Yüzbinler Bakırköy’den seslendi: Ölüm değil yaşamdan yanayız
- 16:59 1 Mayıs 2019
- Güncel
İSTANBUL - Yüzbinlerin buluştuğu Bakırköy’deki 1 Mayıs mitinginde, emek sömürüsü ve tecride karşı tepkiler “İş-Adalet-Özgürlük” sloganıyla yankılandı. İmralı tecridinin kaldırılmasının talep edildiği kutlamada, "Galatasaray meydanında çocuklarının akıbetini soran annelere, açlık grevindeki çocukları için kaygıyla bekleyen annelere saldıran erkek egemen iktidara karşı, itaat etmeyen, kadınlar, Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri, 1 Mayıs alanında ‘bedenimiz kimliğimiz emeğimiz bizimdir’ diye haykırıyor" denildi.
İstanbul’da bu yıl Bakırköy Pazar Alanı’nda gerçekleştirilen 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamasına yüzbinlerce kişi katıldı. “İş-Adalet-Özgürlük için 1 Mayıs’a!” şiarıyla gerçekleştirilen miting, saygı duruşuyla başladı. Ardından ilk olarak Grup Vardiya sahne aldı.
İmralı tecridinin kaldırılması talebiyle açlık grevinde olan tutsakların durumuna dikkat çekme için ağzına beyaz maske takarak sahneye çıkan Grup Vardiya’nın seslendirdiği ezgilerle alandaki coşku duruğa çıktı. Sahneden inmeden önce “Leyla Güven aile başlayan ve zindanlarda tecride karşı başlayan açlık grevini selamlıyoruz. Yaşamın her alanında tecride hayır diyoruz” diyen Grup, yüzbinler tarafından dakikalarca alkışlandı.
HDP Eş Genel Başkanları beyaz tülbentle sahneye çıktı
Ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu sahneye çıkarak kısa bir konuşma yaptı. Daha sonra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli de omuzlarına taktıkları beyaz tülbentle sahneye çıkarak kitleyi selamladı.
‘Taksim’i yeniden kazanacağız’
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) korusunun sahne alması ile devam eden mitingde, enternasyonalist 1 Mayıs Marşı okundu. Koronun ardından DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Nazım Hikmet’in “Memleket Şiiri” ile konuşmasına başladı. Taksim Meydanı’nı işçilere kapatanların saltanatının elbet yıkılacağını belirten Arzu, “Taksim’i 1 Mayıs alanı olarak yeniden kazanacağız. Ve yeniden 1 Mayıs’ı Taksim alanında kutlayacağız. Kriz dolayısıyla işten çıkartmalar yasaklanmalıdır. Haksız hukuksuz bir şekilde KHK’lerle işten çıkarılanlar işlerine geri dönmelidir. Vergi adaletsizliğine son verilmelidir. Asgari ücretliden vergi alınmamalıdır. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmalıdır. Bu adaletsiz düzene karşı ayağa kalkacak mıyız? Hiç kimse cinsiyetinden kimliğinden inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş sayılmasın. Eşit yurttaşlık barış kardeşlik ülkenin her tarafında hakim olsun. Bizler bu ülkenin tüm güzelliklerini yaratanlar söz verelim. Bu baskıcı rejim harap ettiği memleketimizi yeniden kuracak mıyız? Halkın iradesini yok sayma girişimlerine sessiz kalmayacağız. Bu ülkenin geleceğinin güvencesi biziz. Bütün ezilenlerin ve emekçilerin birliği aydınlık geleceğin biricik teminatıdır” dedi.
‘Aydınlık yarınları emeğin birleşik mücadelesi ile kuracağız’
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Aysun Gezen de, ülkenin adım adım toplumsal ve siyasal bunalımın içine itildiğini ve bunun giderek derinleştiğini dile getirdi. Aysun, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Yerel seçimler biter bitmez önümüze yapısal reform adı altında açı bir reçete koydular. Kolektif emeğimizle yarattığımız değerleri, kıdem tazminatımızı sermayeye, patronlara peşkeş çekmek istiyorlar. Buna izin verecek miyiz? İzin vermeyeceğiz. Reform diye diye temel haklarımızı tek tek ortadan kaldırdılar. Şekerden tütüne, enerjiden kağıda ülkeyi dışarıya bağımlı hale getirdiler. İşçi cinayetlerinin önünü sonuna kadar açtılar. Bizleri açlık sınırında yaşamaya ittiler. Kabul edecek miyiz? Kabul etmeyeceğiz. İhraçların en çok etkilendiği kadınlar güvencesiz işlere itildi. Kadın eve hapsedildi çalışma yaşamından uzaklaştırıldı. Yasalarla emeklilik hakkımız yaşa takıldı. Laiklik demokratik barış içinde eşit ve özgürce yaşamak istiyoruz. Barış içinde bir arada yaşamanın koşullarını biz emekçiler oluşturacağız. Aydınlık yarınları emeğin birleşik mücadelesi ile kuracağız.”
