
1 Mayıs alanında tecride karşı yaşam zinciri
- 15:36 1 Mayıs 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - KESK öncülüğünde "Bu ülkeye barışı getireceğiz" sloganıyla İstasyon Meydanı'nda kutlanan 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı'nda kitle açlık grevlerine dikkat çekti. Anneler alanda yaşam zinciri oluşturdu ve açlık grevleri için biran önce adım atılmasını istedi.
Kamu Emekçileri Sendikası Federasyonu (KESK) Diyarbakır Şubeler Platformu ve Emek Demokrasi Platformu öncülüğünde "Bu ülkeye barışı getireceğiz" şiarıyla Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda kutlanan 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı'na emekçiler aktı. İstasyon Meydanı'na çıkan tüm yollar polis barikatlarıyla kapatılırken, yoğun polis önleminin alınması dikkatlerden kaçmadı. Kutlamanın yapılacağı alana "Biji yek'ê Gulanê", "Barış ve emek için alanlardayız", "Çocuğun çıkaramadığı ses ol", "Amed barış en çok sana yakışır", "Dilimiz onurumuzdur, dilimiz için alanlardayız" yazılı pankartlar asıldı.
Sloganlar ile alana giriş yapıldı
Devrimci İşçi Sendkaları Konfederasyonu (DİSK), KESK, Türkiye Tabipler Odası (TTB), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Kürdistan Komünist Partisi (KKP) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) "Gazetecilik suç değildir", "Çapemeniya azad bedeng namine", Bu ülkeye barışı getireceğiz" yazılı pankartlarla kortejler oluşturarak alana girdi. Kortejde ayrıca Bağlar Jiyan Semt Pazarı'nda emek veren kadınlar da "Pazarcı kadınlar emek gaspına karşı direnişte" yazılı pankartları ile yer aldı. Kortejde yer alanlar "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek", "Direne direne kazanacağız", "Biji yek gulan" , "Jin jiyan azadi" sloganları ile alana girdi.
Beyaz Tülbentliler engeli tanımadı
Beyaz tülbetleriyle alana girmeye çalışan anneler ve çok sayıda kadına, tülbetlerini bırakmadan alana alınmayacağı kaydedildi. Kadınlar tülbentlerine el konulması halinde alana girmeyeceklerinin altını çizdi. Kadınlar ve anneler barikatlar ardından engellemeyi protesto etmek amacıyla oturma eylemi gerçekleştirdi. Yapılan oturma eyleminin ardından engeli aşan 'Beyaz Tülbentliler' alana "Biji berxwedana zindanan", "Biji berxwedana Leyla Güven", "Faşist AKP hesap verecek" ve " Direne direne kazanacağız" sloganlarıyla girdi.
Alanda tek slogan 'Bij berxwedana zindanan'
Mitinge Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Barış Anneleri Meclisi, Petrol İş Sendikası, TMMOB, Emek Partisi (EMEP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Tevgera Jinên Azad (TJA), Amed Spor Direniş Grubu, Diyarbakır Belediye Eşbaşkanları, HDP İl-İlçe yöneticileri, çok sayıda emekçi ve kişi katıldı. Alanda bir an olsun zılgıt ve alkışlar dinmezken kitle sık sık "Direne direne kazanacağız", "Biji Berxwedana zindanan" sloganları attı. Son 3 aydır gerçekleşen mitinglerde de olduğu gibi bugün de açlık grevine ilişkin atılan sloganlar polisin müziğin sesini yükseltmesiyle bastırılmaya çalışıldı.
Miting demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler adına yapılan saygı duruşunun ardından başladı. Saygı duruşunda kitle "Biji berxwedanan zindanan" sloganını attı. Saygı duruşunun ardından kitleye ilk olarak 1 Mayıs Tertip Komitesi adına Hasan Hayri Eroğlu seslendi. Hasan, sınırsız bir dünya içi, kıdem tazminatına sahip çıkmak için, adalet için, yaşam hakkı için ve güzel yarınlar için bugün daha fazla örgütlenmeye ihtiyaç olduğunu kaydetti.
