
İki oğlu katledilen Esmer Tunç: Tutsakların talebinin etrafında kenetlenelim
- 09:03 30 Nisan 2019
- Güncel
ŞIRNAK - Cizre’deki sokağa çıkma yasakları sırasında oğulları Orhan ve Mehmet Tunç’u kaybeden Esmer Tunç, tecride karşı eylemini sürdüren Leyla Güven ve cezaevindeki tutsaklara her alandan destek verilmesi gerektiğini belirterek, “Bir annenin ciğeridir çocuğu. Bütün Kürt halkı Leyla ve tutsakların etrafında kenetlenmelidir” çağrısında bulundu.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım 2018 tarihinde açlık grevi eylemine başlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekilli Leyla Güven’in eylemi 174’üncü gününe girdi. Aynı taleple bölge ve Türkiye cezaevlerinde açlık grevine giren 7 bini aşkın tutsağın eylemi devam ederken, Bakırköy, Gebze, Van ve Diyarbakır cezaevlerinde 15 tutsak, “ölüm orucu”na başladı.
Tutsaklara destek olmak amacıyla cezaevi kapılarına giden annelerin darp edilmesi ve devam eden saldırıları 2015-16 yılları arasında Şırnak’ın Cizre ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında çocukları Mehmet ve Orhan Tunç’u kaybeden anne Esmer Tunç değerlendirdi.
‘Bir annenin ciğeridir çocuğu’
Sözlerine Leyla Güven ve açlık grevindeki tutsaklara selam göndererek başlayan Esmer, bütün Kürt halkının tutsaklara destek vermesi gerektiğini vurguladı. Esmer, “Onlar bizim için Kürdistan için canlarını ortaya koydu. Bu zulmün bir an önce son bulması lazım. Vekillerimizi annelerimizi darp ediyorlar. Bu Müslümanlık mı? Bir annenin ciğeridir çocuğu. Hepimizin ciğeri yanıyor. Yemek yiyip su içiyoruz ama sanki zehirdir ağzımıza giren. Leyla Güven zindana girmeden önce bir gece geldi yanıma misafirim oldu. Cezaevinden çıktıktan sonra da onu ziyaret ettiğimde ‘söz veriyorum bu grev amacına ulaşsa ben yine senin misafirin olmak istiyorum’ dedi” diye belirtti.
Tecridin bir an önce kırılması gerektiğini dile getiren Esmer, “Askerlerin darp ettiği anneleri görünce buradan bizim içimiz yanıyor. Biz hepimiz biriz. Hepimizin canı yandı biz bütün anneler bu acının ortağıyız. Bu acıyı görün artık. Ben Kürt halkından umut ve rica ediyorum; bir an önce ayağa kalksınlar. Ellerinden ne geliyorsa yapsın herkes. Kendi çocuklarımızı koruyamıyorsak neden hayattayız o zaman. Biz neden yaşıyoruz? Anneler yemek yiyemiyor, uyuyamıyor. Bütün devletler bize gözünü kapatmış. Kimse bizi görmüyor. Buna kulak tıkayan herkes bunun altından kalkamayacak” ifadelerini kullandı.
‘Herkes olduğu yerde bu direnişe ses versin’
Mehmet Tunç’un eşi Zeynep Tunç ise, bütün Kürt halkının olduğu yerden direnişe destek vermesi gerektiğinin altını çizerek, Leyla’nın her dakika akıllarında ve kalplerinde yer aldığını belirtti. Zeynep, “Herkese çağrım var; Kürt halkı olduğu yerde elinden ne geliyorsa yapsın. ‘Benim çocuğum ya da yakınım içinde değil susayım’ demesin artık. Herkes elini vicdanına koyup ‘yeter’ desin. Annelerimiz cezaevlerinin kapısına gidiyor polisler gelip o anneleri copluyor. Onlar insan değil mi? Müslüman değiller mi? Bu annelerimiz çocukları için oraya gidiyorlar, halk da buna sessiz kalıyor. Halk bunu kabul etmesin artık ‘ben insanım’ diyen herkes annelerle birlikte cezaevi kapısının önüne gitsin. Bu zulmü kabul etmesin” dedi.
‘Halk Cizre’yi unutmadan Leyla Güven’e ses versin’
Halkın Cizre’de yaşananları unutmayıp Leyla Güven’e ses vermesi gerektiğini dile getiren Zeynep, şöyle dedi: “Kürt halkına yönelik zulüm bir an önce son bulsun. Herkes Cizre, Şırnak ve Silopi’nin başına neler geldiğini biliyor. O gün halk ayağa kalktı. Şimdi de Leyla ve arkadaşları için halkın yerinde oturmaması gerekiyor. Kimse bu zulmü kabul etmesin. Kürt halkı eski Kürt halkı değil. Biz özgürlük ve barış istiyoruz. Başımıza o kadar şey geldi ama biz hala kanın akmaması için çabalıyoruz. Dört parça Kürdistan’da bulunan bütün halka çağrıda bulunuyorum; bu tecridin bir an önce kaldırılması için herkesin ses çıkarması gerek.”