‘Bugün alın teri ile geçinenlerin günü’
Türk Mimar Mühendisleri Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Emin Koramaz ise, AKP’nin baskısına, şantajlarına, tehditlerine boyun eğmeyenleri selamlayarak, “Selam olsun eşitlik özgürlük sevdalılarına. Selam olsun bu gün burada birlik dayanışma sloganlarıyla 1 Mayıs alanlarını dolduran tüm halkımıza. Bu gün emeği ile alın teri ile geçinenlerin günü. Bu gün halka doğru haber verdikleri için cezaevlerinde doldurulan gazetecilerin günü. Hakları özgürlükleri için mücadele eden kadınların günü. KHK ile kayyımlarla bütün bir ülkeyi teslim alacaklarını sanıyorlardı. Yanıldılar. Tek adam rejimi altında hiçbir zaman bitmeyecek bir saltanat kuracaklarını sanıyorlardı yanıldılar. Bütün bu yanılgıları ekonomik siyasi alanda Türkiye’nin hiç karşılaşmadığı bir krizle karşılaştı. Şimdi de bu krizi emekçilere ödetmek istiyorlar. Yine yanılacaklar. Bu ülkenin Kürdü ile Türkü el ele verdiğinde aşamayacağı bir duvar, yok edemeyeceği bir saltanat yok. Fabrikasında, okulunda, hastanesinde yaşamın neresinde olursa olsun direnenlere bin selam olsun” ifadelerini kullandı.
‘Örgütlü mücadeleyi başarmak zorundayız’
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Sinan Adıyaman, sağlıklı toplumun ön koşulunun örgütlü toplum olmaktan geçtiğini söyledi. Isınma ve barınmada yeterli olanakları sağlamayan sermaye iktidarına karşı 1 Mayıs’ın birlik dayanışma günü olduğunu ifade eden Sinan, “Sorunu biliyorsak teşhisi koyabiliyorsak çok iyi biliyoruz ki çaresi var. Reçetesi var. Örgütlü mücadeleyi başarmak zorundayız. Ölümün bile adil olmadığı bu düzende yaşamı adil kılmak için omuz omuza mücadele çağırıyoruz” diye konuştu.
‘Tekelci medyanın sansürüne rağmen buradayız’
Daha sonra HDP İstanbul İl Kadın Meclisi Sözcüsü Aysun Çeper, ortak metnin Kürtçesini okudu. Ortak metnin Türkçesini ise işçi emekçisi Hasan Oğuz okudu. Krizin faturasını sermaye ve sarayın ödeyeceği belirtilen açıklamada, “Tüm hukuk tanımazlığıyla, bir gecede çıkarttıkları KHK’lerle binlerce emekçiyi açlığa mahkum eden ve tüm arsızlığıyla ‘ağaç kökü yesinler’ diyen kumpasçılar, gasp ettikleri mazbatalarla halkın iradesini çalan hırsızlara karşı, ‘oy kullanamazlar’ dedikleri KHK’liler, 1 Mayıs meydanlarında ‘oy kullandık ve siz kaybettiniz’ dedi. Muhalif gazetecileri, akademisyenleri, siyasetçileri hapishanelere doldurup, duyma görme bilme hakkımızı elimizden alanlara karşı, sokak afişlerimizle, bildirilerimizle buluştuk. Tekelci medyanın sansürüne rağmen burada 1 Mayıs alanındayız” denildi.