'Savaşı değil barışı savunuyoruz'
Tertip Komitesi adına konuşan Esra Adem Hal ise, geri adım atmayan, barış için bedel ödeyen emekçilerin gününü kutladı. Esra, "Yaşadığımız coğrafya tarihsel bir süreçten geçiyor. Faşizm en barbar haliyle halkların karşısındadır. Kıdem tazminatının fona hibe edilmesine karşı dur demek için alanlardayız. Ölümü değil yaşamı , savaşı değil barışı, tutsaklığı değil özgürlüğü savunuyoruz. Barış isteyen analarımızı isteyen analarımızı selamlıyoruz. Yaşasın 1 Mayıs yaşasın örgütlü mücadelemiz" dedi.
KESK Meclis Yürütme Komitesi (MYK) üyesi Gülistan Atasoy da hayatı var eden, üreten güzel günler için bugün alanlara akın ettiğini dile getirdi. Gülistan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "77 Taksim şahsında yaşamını yitirenler önünde saygıyla eğiliyorum. Selam olsun her koşulda direnenlere… Ülkemizin adım adım içine sürüklendiği kriz her gün biraz daha derinleşmektedir. İşçinin kıdem tazminatına göz koyanlara karşı bugün alanlardayız. İşçiler emekçiler ülkenin dört bir yanında meydandadır. Yazlık, kışlık, baharlık saraylar yapanlardan soracak hesabımız var. Ekonomik krizin faturasını fakire, kadına, emekçiye ödetmeye çalışanlara karşı alanlardayız. Kadınlar olarak emeğimiz, bedenimiz özgürleşinceye kadar alanlardan çekilmeyeceğiz. Bizler barış ve özgürlük için mücadele ederken onlar bunu hazmedemiyorlar. Bizleri bir gecede ihraç edenler bu yolla bizi biat etmeye çalışıyorlar. Biat etmeyeceğimizi bu alanlardan bir kez daha haykırıyoruz. Patriarkalar gidecek biz kalacağız. Ekonomik krizin halka ve emekçilere yıkılmadığı, emeğin sömürülmediği, ayrımcılığa uğramadığımız bir dünya için yürüttüğümüz mücadeleyi yürütmeye devam edeceğiz. Kendi beka sorunlarını halkın beka sorunu gibi sunanlara karşı ilkelerimizden taviz vermeden mücadele edeceğiz."
'Tabutlar çıkarsa toplumsal barış engellenir'
Gülistan konuşmasının devamında açlık grevi direnişlerine de değinerek, "Bedenini açlığa yatıranların çığlığını duymazdan gelmelerini anlamak mümkün değildir. Cezaevleri önünde evlatlarının yaşaması için nöbet tutanların feryadını duymamak barışın gelmesini engellemektir. Bu nedenle açlık grevlerinin ve ölüm oruçlarının geldiği aşama biz emekçileri de sorumluluk yüklemektedir. Tabutların çıkması halinde toplumsal barışın önü engellenecek ve travmaya neden olacaktır. 31 Mart'ta bir kez daha gördük ki bizler bir araya gelirsek engelleri aşarız. Geçmişimizde nasıl zincirleri kırdıysak bugün de faşizmi dağıtacak güçteyiz. Yaşasın 1 Mayıs" dedi.
'Bizler bu memleketin gerçek sahipleriyiz'
Tabipler Odası Eş Genel Başkanı Halis Yerlikaya da, "Bizler siyasi gerekçelerle tutuklamaların olmadığı, kendi yasalarına uyduğu, açlık grevlerinin yaşanmadığı özgür bir memleket istiyoruz. Başta sağlık alanları olmak üzere şiddetin bir yöntem olmadığı bir ülke istiyoruz. Biz memleket istiyoruz diyenler ve mücadelesini verenler olarak yaşamı var edenleriz. Yalnız değiliz, çaresiz değiliz. Mücadele geleneğimizden biliyoruz. Bizler bu memleketin gerçek sahipleriyiz. Güzel günler göreceğiz yaşasın 1 Mayıs" diye kaydetti.
Annelerden yaşam zinciri
Barış Anneleri ve tutsak yakınları bu sırada açlık grevlerine, ölüm oruçlarına, tecride karşı yaşam zinciri oluşturdu. Anneler konuşmacıların konuşmalarını sık sık "Biji berxwedana zindanan", "Selam selam İmralıya bin selam", "Leyla Güven rume ta me ye" sloganlarını atarak kesti.
