkinliklere katıldığı için hakkında soruşturma açıldı. 1 yıl süren mahkeme süreci sonunda 29 Nisan 2019 tarihinde görülen duruşmada 7,5 yıl hapis cezası verilerek tutuklandı” dedi.
‘Katliamdan sonra 4 yıl geçti’
Suruç katliamının yaşanmasından bu yana yaklaşık 4 yıl geçtiğini kaydeden Beren, faillerin yargılanmadığını söyledi. Aksine yargılama okları Suruç için adalet isteyenlere çevrildiğini belirten Beren, “Bu 4 yıllık süre boyunca Suruç yaralısı arkadaşlarımız tutuklandı, dava avukatlarımız tutuklandı. Suruç için adalet isteyen dostlarımız tutuklandı. Suruç şehitlerinin cenazelerine katılmak, onların anmalarına katılmak açılan dava dosyalarına suç olarak konuldu. Bunlar da yetmezmiş gibi mezarlarımıza saldırdılar. Diyarbakır Yeniköy mezarlığında bulunan Veysel Özdemir’in mezar taşı değiştirildi. Urfa’nın Suruç ilçesinde bulunan Osman Çiçek ve Kasım Deprem’in mezarları tahrip edildi. Hakkâri/Yüksekova’da bulunan Süleyman Aksu’nun mezarı 2 yıl içinde tam 6 kez tahrip edildi. Mezarlara saldıran failler yakalanmadı” diye vurguladı.
‘Verilen ceza kabul edilemez’
Beren, faillerin yakalanması yerine oğlunun mezarı başında yaptığı adalet isteyen, haksız ve hukuksuzluklara karşı eylemlere katılan Suruç ailelerinden Besra’ya dava açıldığı ve 1 yıl süren yargılamanın sonucunda 7,5 yıl hapis cezası verilerek tutuklanıp Muş E Tipi Hapishanesi’ne konulduğuna dikkat çekti. Beren, 62 yaşındaki Besra’ya verilen bu ceza esasında Suruç ailelerinin adalet mücadelesine verildiğini ifade etti. Beren, “Cezanın kabul edilmesi mümkün değildir. Bu kararın bir an önce iptal edilmesini ve Besra annemizin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Suruç ailelerini değil katliam faillerinin yargılanmasını istiyoruz” dedi.
‘Çocukları için adalet arayışında’
ESP MYK üyesi Hatice Deniz Aktaş da, Besra’nın çocukları için adalet arayışında olduğunu belirterek, “Mahkemeler Suruç aileleri için işkence haline dönüşmüştür. Devlet artık Suruç ailelerinden elini çeksin. Besra annenin bir oğlu cezaevinde olduğu için hep tutsakların sesi olmaya çalıştı. Yine Diyarbakır ve Gebze’deki anneler gibi direndiği için, ses çıkardığı için tutuklandı. Besra annenin dediği gibi sesimizi yükseltmeliyiz” diye konuştu.
Açıklama yapılan konuşmaların ardından sona erdi.