'Cinsel istismarlara karşı devlet üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli'

  • 20:33 26 Nisan 2019
  • Güncel
İZMİR - Artan çocuk istismarı ve cinsel saldırılara karşı devleti göreve çağıran KESK İzmir Şubeler Platformu, "Kadına ve çocuğa yönelik şiddet politiktir. Caydırıcı yasalar bir an önce çıkmalı, gereken önlem alınmalıdır" dedi. 
 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu, Küçükçekmece'de 5 yaşındaki çocuğa yönelik cinsel istismar ve metrobüste bir kadının cinsel saldırıya maruz bırakılmasın ilişkin Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması düzenledi. "Çocukların geleceğini karartmasına izin vermeyeceğiz, peşinizdeyiz" yazılı pankartın açıldığı açıklamada "AKP elini çocuklardan çek", "Çocuk istismarını aklatmayacağız", "Çocuklar susmaz biz de susmayacağız" sloganları atıldı. Basın metnini KESK Dönem Sözcüsü Hülya Ulaşoğlu okudu. 
 
'Yerellerde birimler oluşturulmalı'
 
Basın açıklaması öncesinde söz alan SES Kadın Sekreteri Semra Doğan, istismarın ilk defa yaşanmadığını belirterek, "Medyanın dili çok kötü. Televizyonlarda o kadar kötü programlar, diziler var ki bu dilin tamamen değiştirilmesi, etik kurulun oluşturulması gerekiyor. Yerellerde çocuk istismarının inceleyen birimlerin oluşturulması gerekiyor. Çocuklara iyi dokunmanın kötü dokunmanın ne olduğunu anlatmamız gerekiyor" dedi.
 
'Devlet üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor'
 
Semra, çocukların hayatını karartan faillere gerekli cezaların verilmediğini, bu nedenle istismarın arttığını dile getirdi. Semra, "Bir sağlıkçı olarak günlük ortalama bir sağlık kurumuna gelen istismar sayısı en az 10-12. Bu çocukların hayatları paramparça oluyor. Okullarından alınıp yurtlara konuyorlar. Bunun tek sorumlusu devletin ta kendisidir. Cezalar yeterince verilmemekte. Aslında cezalar çok açık. Ama maalesef yaşatmaya söz veren birisi olarak ben bunun için sadece belli günlerde dışarı çıkmak yeterli değil. Devlet kendi üzerine düşen görevi yerine getirmemektedir" dedi.
 
'Son 10 yılda çocuk istismarı yüzde 700 arttı'
 
Basın açıklamasını okuyan KESK Dönem Sözcüsü Hülya Ulaşoğlu, yaşanan istismar ve cinsel saldırının yalnızca medyaya yansıyanlar olduğunu belirterek, çocukların istismara uğramasını engellemek için etkin politika geliştirmesi gereken siyasilerin istismarı aklayan, hatta meşrulaştıran açıklamalar yaptığını kaydetti. Hülya, "Kadınlar ve çocukların güvenle yaşayabilecekleri bir hayat için etkili çözümler üretmekten imtina edenler; idam, hadım, pembe metrobüs gibi, sorunu daha da derinleştiren politikalar yürütenlerdir. Yargı mekanizmasını adaletten değil, erkekten yana kullananlardır. Son 10 yılda çocuk istismarı yüzde 700 arttı. Adalet Bakanlığı verilerine göre yılda ortalama 8 bin çocuk cinsel olarak istismar ediliyor. Bu günde en az 21 çocuk demek. Son 10 yılda çocuk istismarı davaları yaklaşık 3 kat arttı. Ama bu davaların yüzde 45'i beraatla sonuçlandı. Son 10 yılda 483 bin kız çocuğu devlet izniyle evlendirildi. Türkiye çocuk yaşta evliliklerde Dünya'da ilk 10'da" diye belirtti. 
 
'Erkek adaletle çözüm bulunamaz'
 
Çocuğa yönelik artan istismar vakaları toplumsal çürümenin göstergelerinden biri olduğunu söyleyen Hülya, idam tartışmalarıyla, hadımla ya da "erkek adaletle" sorunun çözülemeyeceğini belirtti. Cinsel istismar suçlarının işlenmeyeceği toplumsal sistemi inşa etmek gerektiğini söyleyen Hülya, "Toplumun her kesiminde farkındalık yaratacak eğitsel, dönüştürücü programları sistematik ve yaygın hale getirmek; çok ciddi politikalar oluşturmak ve uygulamak; vakaları bilimsel veri analizlerinde izlemek ve çözümlemek gerekmektedir" dedi.
 
'Basına yasağı olayların üstünü örtmek içindir'
 
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'u görevini yapmaya çağıran Hülya, yaşanan olayların hemen ardından yayın yasakları getirildiğini belirtti. Hülya, "Biliyoruz ki bu türden yasaklar çocuğun üstün yararına kullanılmasından daha çok kamuoyu tepkisini azaltmak, basın takibini zorlaştırmak, faillerin yargılanıp yargılanmadığını, yargı sürecinin nasıl geçtiğini kamuoyunun bilmesini önlemek, yalnızca faillerin değil, devletin sorumluluğu olduğu gerçeğinin üstünü örtmek için kullanılıyor. Hepimiz biliyoruz ki kadına ve çocuğa yönelik şiddet politiktir. Caydırıcı yasalar bir an önce çıkmalı, gereken önlem alınmalıdır" şeklinde konuştu. 
 
Eylem kadınların sloganları ile son buldu.