‘Ölüm değil yaşamdan yanayız’
Toplumun tüm kesimlerinde uygulanan baskı ve tecrit ortamını cezaevlerinde bir işkence yöntemine dönüştürenlere karşı alanda olduklarının altı çizilen açıklamada, şöyle devam edildi: “Hapishanelerde tecride karşı açlık grevleriyle seslerini duyurmaya çalışan binlerce tutsağı görünmez duyulmaz kılanlara karşı 1 Mayıs alanından sesleniyoruz. Tecritte ısrar eden AKP iktidarı açlık grevleri sonuçlarının ve ölümlerin sorumlusu olarak tarihe geçecektir. Ve bir kez daha 1 Mayıs alanından haykırıyoruz; ölüm değil yaşamdan yanayız. Tecrit insanlık suçudur. Siyasal iktidarın kollayarak büyüttüğü erkek şiddetine, cinsel tacize, tecavüze karşı, krizin bedelini evde ayrı işte ayrı ödetenlere, kadınların nasıl yaşamaları gerektiğini salık verenlere karşı 1 Mayıs alanındayız. Galatasaray Meydanı’nda çocuklarının akıbetini soran annelere, açlık grevindeki çocukları için kaygıyla bekleyen annelere saldıran erkek egemen iktidara karşı, itaat etmeyen kadınlar, barış anneleri, cumartesi anneleri, 1 Mayıs alanında ‘bedenimiz kimliğimiz emeğimiz bizimdir’ diye haykırıyor. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar uzanan bu ırkçı faşist zorbalığa, devlet şiddetine karşı, Türk, Kürt, Arap, Laz, Alevi, Sünni kadın erkek LGBTİ+ olarak tüm farklılıklarımızla yan yana 1 Mayıs alanlarındayız. Eşit yurttaşlık onurlu barış ve özgürlük diye haykırıyoruz.
‘1 Mayıs alanında umudu büyütüyor ve haykırıyoruz’
Bizler; savaşlara, sınır ötesi operasyonlara, hayatların yerinden edilmesine karşı barışta ısrar edenleriz. Biz işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, yoksullar, ezilenlerin, bir merminin fiyatından haberimiz yok ve öğrenmek de istemiyoruz. Biz, savaş ve çatışma politikalarıyla, ülkenin bugünü ve geleceğine dair umutsuzluk, çaresizlik ve inançsızlığa sürükleyenlere karşı buradayız. 1 Mayıs alanında umudu büyütüyor ve haykırıyoruz. Ortadoğu’da yaşanan emperyalist paylaşım savaşları sonrası ülkemizde yaşamak zorunda kalan mültecilerin ve bölgede yaşanan baskı ve zulüm politikalarından dolayı metropollere gelmek zorunda kalan yoksul Kürt emekçilerinin maruz kaldığı ırkçılık, yoğunlaşan emek sömürüsü, güvencesiz ve ucuz iş gücü olarak kullanılmalarına karşı, ‘Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği’ diyenler 1 Mayıs alanındayız. Yaşam alanlarının her geçen gün talan edilmesine karşı yaşamı savunuyor toprağımızı ve sularımızı ranta heba edenlere, toprakla beraber yaşamı betona gömenlere karşı, Ayder yaylalarından, Amed surlarından, Munzur gözelerinden, kuzey ormanlarından esen rüzgarla buluştuk, 1 Mayıs alanına geldik. ‘Beton değil toprak, rezidans değil ağaç’ diye haykırıyoruz.”
‘Her yer Taksim her yer direniş’
Sağlıktaki ranta karşı mücadele eden ve ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ diyen sağlık emekçileri olarak da 1 Mayıs alanlarındayız. 1 kereden ne olmuş ki’, ‘1 kere olmuş münferit’, ‘rızası var’, ‘çocuklarına sahip çıkamamışlar’ gibi, saldırganı değil çocukları ve ailelerini suçlayan ifadelerle istismarı meşrulaştırarak son yıllarda hızla artan çocuklara yönelik şiddet taciz ve istismarın ortağı olan siyasal iktidara karşı ‘güzel günler göreceğiz çocuklar’ diyebilmek için 1 Mayıs meydanlarındayız. Hukuk tanımayan gerekçelerle 1 Mayıs Meydanı olan Taksim meydanını halka kapatanlara hep beraber sesleniyoruz; Her yer Taksim her yer direniş.”
Konuşmaların ardından miting, sanatçıların sahne almasıyla son buldu.