TMMOB adına konuşan Doğan Hatun da, "Bu ülkenin ne krizini, beka sorunu biz emekçiler yaratmadık. Bu sorunları ve krizi yaratanlar iktidarın kendisidir. Bu krizleri bizim üzerimizden yürütmelerine izin vermeyeceğiz" diye vurguladı.
'İlan edilen seferberlik boynumuzun borcudur'
DİSK Genel İş adına konuşan Mehmet Salih Doğrul, alanı dolduran tüm emekçileri selamladı. Mehmet, "Ülkede yaşanan krizin faturası biz emekçilere çıkarılıyor. 15 Temmuz darbe girişimi ardından emekçilerin tüm hakları gasp edildi. Ardından bu politikalar sürdürüldü. Demokrasi bizim ekmeğimizdir. Demokrasi olmazsa ekmeğimiz, aşımız olmaz. Şuan slogan atan anaların tek talebi evlatlarının talebinin duyulmasıdır. Dün anneler devam eden açlık grevlerinin ölüm orucuna dönüşmesi karşısında seferberlik ilan ettiler. Bu seferberlik boynumuzun borcudur. Sorumlulara sesleniyoruz; trajik bir son olmaması için bir an önce adım atılmalıdır" diye kaydetti.
'Öcalan'ın barış dilinden korktukları için tecrit uygulandı'
Son olarak konuşan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk de emekçilerin 1 Mayıs'ını Newroz ruhuyla kutladığını ifade etti. Berdan, "Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevleri Strsbourg'ta, zindanlarda sürüyor. Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaştırılmasının ardından tek zihniyetin saldırıları ağırlaştırıldı. Bugün ekonomik kriz yaşanıyorsa, insanlar işlerinden ediliyorsa bu tekçi zihniyetin ürünüdür. Sayın Öcalan'ın özgürlük ve barışçıl sesinden korktukları için tecridi ağırlaştırdılar. Bugün ahlak ve vicdan çökmüştür. Gebze'deki anneler demokratik tepkisini dile getirdi diye bir polis tarafından itildi. Bu polisin zihniyeti değil iktidarın aşıladığı zihniyettir. Biz bugün sessiz kalırsak yarın bu zihniyet daha da güçlenecektir. Tecrit hukuk dışı ve vicdan dışıdır. Eylemdeki arkadaşlarımızın talebi olmayan bir talep değildir. Türkiye'nin kendi yasalarına uyması noktasında çağrıda bulunuyorlar" diye belirtti.
'Tek bir saniyenin dahi önemi var'
Kürt halkının PKK Lideri Abdullah Öcalan'ı irade olarak kabul ettiğini dile getiren Berdan, bu iradenin tecrit edilemeyeceğini söyledi. Tutsakların sesi olunması gerektiğini vurgulayan Berdan, anca bu şekilde direnişin zafere ulaşacağının altını çizdi. Berdan, "İnsan haklarını, barışı, özgürlüğü savunanlar bir gün dahi gecikmeden bu direnişe ses vermelidir. Annelerimiz bir açıklama yaptı. Tüm siyasi partilere, STK'lara, halklara seferberlik çağrısında bulundu. Bizlerde bunu bir görev olarak görüp seferberlik çağrısına cevap olunmalıdır. 1 saniyemizin dahi önemi var artık. Ya bu direnişe güç vereceğiz ya da faşizm gün be gün büyüyecektir. Faşizm direnişle geri gidecektir. Omuzlarımıza düşen görevin farkında olup harekete geçmeliyiz" dedi.
KHK ile ihraç edildiği için mazbatası verilmeyen Bağlar Belediyesi Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan ise kitleye şöyle seslendi: "Bu kayyım zihniyeti topraklarımızda talanı hayata geçirdi. Topraklarımızda binlerce işsiz insan bulunuyor. Emek verenler iktidar tarafından yok sayılıyor. Bizi her alandan silmeye çalışanlara inat mücadeleye etmeye devam edeceğiz. Onların kayyımcı zihniyetine karşı ahlakımızla, vicdanımızla halkımızın içinde olmaya devam edeceğiz."
Miting Sanatçı Şerzad'ın seslendirdiği şarkılar eşliğinde çekilen halaylar ve açlık grevlerine ilişkin atılan sloganlarla sona erdi.